English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ K ] / Kongo

Kongo translate Turkish

521 parallel translation
The affidavits show that Boy was taken from the jungle a spot in the Congo known as "the escarpment" where he lived with my clients.
Verilen ifadelerden de anlaşılacağı gibi Çocuk müvekkillerimle birlikte yaşadığı Kongo'da "kayalık" olarak bilinen yerden alınmıştır.
There's one thing certain. They won't come up from the Congo, not even if they wanted to.
İsteseler bile Kongo'dan gelmeyecekleri kesin,
KONGO Reiko
Reiko KONDO
And I'll pick that cat up, if I have to run him all the way to the Congo.
Ayrıca Kongo'ya kadar peşinden koşmam gerekse bile, o kediyi yakalayacağım.
This big Congo Casanova has been after your wife ever since she's been here.
Karın buraya geldiğinden beri bu Kongo Kazanovası onun peşindeydi.
People who fled to Burundi, al Congo, a Uganda...
Burundi, Kongo ve Uganda'ya kaçan insanlar.
And he retired to the Congo and the region of Goma.
Ve Kongo'ya çekildiler.
I went to Rwanda a year after the disaster for the return of Hutus, who were in the Congo and they had nowhere to go.
Kongo'da olan ve gidecek hiçbiryeri olmayan Hutu'ların dönüşü için bir yıl sonra Rwanda'ya gittim.
A group of 250,000 people left the city of Goma and he went into the Congo forest.
250.000 kişilik insan grubu Goma şehrinden ayrıldı ve Kongo ormanına gittiler.
They began to appear Kisangani in central Congo.
Merkezi Kongo'daki Kisangani'de gözükmeye başladılar.
And this Congolese here, with his calculator
Ve buradaki Kongo'lular, hesap makinesiyle insanlardan dolar toplamaya
From Helsinki to Léopoldville...
Helsinki'den Kongo'ya...
Some sportsmen decorate their walls with the head of a lion they once shot in Tanganyika, or some poor unfortunate rhino caught sunbathing in the Congo.
Bir avcı duvarlarını bir zamanlar Tanganika'da vurduğu bir aslan başıyla ya da Kongo'da güneş banyosu yaparken yakalanan zavallı talihsiz bir rino ile süsler.
In the Congo, Father, they'll be calling me to work I love.
Baba, Kongo'da bana, sevdiğim işi verecekler.
You may never get to the Congo.
Kongo'ya hiç gidemeyebilirsin.
She was a nursing sister in the Congo.
Kongo'da hemşire rahibeydi.
He asked about you. And about the Congo.
Seni ve Kongo'yu sordu.
Sister Pauline, how long were you in the Congo?
Rahibe Pauline, Kongo'da ne kadar kaldınız?
I, too, have lost some of my quickness, my memory... from too much Congo sun.
Ben de Kongo'nun güneşinde, çabukluğumun ve... ve hafızamın bir kısmını yitirdim.
If any of you think that the Congo that you'll find today in 1930... is anything like the Congo that we found when we went there 20 years ago... you will be mistaken.
Eğer bugün, 1930'da, Kongo'nun bizim 20 yıl önce gittiğimizdeki... gibi bir yer olduğunu düşünüyorsanız... yanılıryorsunuz.
This could easily mean that she could not return to the Congo.
Bu da Kongo'ya geri dönemeyeceği anlamına geliyor.
Sister Pauline will return to the Congo.
Rahibe Pauline Kongo'ya dönecek.
Sisters Timothy and Ellen... will go to the Congo, too.
Rahibe Timothy ve Ellen da... Kongo'ya gidecekler.
Perhaps Reverend Mother feels you are not yet ready for the Congo.
Belki de Muhterem Rahibe Kongo için henüz hazır olmadığınızı düşünüyordur.
It will be so much easier in the Congo to remember I'm nothing.
Hiçbir şey olduğumu hatırlamak Kongo'da daha kolay olacak.
Now, a short boat trip across the Congo and you're home.
Kongo'da bir bot gezisinden sonra evinizde olacaksınız.
And there's the Congo.
İşte Kongo.
The barber's been itching to get at that beard for years... but the natives have a picture of God with a beard... so priests have to wear beards in the Congo.
Berber bu sakala gıcık oluyor... ama yerlilerde Tanrı'nın sakallı bir resmi var... bu yüzden Kongo'daki papazlar sakal bırakmak zorundalar.
TB makes further service in the Congo impossible... so you'll have to hold down two jobs over there.
Tüberküloz Kongo'da ileri düzeyde hizmeti imkansız hale getirir... bu yüzden burada iki görevi yerine getireceksin.
Father Vermeuhlen was one of the first missionaries in the Congo.
Peder Vermeuhlen Kongo'daki ilk misyonerlerden biridir.
But you're the only one in the whole Congo I can work with.
Fakat sen Kongo'da birlikte çalışabileceğim tek hemşiresin.
Even to this select little gathering here in the Congo.
Kongo'daki bu küçük topluluğa dönmek bile.
I don't believe that rubbish about your having had TB in the Congo.
Kongo'da tüberküloz olduğun saçmalığına inanmıyorum.
How can I be a good nun if I cannot get the Congo out of my blood?
İçimden Kongo'yu söküp atamazsam nasıl iyi bir rahibe olabilirim?
I can't send you back to the Congo with the talk of war.
Savaş söylentileri dolanırken, seni tekrar Kongo'ya gönderemem.
Nicer than the Congo, Rhodesia, Somalia, South Africa.
Kongo'dan, Rodezya'dan Somali'den veya Güney Afrika'dan daha güzeldir.
Look at the Congo, for example.
Kongo'ya bak mesela...
My parents were missionaries in the Congo.
Ebeveynlerim Kongo'da misyonerdi.
With the banners of the war god
Kumano'dan yargıç Kanzo Kongo-Doji bayrağını yukarı kaldırdı
Angola, the Congo.
Angola, Kongo...
He's made a contract with the king of the Belgians... to take over the Congo from Mr. Stanley.
Kongo da yönetimi devralmak için Belçika Kralı ile bir anlaşma yapmış.
But look at the Congo!
Bir de Kongo'ya bak.
Senegal isn't the Congo!
Senegal Kongo değil!
500 million francs sank to the sea.
- Kongo'da denizin altında 5 milyon var.
In Congo.
- Kongo'da.
- Congo, huh?
- Nerede? - Kongo'da.
- Congo, right.
- Demek Kongo'da.
- I am not lying, it's in Congo
- Gel hadi. - Yemin ederim, Kongo'da.
- In the sea of Congo.
- Hani Kongo'da olan.
About treasure in Congo.
Konu Kongo'daki hazine.
- Native of Congo.
Merak etme, Kongo'dan geliyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]