Kilt translate Turkish
159 parallel translation
I have a Latvian friend here... who's particularly interested in the origin of the kilt.
Burada Letonyalı bir arkadaşım var ve kiltin kökeniyle ilgili bir şeyler öğrenmeye heves etmiş.
You see, the Greeks, in the early period, they used to wear a kilt.
Yunanlılar erken dönemde kilt giyerlerdi.
What does filibeg mean?
Kilt ne demek?
The kilt.
Pileli etek.
It really means "the little kilt" as worn nowadays.
Bugünlerde giyileni "küçük kilt" olarak adlandırılır.
Scottish evening wear is the kilt.
İnanın bana, Komiser, İskoçya'da bu tür davetlerde kilt giyilir. Hayır, bayım, smokin giyilir!
- Go right ahead. - You look good in a kilt.
Kilt size çok yakışıyor, Komiser.
In the evening, everyone must wear a kilt.
İskoçya'da, akşam davetlerinde herkes kilt giyer.
He didn't wear a kilt or play the bagpipes? - No, no.
İskoç eteği giyip gayda çalmaz mıydı?
18.10 a kilt. That's?
Kilt başına 18.10 £.
A blancmange gave you an order for 48 million kilts?
Bir pelte sana 48 milyon kilt siparişi mi verdi?
Look, woman, how many kilts did we sell last year?
Bak kadın, geçen yıl kaç kilt sattık?
If a blancmange is prepared to come 2,200,000 light years to purchase a kilt they must be fairly keen on kilts.
Eğer bir pelte kilt almak için 2.200.000 ışık yılı yoldan geliyorsa kilte çok meraklı demektir.
This could be the biggest breakthrough in kilts since the provost of Edinburgh sat on a spike.
Edinburgh valisi çiviye oturduğundan beri en büyük kilt hamlesi olabilir.
You received an order for 48 million kilts from a blancmange from the planet Skyron.
Skyron gezegenli bir pelteden 48 milyon kilt siparişi aldınız.
But what about the 48 million kilts and the galaxy of Andromeda?
Peki ya 48 milyon kilt ve Andromeda galaksisi ne olacak?
They order 48 million kilts from a Scottish menswear shop turn the population of England into Scotsmen well-known as the worst tennis-playing nation on Earth thus leaving England empty during Wimbledon fortnight.
İskoç erkek giyim mağazasına 48 milyon kilt sipariş veriyorlar İngiltere nüfusunu dünyada en kötü tenis oynayan ulusu İskoçlara çevirerek Wimbledon turnuvası sırasında İngiltere'yi boşaltıyorlar.
You know the one about the Scotsman whose kilt was too short?
Eteği çok kısa olan İskoç'un hikayesini biliyor musun?
Though he'd sat down on an anthill in his kilt unknowing.
Ama İskoç eteğiyle karınca yuvasının üstüne oturmuştu.
Listen, if we are going to be friends, you'll no more be calling this kilt a skirt.
Bakın, eğer dost olacaksak, kiltime artık etek demekten vazgeçin.
Don't call the kilt a skirt!
Kilte etek deme!
It's a kilt!
O bir kilt!
I don't think he kilt my baby boy.
Oğlumu öldürdüğünü sanmıyorum.
I peed my kilt the first time I went into battle!
İlk savaşıma gittiğim gün İskoç eteğime işemiştim.
Ay, Angus pees his kilt all the time.
Angus zaten her seferinde İskoç eteğine işer!
No, Your Majesty, Scotsmen do not wear skirts... they wear kilts
"Hayır, Majesteleri İskoç erkekleri etek giymezler..." onlar kilt giyerler.
Kilts?
Kilt?
"Kilt," Dad.
Kilt, Baba.
A kilt, just like in Tunes of Glory.
"Glory Tunes" deki gibi. Bir İskoç eteği.
Like, dream about sporran-clad, caber-tossing haggis... galloping over porridge-covered glens?
Hani, oynaşan kilt çantaları, dört nala giden haggis'ler ( bumbar )... yulaf lapası kaplanmış vadicikler?
Now, the kilt was only for day-to-day wear.
Etek sadece günlük giyecekti.
- My kilt'll fly up, but I'll try.
Eteğim açılacak ama deneyeceğim.
He kilt him a bear when he was only three.
O da üç yaşındayken bir ayıyı öldürmüş.
So that's a kilt?
Bu bir İskoç eteği mi?
Of course it's a kilt!
Elbette İskoç eteği!
It's hardly more immodest than a kilt, you know.
İskoç eteğinden daha müstehçen değil.
Uh, North Kilt Town.
Yukarı Etek Kasabası.
- Well, that didn't do it, Mr. Kilt. Look.
Bu da işe yaramadı, Bay Kilt.
Lely, I would be only too happy for the tailor here to chop off some of my surplus and stitch it to your kilt.
Lely şu terzi elbisemin fazla kısımlarını kesip senin elbisene dikerse çok memnun olurum.
Besides, I'm getting kind of used to wearing a kilt.
Ayrıca, İskoç eteği giymeye alışıyorum yavaş yavaş.
Ach. Let's see what's been captured on the up-kilt camera.
Bakalım, iskoç eteği kamerasına neler yakalanmış.
It's not a dress, it's a kilt!
Bu bir kıyafet değil, bir etek!
You look like you were swallowed by a kilt.
Bir İskoç eteği yutmuş gibi seni.
- It's a kilt, and it's tradition.
- O İskoç eteği ve bir gelenek.
The groom is in a kilt, so pretty...
Damat İskoç eteği giyecek, o yüzden...
Elevator music, a nigger in a kilt, and a chick with a nickel-plated nine.
Asansör müziği, etekli bir zenci ve platin kaplama 9'luklu bir piliç.
- You'd look handsome. - Dr. Romano's looking for you.
Kilt giyersen çok yakışıklı olursun.
So you get a peek up my kilt?
Yani eteğimin altına bakacaksın öyle mi?
I hope you remembered to pick up your kilt.
Umarım temizleyiciden kiltini almayı unutmamışsındır.
In the Lost and Found today, we have one plaid kilt.
Bugün okulda bir tane sade iskoç eteği bulundu.
- I'm not wearing a kilt.
Evet, kilt giymeyeceğim.