Kip translate Turkish
726 parallel translation
I hope Kip knows enough to behave with the judges around.
Umarım Kip hakimlere nasıl davranılacağını biliyordur.
All right, Kip.
Tamam Kip.
- Shut up, Kip.
- Sussana Kip.
Getting awfully popular, Kip's song.
Kip'in şarkısı çok popüler olmaya başladı.
You mean Kip?
Kip yüzünden mi?
I'm sorry, Kip.
Affedersin Kip.
Just as a friend, Kip...
Bir dost olarak, Kip...
- Just got out of the kip!
- Uykudan az önce kalktım.
Plank, Kip, Jonas. Up top and have a look around.
Plank, Kip, jonas, hepiniz yukarı cıkın ve bakının etrafa
Kip Waterson, the baby-faced heir to a plantation.
çiftlikteki bebek yüzlü mirascı.
LAFE : Jonas, Plank, after them. KIP :
Jonas, Plank onlardan sonra biri var
KIP : Lafe.
Lafe
Hospitality, a kip.
Konukseverlik, bir pansiyon.
- A kip?
- Bir pansiyon mu?
- How was the kip?
- Geçişim nasıldı?
- ( Tino ) Kip still wrong?
- Geçişim yanlış mı?
- We gotta kip somewhere, Tubby.
- Bir yerlerde dinlenmemiz lazım Tubby.
I should kip down and get a bit of sleep.
Yerinde olsam biraz uzanıp uyurdum.
And kip... or snooze.
Bir de şekerleme ve ya kestirme.
You'd be on your back in some cheap kip.
Ucuz bir yerde düşüp kalkıyor olacaktın.
Kip, first mate of the Jolly Roger.
Kip, Jolly Roger'ın ikinci süvarisi.
Have you been messing with me in my kip?
Uykumda sen mi uğraşıyordun benimle?
Here, do you fancy an hour's kip, girl, while he's asleep?
Çocuk uyurken sen de uyumak ister misin?
Have a bit of kip.
Uyu biraz.
Next the Kip Larkin Show on 93 / KHJ "Boss Radio".
Bir sonraki Kip Larkin Show 93 / KHJ "Boss Radio" da.
Here he comes! Let's take a trip along the Strip with Kip.
Hadi Kip'le tribe girin, gerçek trip neymiş, olayı çözün.
He's Kip the Hip Larkin.
İşte Kip The Hip Larkin.
We got a disc jockey to introduce you. Kip Larkin.
Bir disc jockey seni takdim edecek, Kip Larkin.
"The winner spinning the sounds. Kip the Hip Larkin."
"Notaları müziğe dönüştüren Hip Larkin."
You think I'd live in this kip if I were taking calls full-time?
Tanrım, sence tüm gün iş alan biri olsam, bu yerde mi yaşardım?
Now, uh, a couple of things to do... Some kip, then I'm going back.
Biraz dinlendikten sonra geri döneceğim.
The spinner's the bloke with the kip. Kip?
- Çevirici elinde kip olan adam.
You know, the little fella with the kip's a fella named Charlie Jones.
Elinde kip olan dostumuzun adı Charlie Jones.
Dan, show him where he can kip.
Dan, ona yatacağı yeri göster.
There's Kip Pullman.
- Bak. Oradaki Kip Pullman.
Hey, Kip, buddy. What's up?
Hey, Kip, dostum.
Go down to the sheriff's office and find Kip McKinney.
Şerifin ofisine gidip, Kip McKinney'i bul.
You want to go for a little roll in the kip?
Küçük bir yatak macerasına ne dersin?
Are you sure you don't want to go for a little roll in the kip?
Küçük bir yatak macerası... istemediğinden emin misin?
No, I'm gonna find somewhere to kip.
Yatacak yer bulacağım.
- So where we gonna kip.
- Nerede kalacağız.
DILLON : You know, I kind of like the sound of that place that Kip got :
Diğer yerin söyleniş şekli biraz değişik
So I asked my friend Kip Thorne of the California Institute of Technology.
Bir arkadaşıma danıştım Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nden Kip Thorne'a sordum.
Kip thought about it for a while and then answered with about 50 lines of equations which showed that a really advanced civilization might establish and hold open wormholes which we might think of as tubes through the fourth dimension which connect the Earth with another place without having to traverse the intervening distance.
O da bu konuda uzun süre düşünmüş ve cevabını ; gerçekten gelişmiş bir uygarlığın uzayda bir solucan deliği açarak dünyamızdan 4. bir boyut aracılığı ile aradaki fiziki uzaklığı ortadan kaldırarak,... hedef noktaya ulaşılmasını öngören, ... 50 satırlık bir denklem ile açıklamış.
Kip Thorne and his colleagues later proved, or so it seemed that time travel of this sort was possible.
Kip Thorne ve iş arkadaşları bu tarz bir zaman yolculuğunun mümkün olduğunu onayladı.
Did you have a good kip?
İyi uyudun mu?
She's the one who got fucked up and wrecked it.
Arabayı s.kip hurdaya çeviren oydu.
I'll give you 400 kips.
400 Kip veririm.
800 kips!
800 Kip.
Kip?
Kip?
I'm gonna make him sorry he ever fucked with my business.
İşlerimi s.kip attığı için onu üzeceğim.