Kismet translate Turkish
149 parallel translation
Do you believe in kismet?
- Kısmete inanır mısın?
This is kismet!
Bu kısmet!
Kismet.
Şanslısınız.
Kismet.
Kısmet.
- Kismet, my ass.
- K.çımın kenarı!
- He gave me a... It was kismet.
- Bana bir... kısmet verdi.
But can't argue with kismet, eh?
Bakar mısınız. Ellerim titriyor. Bize olanları anlat.
Kismet, say.
Kısmet.
Kismet?
Kısmet mi?
And when you noticed that I was hiding behind the salted cod and winked, ah, I knew it was kismet.
Morina balıklarının arkasında saklandığımı farkettiğinde bunun kader olduğunu anladım.
But kismet be kind, well as cruel.
Ama kısmet işte, kötülük gibi iyilikte var.
You know, it was like kismet, but not, if you see what I mean.
Biliyor musun sanki kısmet gibiydi, ama değildi. Anlatabiliyor muyum?
- Kismet.
- Kısmet.
Bring this bag to Kismet Garage in Tarlabas i.
Bu çantayı Tarlabaşı'nda Kısmet Tamirhanesi'ne getir.
Bring this to Kismet Garage Car mechanic's.
Bu çantayı Tarlabaşı'nda Kısmet Oto Tamirhanesi'ne getir baba.
"Kismet in the jungle."
"Ormandaki kısmet."
I started to believe in kismet.
Kısmet, demeye başlamıştım.
What did you do before you were given this opportunity?
Bu kismet cikmadan ne is yapardin?
Call it kismet.
- Kısmet iste.
It's kismet.
Kısmet meselesi.
- It's kismet.
- Bu kısmet.
Kismet! Kismet!
Kısmet!
Was like kismet?
Kısmet gibi?
Kismet. lsn't that what it's called?
Kısmet. Böyle deniyor değil mi?
The whole night's been a weird kismet of events.
Bütün gece bir kısmettir gidiyor.
It's kismet!
Bu kısmet!
Kismet!
Kısmet!
Here at MlT in Boston, scientists are developing a robot called Kismet which can actually make facial expressions
Boston'da MIT'de bilim adamları Kismet adında bir robot geliştirmiş. Gerçek anlamda yüz ifadeleri oluşturabiliyor.
Hello Kismet, I am John
Merhaba Kismet. Ben John.
Kismet, can you be happy?
Kismet mutlu olabilir misin?
The point about building Kismet is to try to build a socially intelligent machine, a sociable machine
Kismet'e öğretmenin amacı, sosyal anlamda zeki bir makine yaratmaktı.
What do you think of me Kismet?
Hakkımda ne düşünüyorsun Kismet?
Naughty Kismet!
Yaramaz Kismet.
When I have to go now Kismet, I expect that will make you sad
Artık gitmem gerek Kismet. Sanırım bu seni üzecek.
I fell in love with Kismet, of course, but deep down I don't think technology is the answer
Kismet'e bayıldım elbette. Ama içimden bir ses cevap teknoloji değil diyor.
It's kismet, isn't it?
Bu kısmet değil mi?
And the rest is "kismet".
Gerisi "Kısmettir"
You know the definition of "kismet," Mr. Grissom?
Kısmet kelimesinin anlamını bilir misiniz Bay Grissom?
Come on... "kismet."
Hadi ama! Kısmet.
- It must be kismet.
- Kader olmalı.
It must be kismet, living in the same house.
Aynı evde olmak, kader olmalı.
- Regular kismet.
- Nasip.
Kismet.
Kısmet olmadı.
Kismet
Kısmet işte.
What kismet?
Ne kısmeti be?
It's kismet.
Kısmetlerinde var.
I just thought it was such kismet, how i found you.
? - Sizi bulduğumda bunun bir tür şans olduğunu düşünmüştüm.
What's kismet?
Neyin şansı?
It's kismet.
Kısmet.
- Have a little faith, professor.
- Kismet, profesör.
See, kismet.
Gördün mü? Kısmet.