Klara translate Turkish
5,307 parallel translation
A lot of them believe in this talismanic junk.
Birçoğu bu tılsımlı saçmalıklara inanır.
And Negro leader John Lewis, despite injury from a possible skull fracture, led the marchers back to the chapel after the encounter with officers.
Siyahi liderleri John Lewis ise, memurların saldırısından sonra kafatasındaki kırıklara rağmen eylemcileri kiliseye doğru yönlendirmeye çalışıyor.
You have to get your shit together, Milo.
Bu saçmalıklara bir son vermelisin Milo.
There was no way of connecting Ethan to the other leavings, but...
Ethan'ı diğer atıklara bağlayan bir kanıt yok, ama...
And unless you let us go, right now... he will blast through here on his Night Fury... and blow your entire fleet of ships to splinters.
Hemen bizi bırakmazsan... Gecenin Öfkesi ile burayı yakıp yıkar... ve bütün gemi filon balıklara yem olur.
Well, so he's spreading his targets far enough apart and he's changing the profile of the victims so that we don't connect them.
Yani kurbanlarını yeterli uzaklıklara yayıyor ve bağlantı kuramayalım diye.. ... profillerini değiştiriyor.
Thank you for not saying anything to Kirova about... it was foolish of me to assume you'd be above such 17-year-old silliness.
Kirova'ya Jesse'yle bizi yakaladığını söylemediğin için teşekkürler. 17 yaşın getirdiği ahmaklıklara sahip olmadığını ummak benim aptallığımdı.
One cannot let the devil take root in these lovely creatures.
Bu güzel yaratıklara şeytanın musallat olmasına müsaade edemeyiz.
But if it makes someone happy to feed squirrels to the nuts, who am I to say nuts to the squirrels?
Ama fındıklara sincap vermek birisini mutlu edecekse ben kimim de sincaplara fındık verin diyeceğim?
Squirrels To The Nuts?
- Fındıklara Sincap Verin.
Squirrels to the nuts!
Fındıklara Sincap Verin!
And it's all because of you and the Squirrels To The Nuts!
- Senin ve Fındıklara Sincap Verin'in sayesinde.
"Squirrels To The Nuts,"
Fındıklara Sincap Verin demek?
This whole "Squirrels To The Nuts" thing is obviously your own special little bit.
Fındıklara Sincap Verin olayında özel vakit geçirmişsin anlaşılan!
Had a little "Squirrels To The Nuts" up here lately?
- Fındıklara Sincap Verin mi yaptın yine?
- Squirrels to the nuts!
- Fındıklara Sincap Verin!
Squirrels to the nuts, and all of that.
Fındıklara Sincap Verin falan.
That "Squirrels To The Nuts" line, it's from Lubitsch's Cluny Brown.
Fındıklara Sincap Verin cümlesi, Cluny Brown'dan.
But if it makes you happy to feed Squirrels To The Nuts, who am I to say nuts to the squirrels?
Ama fındıklara sincap vermek seni mutlu edecekse ben kimim de sincaplara fındık verin diyeceğim?
We got to get those nuts before the rest of the park gets in on this.
Parktakiler fındıklara çökmeden önce bizim fındıkları ele geçirmemiz gerekiyor.
Just remember, Surly, that park needs those nuts.
Ama unutma Surly, Park'ın o fındıklara ihtiyacı var.
And if I can be cured, imagine what this could do for other diseases like Alzheimer's, even cancer.
Ben tedavi olabilirsem, bunun başka hastalıklara ne yapacağını düşünün örneğin Alzheimer, hatta kanser.
Look at all these lights!
Şu ışıklara bir bak!
Not the lights. We're excited about the guns, right? Right.
- Işıklara değil, silahlara bir bak.
We will broadcast this message to all the districts tonight.
Bu gece, bütün mıntıklara yayın yapacağız.
Go piss in the bushes.
- Git çalılıklara işe.
- I don't need to. I read the papers, I see the titles.
Gazete okurum, başlıklara bakarım.
- Careful with the lights.
Işıklara dikkat et. Böyle güzel.
Well, we allow for humans to have such divergences from one another.
İnsanlar için diğerlerinden ayrıran bu gibi farklılıklara izin veriyoruz.
I'll feed you to the fish, you little Arab prick!
Balıklara yem ederim seni Arap dingili!
- According to witnesses, six.
- Tanıklara göre altı.
I just can't stand collective idiocy.
Toplu ahmaklıklara katlanamıyorum.
And then when the shooting happened... the guy followed me, you know, like me and only me when he started shooting out the lights. And, you know, at that moment, I wasn't even scared of him.
Sonra, o saldırı olduğunda o herif peşime düştü, sadece ve sadece benim peşimde gibiydi, ışıklara ateş etmeye başladığında da o anda, ondan korkmuyordum bile.
And I don't have time for your bullshit.
Ve saçmalıklara ayıracak vaktim yok.
I feel so stupid wasting all this time on insignificant shit.
Bunca zamanı manasız saçmalıklara harcadığım için kendimi aptal gibi hissediyorum.
Despite injured and burnt, how could he still live...
yanıklara ve yaraya rağmaen nasıl hala yaşıyor...
Do you have to put up with that kind of shit on a regular basis?
Devamlı bu saçmalıklara katlanmak zorunda mısın?
Before pathogenic theories were discovered... In Medicine..., people thought that diseases Were caused by evil spirits.
Patojenik teoriler ortaya atılmadan önce insanlar hastalıklara neden olan şeylerin kötü ruhlar olduğunu düşünüyordu.
Probably caused by thrombosis due to the burns.
Sebebi muhtemelen yanıklara bağlı olarak pıhtı atması.
From the nature of the fractures and the splintering of the vertebrae, it seems like somebodyjust picked her up and snapped her over his knee like a piece of firewood.
Kemiklerin kırık yerlerine ve omurgasındaki parçalı kırıklara bakıldığında birisi onu alıp diziyle çalı çırpı kırarmış gibi ortadan ikiye kırmış.
Daya, take care of the arrangements.
Daya, hazırlıklara dikkat et.
These are their sensitive years, tended towards fooling around anyway
Ve bu yaşta bu tür aptallıklara hep meyillidirler.
As if I'm eager to be thrown behind bars.
Sanki ben parmaklıklara bayılıyorum da!
I mean, look at that'stache.
Şu bıyıklara baksanıza.
It's like a trick you don't need.
Böyle kurnazlıklara ihtiyacınız yok.
Weren't you glad to come across old acquaintances in Rouen?
Rouen'da eski tanıdıklara denk gelmek sizi memnun etmedi mi?
And look at the little ones!
Ah, şu ufaklıklara bak hele!
No. Don't go down on the rocks when it's dark.
Hayır, karanlıkta kayalıklara gitme.
What happened to the lights?
- Işıklara ne oldu?
But the worst is the hereditary influences because it occurs a mutation in the DNA chain,
Daha da kötüsü, etkilenen kişinin DNA'sında değişikliklere yol açarak kalıtsal hastalıklara neden oluyor.
Dad?
Tekrar çalılıklara gir.