Keep me in the loop translate Turkish
141 parallel translation
- Keep me in the loop.
- Beni haberdar edin.
Keep me in the loop.
- İyi, hemen gidin.
- I gotta go, but keep me in the loop.
- Tamam bak, eee, gitmem gerek, ama beni herşeyden haberdar et, tamam mı?
- You will keep me in the loop on this?
Beni bundan haberdar edersin değil mi?
Keep me in the loop on this one, all right?
Beni bu işin içinde tut, olur mu?
Okay, well, keep me in the loop.
Tamam, beni haberdar et.
You better keep me in the loop.
Beni haberdar etsen iyi olur.
- Keep me in the loop.
Beni gelişmelerden haberdar et.
- Keep me in the loop. - Funny...
- Benimle bağlantı halinde olun.
Then you'll keep me in the loop on the shield array?
O zaman koruyucu ışın hakkında beni tekrar bilgilendir.
- As long as you keep me in the loop.
Bana sürekli haber verdiğiniz sürece tamam. Sanki seni devre dışı bırakabilirmişiz gibi.
Graham didn't always keep me in the loop.
Graham bana herşeyi anlatmazdı.
I'll tell you what. You keep me in the loop, and I'll keep you in the loop.
Bak ne diyeceğim, sen beni işin içinde tut, ben de seni tutayım.
Sheriff, you were saying you'd be able to keep me in the loop?
Şerif, bilgilendirmekten bahsediyordunuz.
Just keep me in the loop on things.
Beni bilgilendirmeye devam et.
Keep me in the loop, Special Agent Gibbs.
Beni haberdar edin Özel Ajan Gibbs.
You were supposed to keep me in the loop, Agent Gibbs.
Beni haberdar edecektiniz Ajan Gibbs.
Okay, but keep me in the loop.
- Tamam ama irtibatı koparma.
Alright, keep me in the loop.
Tamam, beni gelişmelerden haberdar et.
- Yeah, all right, keep me in the loop.
- Evet, tamam, döngü içinde tutuyorsun.
Just keep me in the loop.
- Beni de haberdar et yeter.
You got to keep me in the loop here.
Beni haberdar etmeniz gerekir.
- Hey, keep me in the loop.
Beni haberdar et. Tamam.
Look, since the captain benched me I'd appreciate you keep me in the loop on the whole Shane thing.
Baş komiserin beni devre dışı bırakmasından sonra Shane olayına beni dâhil edersen sevinirim.
KEEP ME IN THE LOOP.
Görüşürüz.
All right, keep me in the loop.
Beni de haberdar edin.
From now on, keep me in the loop. And he doesn't do a damn thing without telling me.
Bundan sonra, beni de bilgilendir ve o bana söylemeden hiçbir şey yapmayacak.
Keep me in the loop.
Gelişmeleri bildir.
Keep me in the loop, huh?
Beni haberdar et, tamam mı
So, maybe you could just kind of keep me in the loop here, you know?
O yüzden, belki beni olaylardan haberdar edebilirsin, bilirsin?
Keep me in the loop.
Beni bilgilendirin.
- I don't know. - he should keep me in the loop.
- Bilmiyorum. - Beni haberdar etmeliydi.
Keep me in the loop.
Beni haberdar edin.
Well, just keep me in the loop.
Beni haberdar et yeter.
Tamara, keep me in the loop.
Tamara, beni bilgilendirmeye devam et.
Keep me in the loop.
Beni haberdar et.
Keep me in the loop.
Beni konudan haberdar et.
A presidency is at stake in Afghanistan. So it would be helpful if you were to keep me in the loop every step you take.
Yönetim tarafından, Afganistan'da attığınız her adımı tek tek rapor etmeniz ve bilgi vermeniz isteniyor.
Keep me in the loop?
Gelişmelerden haberdar eder misin?
You got to keep me in the loop, Jimmy.
Beni de olayın içinde tutmalısın, Jimmy.
Just keep me in the loop, won't you?
Sadece beni bu döngü de tut, tamam mı?
Well, keep me in the loop.
- Beni bilgilendirmeye devam et.
- Keep me in the loop, Nicky.
- Beni bilgilendirirsiniz, Nicky.
Keep me in the loop on your end.
Gelişmelerden beni haberdar edin.
YOU'VE GOTTA KEEP ME IN THE LIE LOOP.
Beni yalan döngüsünden uzak tutmamalısın.
You got to keep me in the loop.
Beni de işe dahil etmelisin.
Just keep me in the loop, will you?
Asistanın mı?
I don't expect you to believe me, but you asked me to keep you in the loop on this and that's what I'm doing.
Bana inanmanı beklemiyorum, ancak bu konuda işbirliği yapmamı benden sen istemiştin ve ben de tam olarak bunu yapıyorum.
You keep me in the loop.
Beni haberdar edin.
I mean, either you are stuck in the'marry me, marry me'loop... or you keep recounting the history of San Francisco.
Yani, ya benle evlen diye diretiyorsun ya da... San Francisco'da olan hikayeleri anlatıyorsun.
- You promised to keep me in the loop.
- Beni bilgilendirecektin hani?