Kitty's translate Turkish
1,297 parallel translation
He'd like to get a certain Kitty stuck in a tree.
Bir Kediciği ağaçta sıkıştırmak istiyor.
Kitty, it's a stupid fish.
Kitty sadece aptal bir balık.
Kitty's seemed pretty darn happy the past couple of days.
Kitty son birkaç gündür ciddi ciddi mutlu görünüyordu.
Kitty, let him do what's natural... and keep his feelings bottled up.
Kitty, bırak bildiği gibi davransın... ve duygularını bastırılmış tutsun.
No, Kitty, you just call them back,'cause... there's no way in hell that I'm gonna have card night... with the Pinciottis'cause it's just too much fun.
Olmaz Kitty. Onları tekrar ara. Çünkü...
Kitty, this is about a man's dignity.
Kitty, bu erkeklerin hassasiyetleri ile ilgi bir şey.
Kitty, where's the Band-Aids?
Kitty, yara bantları nerede?
That's Kitty's department.
Bu Kitty'nin alanı.
Hey, Kitty, it's okay.
Kitty, sorun değil.
Oh, that's terrible, Kitty.
Çok üzüldüm Kitty.
Kitty, I'm on fire.
Kitty, elim sıcak.
- Kitty, how's everything going?
- Kitty, her şey yolunda mı?
Wait, Kitty, there's more!
Dur daha Kitty, dahası var.
It's a personal matter, and I...
Hayır, Kitty. Bu kişisel bir mesele ve ben -
Gee, I guess you're right, Kitty.
Sanırım haklısın, Kitty.
Hey, Kitty, how's it going?
Hey, Kitty, nasıl gidiyor?
I think he's one of Kitty's friends.
Sanırım Kitty'nin bir arkadaşı.
It's me, Kitty.
Benim Kitty.
Kitty's been in here every hour checking on you after the surgery.
Kitty ameliyatından sonra saat başı seni kontrole geldi.
It's Kitty, right?
Adın Kitty'ydi değil mi?
Listen to me. Just enough to rip Kitty's moves.
Beni dinle sadece Kitty'in hareketlerine uyacak kadar.
And so I became Kitty Butler's dresser, and her best pal, too.
Kitty Butler'ın kostümcüsü oldum. Ve en iyi dostu da oldum.
It's Kitty Butler and Nan King.
Karşınızda Kitty Butler ve Nan King.
And I was happier than I had ever been, and I wished I could tell the whole world, but Kitty insisted we kept it a secret, even from Walter, for no one else would ever understand,
Hiç olmadığım kadar mutluyum. Ve keşke tüm dünyaya anlatabilsem. Ama Kitty bunun Walter'dan bile saklayacağımız bir sır olarak kalmasında ısrar etti.
Kitty's not in, is she? Or Mr. Bliss?
Kitty burada değil, değil mi?
There was never an act like you and Kitty Butler's.
Senin ve Kitty Butler'in yaptığı bir oyun hiç olmadı.
My finger's in your mouth, kitty but I don't feel no teeth.
Parmağım ağzında pisicik ama diş hissetmiyorum.
Kitty, it's going to be all right.
Kitty, her şey yoluna girecek.
Yeah, I would, Kitty-Kat, but I've got this friend here, and he's- - you know, he's really upset, and we're supposed to, like... you know, hang out or whatever.
Yeah, Edeceğim Kitty-Kat ama burada bir arkadaşım var ve o - blirsin, şu an çok üzgün ve ona moral vermem gerekiyor Bilirsin işte Dışarıda takılın biraz.
- Pleasure's all mine, Kitty.
- Ben daha çok memnun oldum Kitty.
Kitty's such an unhappy person and you helped her so much.
Kitty çok mutsuz bir insandı. Ona yardım ettin.
Sir Hugh's kitty!
Bay Huh'un kediciği!
Let's hear it for the inimitable Miss Kitty!
Bir de Kitty hanımefendiden dinleyelim!
But should anything happen to that ring, there'll be one less kitty to clean up after around here.
Ama eğer yüzüğe bir şey olursa, Dünyadaki ardından ortalığın toparlanacağı kedi sayısı bir eksilir.
Although yesterday I had a conference call with Kitty, whoever that is.
Gerçi dün Kitty'den bir konferans haberi almışım, her kimse.
Kitty - she's a friend of yours.
Kitty - bir arkadaşın.
and we could hear it every time it ran through the little kitty door.
... böylece o küçük kapısından her girip çıktığında onu duyabilirdik.
Lex : Grundy, The pretty kitty's all yours.
Grundy, güzel kedicik sana ait.
- She works kitty-corner from Tracy.
- Tracy'nin çapraz köşesinde çalışıyor.
Kitty, where's breakfast?
Kitty kahvaltı nerede?
Kitty, for God's sakes...
Kitty, tanrı aşkına...
A woman's body - ( Clears Throat ) Kitty, explain it to the boy.
Bir kadının bedeni - Kitty, çocuğa açıkla.
Kitty, that's not true.
Kitty, bu doğru değil.
Well, if you really wanted to cheer her up, you should've bought her a banjo.
Eğer gerçekten Kitty'i neşelendirmek istiyorsan ona bir banjo almalısın.
That's a beautiful table, Kitty.
Çok güzel bir masa olmuş Kitty.
Actually, Kitty, I think this is Eric's year.
Aslında Kitty, bence bu sene Eric kesmeli.
Now, Kitty, that's just a lie.
İşte, Kitty, bu bir yalan.
Kitty, the gym is the town's bomb shelter.
Kitty, spor salonu kasabanın sığınağıdır.
It's me, madam.
Efendim... Ben Kitty.
What's up, kitty cat?
Nasılsın, yavru kedi?
That's only Kitty.
O sadece bir kedi.