Katty translate Turkish
50 parallel translation
We sort of got caught up talking Red Wings.
Red Wings'i konuşmaya başladık. Katty gizli bir hokey hayranıymış.
Kitty-katty, come on...
Gel bakalım pisipisi.
So Katty McCoy thinks I should track down Paul Dumley like find where he eats or something.
Katty McCoy diyor ki, Paul Dunley'nin nerede yiyip içtiğini bularak onu takip etmeliymişim.
Please go easy on me, Katty.
Lütfen fazla üstüme gelme, Katty.
Hey, that's Katty!
Hey, o Katty!
Quick, Katty, get away.
Çabuk, Katty, kaç.
We can't, Katty.
Kaçamayız, Katty.
Hello, Kathy.
Selam Katty.
- Last Friday night.
- Katty Perry'den,
If I was seeing things, I'd be seeing cool things, like Optimus Prime banging Katy Perry, or Jay the size of a house but all his fingers are Cadbury's Flakes.
Eğer hayal görseydim güzel şeyler görürdüm. Optimus Prime'ın Katty Perry'e çakması gibi. Ya da ev büyüklüğünde Jay, bütün parmakları kraker şeklinde.
Dude, you've sent me texts just to tell me that you banged a chick that went to high school with Katy Perry, but you don't tell me about you and her?
Bilader tam da Katty Parry ile birlikte Gittiğin okuldaki hatuna nasıl çaktığını Anlattığın mesaj attın.
I love your bottom, Katty.
Popona bayılıyorum, Katty.
Katty.
Katty.
Other than skinny. - Katty.
Zayıflığını saymazsak.
- You're so skinny.
- Katty. - Çok zayıflamışsın.
Katty, keep it to yourself.
Katty söyleme.
I'm coming, Katty!
Geldim, Katty!
Hey, if you don't want it to be a karaoke bar, don't play Katy Perry.
Karaoke bar olmak istemiyorlarsa Katty Perry çalmayacaklar.
Katty Kupps, center for disease control.
Katty Kupps, Hastalık Kontrol Merkezi
Katty, it's been a delight.
Katty, bu bir zevkti.
Like a stupid Katy Perry song or something.
İğrenç bir Katty Perry şarkısı ya da öyle bir şey.
I like Katy Perry.
Ben Katty Perry'i seviyorum.
Katty kupps, center for disease control.
Katty Kupps, Hastalık Kontrol Merkezi
My hotel wouldn't let me check in yet, and, please, ravi. Call me katty.
Otelim henüz kaydımı yapmıyor ve Ravi, lütfen bana Katty de.
Yep, sure, katty.
Evet, tabii Katty.
Katty, I was just coming out to start on this fellow.
Katty, ben de tam bu adamın işine başlamaya geliyordum.
That's my old boss, Katty Kupps.
Bu eski patronum Katty Kupps.
I asked her to brief us on what Katty was doing here.
Katty'nin çalıştığı konu hakkında sizi bilgilendirmesini istedim.
Katty was doing inperson epidemiological data assembly, tracking a probable vector of the Aleutian flu cluster.
Katty şahsen epidemiyolojik veri topluyor ve Aleutian grip kümesinin muhtemel taşıyıcısını izliyordu.
If Katty's cocktail napkin collection was any indication, she spent plenty of time here.
Katty'nin kokteyl peçete koleksiyonu bir işaretse burada çok zaman geçirmiş olmalı.
If Clive is spending time drilling down on the TuttleReid case, the least I can do is some additional follow up with Katty.
Clive Tuttle-Reid davasını incelemek için vakit harcıyorsa en azından Katty için biraz takip yapabilirim.
It must have something to do with Katty's murder.
Katty'nin cinayetiyle ilgili bir şeyler yapmak için olmalı.
That's my old boss, katty kupps.
Bu eski patronum Katty Kupps.
I have news on the katty kupps case.
Katty Kupps davasında gelişmeler var.
So she's one of the people katty interviewed?
Katty'nin görüştüğü kişilerden biri mi?
And patrice claims she didn't see katty on the day she was murdered, but I don't believe her.
Patrice Katty'nin öldürüldüğü gün onunla görüşmediğini iddia ediyor ama ona inanmıyorum.
Also, there's this, chase graves knew katty kupps.
Bir de şu var Chase Graves Katty Kupps'ı tanıyordu.
I know that chase had katty's room number written on a folded bar napkin in katty's handwriting.
Chase'de Katty'nin el yazısıyla kendi oda numarasını yazdığı bar peçetesi vardı.
We know that katty went home with men every night.
Katty'nin her gece bir erkekle olduğunu biliyoruz.
I was on katty's brain.
Katty'nin beynindeydim.
Our murder victim, katty kupps.
- Cinayet mağdurumuz Katty Kupps.
Carey gold killed katty kupps.
Carey Gold Katty Kupps'ı öldürmüş.
But katty was in the trunk of a car,
Hayır, ama Katty bir arabanın bagajındaydı.
Carey opened it up, and she seemed surprised to find katty still alive.
Carey bagajı açtı ve Katty'nin hala hayatta olduğuna şaşırdı.
Carey was moving katty to the location behind the hotel.
Carey Katty'i otelin arka sokağına taşıyormuş.
Remember how, a couple months ago, katty told us about that mysterious plane crash?
Katty'nin bize gizemli uçak kazasından bahsettiğini hatırlıyor musun?
And how katty learned that that girl had been to the same boat party where you'd been turned into a zombie?
Katty o kızın senin zombiye dönüştüğün tekne partisinde olduğunu bulmuştu hani?
Remember how worried we were that katty was getting very close to the truth? - Yes.
Katty gerçeğe yaklaştığı için ne kadar endişelenmiştik hani?
I found it in katty's box of stuff.
Katty'nin kutusunda buldum.
Katty?
Katty mi?