Kibble translate Turkish
106 parallel translation
... kibble? Kibble.
Yok, bu fazla davetkar olur.
He's not a kibble quibbler.
Oh, ne kadar da iyisin. Gel hadi.
You know, I can remember when your idea of fun- - thinking about fun was, like, when you wanted to put some catnip in Elvis's kibble.
Biliyor musun, eğlenceden ne anladığını düşünüyorum da- - yani eğlenceden tüm anladığın, Elvis'in kovasına kedi maması koymaktı.
It's just kibble.
Sadece köpek maması.
Come on, Sam, let's get your kibble.
Gel hadi Sam, gidip mamamızı yiyelim.
Even the kibble's starting to look good.
Bu köpek bisküvisi bile gözüme batmaya başladı.
Two black point German Shepherds that'll eat the stuffing out of the couch... if I don't get back there and put out some kibble.
Gidip önlerine kuru mama koymazsam kanepenin kauçuklarını yiyecek olan iki Alman çoban köpeği.
Is that kibble on your hat?
Kafandaki köpek bisküvisi mi?
Is my head a large piece of kibble?
Kafamı köpek maması gibi mi görüyorsun?
You're gonna be kibble, Al.
Hayvan yemi olacaksın Al.
Remember, every morning, give a bowl of kibble to Santa's Little Helper.
Unutma, her sabah Noel Baba'nın Küçük Yardımcısı'na bir kase mama vereceksin.
Steele catches you here, he'll turn you into kibble!
Eğer Steele seni burda yakalarsa, parça pinçik eder!
Odd, no one spotted it under the two pieces of Kibble.
Ne tuhaf, kimse onu iki demir kovanın altında fark etmemiş.
"Kibble, kibble, kibble, kibble."
"Mama, mama, mama."
Soon as that gas wears off I'm grinding that Preserver into kibble and feeding him to his varmints.
Şu gazın etkisi bir geçsin o Saklayıcı'yı unufak edip, ona kendi pisliğini yedireceğim.
Nibble kibble in this town again!
Asla bu şehirde mama yiyemeyeceksiniz!
I noticed you bought the cheap kibble.
Köpek için ucuz kova aldığını fark ettim.
All right, I know were here to get some Kibble money.
Tamam... Buraya biraz kuru mama parası çekmeye geldiğimizi biliyorum.
They got me eating kibble.
Bana köpek maması yediriyorlar.
- What's your reaction to the kibble video?
- Video kaset hakkında ne düşünüyorsunuz?
If you're a dog or a friend of a dog you want to circle this night in your TV Guide because, Trevor Beckwith, they come to the Mayflower with their crates, their kibble, and their cookies.
Eğer bir köpekseniz ya da köpek dostunuz varsa bu gece izleyeceğiniz televizyon programları içinde bu da olmalı çünkü Trevor Becwith onlar Mayflower'a kafesleri ve mamaları ile birlikte geldiler.
You will receive high protein kibble sufficient for 24 hours and 24 hours only.
24 saatlik zengin içerikli yemek proteini alabilirsiniz.
It's kibble-porridge.
Yulaf yemeği.
For lunch, there's, uh, kibble-patties, and for dessert, kibble-cake.
Öğlen yemeği, yulaf var ve, tatlı olarakta, yulaf keki.
Don't tell me, uh, kibble-vinegar?
Bana uh deme, yulaf sirkesi?
'Cause if you were, you'd be kibble.
Çünkü olsaydı, dayağı yerdin.
Great Dane-sized scat containing bits of premium pet store kibble.
Danua kakası olacak kadar büyük bir dışkıda evcil hayvanlar dükkanlarında satılan mamalardan bulduk.
I'll get you some kibble out of it, all right?
Sana biraz kuru mama alırım, tamam mı?
That's dry kibble there and I found some old tuna flakes in the bin.
Bu yiyecek içerideydi ve çöpün içinde de biraz ton balığı buldum.
Although I wouldn't mind some kibble if you've got some.
Bazı var ise bazı mamalara akıl olmaz rağmen.
You want some kibble?
Mama ister misin?
Leonard, wake up and smell the kibble!
Leonard, uyan ve hayvan mamasını kokla
Great balls of kibble!
Kuru mama aşkına!
Last time you went through a portal, you were almost dinosaur kibble.
Eğer bir portal geçti Son kez, neredeyse dinozor demir kova vardı.
All-you-can-eat kibble buffet whisker waxing, pawdicure, tail grooming 24-hour Animal Planet.
Yiyebildiğin kadar mama büfesi bıyık cilası, patikür, kuyruk tımarı 24-saat Hayvan Gezegeni.
Now, this is the kibble you like in the nice, new, yellow bowl that you picked.
Bu sevdiğin mamadan. Senin seçtiğin güzel, sarı kapta.
And now I'm gonna go downstairs and make Paul Anka some scrambled eggs because the vet said that the kibble is gonna be a little hard on his stomach for a couple days.
Şimdi de aşağı inip Paul Anka'ya çırpılmış yumurta yapacağım. Çünkü veteriner bir süre mamanın midesine ağır gelebileceğini söyledi.
It's just a little kibble.
Biraz köpek maması yiyorum işte.
Little kibble and bit.
Küçük kuçu kuçu.
She comes bearing kibble!
Mama getirdi.
Well, he knows who pours the kibble.
Yemeği kimin verdiğini biliyor.
I gave him a little kibble and a new hoof, and he ran around the house a few times and then passed out in the corner.
Ona yemek ve yeni toynak verdim. Birkaç kez koşarak evi turladı. Sonra köşede sızdı.
Hope you don't mind the taste of kibble and gravy.
Umarım tas ve sos tadı seni rahatsız etmez.
Well, you never know what the body's capable of until you mess with their kibble.
Önündeki mamasına bulaşmadıkça kimsenin ne yapacağını bilemezsin.
Dude, what were they feeding you, kibble?
Sana ne yemek verdiler, kuru mama falan mı?
If you want to feed an animal, why don't you go to Petco and get a bag of kibble?
Eğer bir hayvanı beslemek istiyorsan, neden Petco'ya gidip bir poşet mama almıyorsun?
Well, I give him kibble and I like to spice it up
Zaten mama veriyorum ama düzeyi biraz arttırıp
Uh, "her body resembles that of a butternut squash, and her speech pattern makes me wonder if she hasn't yet swallowed her breakfast kibble."
"Vücudu sıkıştırılmış tereyağı anımsatıyor, ve konuşma şekli bende hâlâ kahvaltısını öğütemedi mi acaba diye merak uyandırıyor."
Woody, you take Satan into the kitchen and get him some kibble.
Umarım Sam, Buster'ı alıp zamanında döner ve Şeytan'ı kullanmak zorunda kalmayız.
Yeah, I gave him a half a cup of that kibble that you said he likes, but then he looked at me like I stole something from him, so I gave him a whole cup.
Dördüncüyü de yutunca birden nefesi tamamen kesilmiş.
At the turn of the tide is withering thee... Beats Kibble, huh?
Patates köftesinden iyi değil mi?