Kivi translate Turkish
105 parallel translation
I'm a wild bird and you're a kiwi.
Ben vahşi bir kuşum, sense kivi.
- A kiwi.
- Kivi.
Haven't you ever seen one?
Sen hiç kivi gördün mü?
- Kiwi.
- Kivi.
- Peewee the kiwi.
- Ufacık bir kivi.
You don't have to be a kiwi bird.
Kivi kuşu gibi davranma.
- I never tried them snails.
- Ben hiç kivi yemedim.
Snails.
Kivi.
I didn't say anythin'about snails.
Kivi dememiştim ben.
Ten thousand Watusi warriors, armed to the teeth with kiwi fruit and guava halves.
On bin Watusi savaşçısı, tepeden tırnağa, kivi ve guava meyveleriyle silahlı.
Take a kiwi, Frank.
Bir kivi al Frank.
Okay, that's a Kona praline with kiwis and peanut butter cups?
Kivi ve fıstık ezmeli, çikolata Kona.
There are some more birds which are unable to fly... such as the kiwi... which has nothing to do with that prickly, little fruit.
Uçamayan birçok kuş türü var. Örneğin kivi kuşu vücudunda dikenden başka hiçbir şey olmayan, küçük ahbap.
Kiwi with that?
Yanında kivi olsun mu?
Kiwi?
Kivi mi?
Actually, the kiwi is a seed-bearing fruit.
Aslında kivi çekirdekli bir meyvedir.
Butter and eggs and flour and lime and kiwi...
Yağ, yumurta, un, kivi suyu...
Kiwi?
Kivi?
Kiwi?
Kivi? !
No, I didn't. I said kiwi lime.
Hayır, kivi suyu dedim.
I've got kiwi!
Üstüme gelme! Elimde kivi var!
Kiwi.
Kivi.
Mango Kiwi Tropical Swirl.
Mango kivi tropik proteinler.
Apples, trail mix, and kiwis.
Elma, karışık meyve suyu, ve kivi.
Kiwis.
Kivi.
- Oh, great, I've got the Kiwi (!
- Oo kivi var süper (!
a clothespin, a kiwi, a faucet joint.
Mandal, kivi ve fıçı vanası.
-'endive, peaches, kiwi.'
- "hindiba, şeftali, kivi."
A kiwi!
bir kivi!
I just thought maybe you'd want a kiwi for the subway.
Metroda giderken bir kivi istersin diye düşündüm.
EXCEPT WITH SOME KIWI FRUIT ON THE SIDE.
Yanında kivi olması haricinde.
Get some kiwis and spray-paint them red.
Biraz kivi al ve sprey boyayla kırmızıya boya.
"Nick walks into the garden of kiwi trees, says'How like Eden this world is', and bites into a painted kiwi."
"Nick bir kivi bahçesine girer ve der ki'Cennet nasılsa bu dünya da öyle', ve boyanmış bir kiviyi ısırır."
Tate, look, here's some kiwi.
Al, bak, biraz kivi.
Trade songs with a Kiwi girl, then split for Paris
Kivi kızla şarkı alışverişi yapıp, Paris'e doğru yola çıktım.
It tastes like a kiwi.
Tadı kivi ye benziyor.
Kiwi Watermelon Surprise.
Kivi Karpuz Sürprizi.
kiwi Watermelon Surprise.
Kivi Karpuz Sürprizi.
What is the deal with the kiwi, huh?
buna ne dersin? Kivi bir nedir?
I knew I should've talked about the kiwi.
Kivi ile ilgili konuşmalıydım!
Kiwi, Toni!
Kivi mi, Toni!
I know you don't like kiwi...
Kivi sevmediğini biliyorum.
How about kiwi-sized, huh?
Kivi boyutuna ne dersiniz? Efendim?
can anyone think of another word that means a native population and, um, a fruit?
Kivi. Hem bir yerin yerli nüfusu hem de meyve anlamına gelen başka bir kelime var mı?
And blackberries and fresh kiwi.
Ve böğürtlen ve taze kivi.
Have you bought the kiwis for dinner Friday?
Cuma günü içi kivi aldın mı?
Matilda :
Sana kivi aldım.
Kiwi.
- Kivi.
Huh?
Kivi sever misin?
We took him to races.
Bir keresinde, tam yarış öncesinde, karım birkaç tane kivi almıştı.
Hey, I thinkI found an apartment in west hollywood.
Kivi mi, ahududu mu?