Klicks translate Turkish
202 parallel translation
Bulldog, you're two klicks north-east of our position.
Bulldog, mevkiimizin iki kilometre kuzey doğusundasın.
You heard him, gunner, two klicks to the LZ.
Onu duydun topçu, inme bölgesine iki kilometre var.
The Armada will break through the Frontier here, and reach Rylos in 20 klicks.
Donanama bu boşluktan giriş yapacak ve Rylos'a 20 klik yaklaşacak.
Within range in five klicks.
Beş kliklik menzilde.
If they're within 20 klicks we'll read it out here.
Eğer 20 kilometre uzaktalarsa, buradan okuyabiliriz.
We're two klicks from the chateau on the main access road.
Şatoya giden ana yoldan iki kilometre uzaktayız.
Couple of hundred klicks fair.
Bir kaç yüz tık kadar.
I'm cruising about five klicks south of the village.
Köyün hemen güneyinde dolaşıyorum.
Eight thousand klicks, 7000...
8000 kilometre. 7000.
Our target is 50 klicks west of Tucson.
Hedefimiz Tucson'un 50 km. Batısı.
3200 klicks. We should be there by 1800.
3.200 km. 18 : 00 civarında orada oluruz.
They're about three klicks north of town on a decoupling spur.
3 km. Kuzeydeler.
We got trapped a couple of klicks north of here trying to offload.
- Tuzağa düştük.
The place, seven klicks south of El Chaco.
Yer, El Chaco'nun yedi kilometre güneyi.
Now come on - we've still got ten klicks to cover.
Hadi şimdi ilerleyelim - Daha çok yolumuz var.
The rendezvous is about six klicks from here, south-southwest.
Randevu noktası bizden 6 mil uzakta, güney - güneybatı.
- About two klicks up the valley.
- Vadiden ortalama 2 tıklama yukarısı.
We're only five klicks in. lt's seven and a half miles to LZ Alpha.
Sadece beş kilometre gittik. İniş bölgesi Alfa'ya 12 km yol var.
We're a little over 30 klicks to the path to Cameroon.
Kamerun yoluna 30 km var.
We got a large body 1 0 klicks back, bearing 3-6-0 and closing.
10 km geride yaklaşmakta olan askerler var.
We HALO drop to a point.3 klicks north of the target area, switch to indigenous clothing,
Hedef bölgenin üç kilometre kuzeyine paraşütle ineceğiz.
20-mile buffer zone and 30 klicks to the hangar.
20 millik tampon bölge ve hangara ise 30 mil var.
30 klicks over that terrain?
Bu arazide 30 mil mi?
When you can stuff your intestines back in your pockets... and walk 20 klicks to an aid station... after a knife fight with guerrilla drug lords, then you talk to me.
Sen de benim gibi uyuşturucu babalarıyla bıçak kavgası yapıp bağırsakların cebinde 20 km yürü, sonra konuş.
- That's five klicks, Jack.
- Beş kilometre, Jack.
- A right, it's five klicks.
Beş kilometre.
Hey, hey, food stand, two klicks.
Yemek standı yaklaşıyor.
We had hostiles in the building five klicks away from base camp.
Merkez kamptan beş nokta uzaklıktaki bir binada düşman vardı.
I'm in the town of Goldhanger, two klicks from you, and we're not gonna get everyone out in time.
Bizler... Goldhanger kasabasındayız, sizden çok uzaktayız. Ve ne yazık ki herkesi zamanında çıkartamayacağız.
If you want your coke, meet me three klicks due south of Easter Point.
Kokainini istiyorsan, benimle Doğu Noktası'nın 3 km güneyinde buluş.
That's five klicks away.
Beş kilometre öteye.
We raided an armory earlier today, about 18 klicks north.
18 kilometre kuzeyde bir cephaneliğe baskın yaptık.
We're two klicks south of the Stargate.
Yıldızgeçidinin iki mil kadar güneyindeyiz.
They're on foot, two, three klicks.
Yayalar, en fazla iki, üç kilometre ötededirler.
The rest of the air support and divisions are tied up about 5 klicks back.
Geriden hava desteği olacak ve birimler geride 5 erli gruplar oluşturacak.
Our final jump will take us intra-atmosphere less than two klicks above the surface.
Son sıçrayışımız bizi atmosfere sokacak. Yüzeyden yakaşık iki kilometre yukarıya.
Sharon should be able to jump you into the atmosphere a couple of - klicks above the surface.
Sharon sizi yüzeyden birkaç kilometre yukarıya sıçratabilmeli.
Attention, all vehicles, Al Hayy, 15 klicks over the ridge, Over,
Tüm araçların dikkatine. Al-Hayy'e 15 kilometre kaldı. Tamam.
I got a bet with my physio that I can do 100 klicks by Friday.
Cuma gününe kadar 100 km. yol yapacağıma dair fizik tedavi uzmanımla iddiaya girdim.
You're on the flank. The Butcher's 14 klicks out from here.
Kasap 14 kilometre ötemizde.
Distance eight klicks. Over.
Mesafe 8 km. tamam.
The guns in camp have an effective range of 1,100 meters. That.50-cal's out there at two klicks.
kamptaki silahların etkili menzili 1100 metre orada ki 50 liğin ki ise bunun iki katı.
She says her ship is approximately 130 klicks to the west of us.
Gemisi adadan 130 kilometre uzaktaymış.
Because I will have the pleasure of tracking you down, much the same way that I tracked down that camel-humping ammunitions envoy two klicks east of the Tigris, the birthplace of civilization.
Çünkü izinizi sürmenin zevkini süreceğim tıpkı medeniyetin beşiği Tigris'in 2 kilometre doğusundaki deve siken mermi manyaklarına yaptığım gibi.
We're only two klicks to the kill zone.
Ölüm bölgesine 2 kilometre uzaktayız.
- Move that back, two klicks.
- İki kilometre geriye çek.
In the last mission, last tour, RPG took out our Humvee Three klicks south of Kirkut.
Son bulunmamda, son görevimde Kirkut'un 3 kilometre güneyinde bir roket tankımıza isabet etti.
5 minutes after betsy's mayday call, the army's predator picks up the truck heading north on msr-tampa, but about 40 klicks in, the truck turns east and drives out of frame.
Olaydan 5 dk sonrası, rehineleri alıp kueye gidiyor, fakat 40 km sonra güneye dönüyor.
I'm here because there are seismic sensors going off 30 klicks north of here that we think that we should check into.
Buradayım çünkü, buranın 30 km kuzeyindeki sismik alıcılardan sinyal aldım. Kontrol etmemiz gerektiğini düşündük ve bu yüzden buradayız.
We are now three billion klicks from the nearest outpost.
Şu anda en yakın ileri karakoldan bile üç milyar kilometre uzaktayız.
Can you convince mom that I'm better off sitting home all summer than stuck in a classroom full of religious zealots proselytizing a form of fundamentalism that's two klicks away from jihad?
Annemi ikna edebilir misin? Haçlı seferlerinin hemen iki durak.. ötesinde duran ;