Kosar translate Turkish
1,082 parallel translation
Double march!
Koşar adım marş!
"Double march!"
"Koşar adım, marş!"
Double it up.
Koşar adım.
Double him away!
Koşar adım götürün!
Double this man out to the mortuary.
Bu adamı koşar adım morga götürün.
- Double out.
- Koşar adım, marş.
Double out!
Koşar adım!
Bartlett, double over here.
Bartlett, koşar adım buraya.
McGrath, double over here.
McGrath, koşar adım gel.
Double back.
Koşar adım yerine.
King, double over here.
King, koşar adım gel.
Double away, King.
Koşar adım git, King.
Double away!
Koşar adım!
Double outside, you two.
Siz ikiniz, koşar adım dışarı.
Okay, double out.
Tamam, koşar adım dışarı.
- Double inside, you two.
- Siz ikiniz, koşar adım içeri.
Double over, you two!
Siz ikiniz, koşar adım buraya!
Double away, you two.
Siz ikiniz, koşar adım.
Left turn, double march!
Sola dön, koşar adım marş!
All right, double.
Pekâlâ, koşar adım.
King, double out, lad!
King, koşar adım çık!
Double!
Koşar adım!
About turn, double march!
Koşar adım, marş!
Left, right, left, right, left, right, left, right.
Koşar adım! Sol, sağ, sol, sağ.
Double out!
Koşar adım marş!
He always runs while others walk
"Diğerleri yürürken o hep koşar"
If they rise early, move fast and find us alive, then it will be in time.
Erken kalkar, hızlı koşar, biz de ölmezsek, ancak o zaman!
He scurries home, raps on the window.
Eve koşar, camı tıklar.
With this stuff, he'll run the mile in 1 : 34 flat.
Çünkü bu ilacı alırsa bir mili 1.34 saniyede koşar.
Rab ran at... "
Tavşan koşar... "
On the double!
Koşar adım!
( Fendall ) On the double!
- Koşar adım!
Tell me, it there was a million in the corner, would you run to grab it?
Söylesene köşede bir milyon olsa onu kapmak için koşar mıydın?
Loose like that he can run him crazy.
Başıboşken deli gibi peşinden koşar.
I can run for 10 km, a marathon, anything!
10 km, maraton fark etmez, ne istersen koşarım.
Almost took me, but I'm a pretty fast runner.
Az kalsın beni de alıyordu ama, neyse ki hızlı koşarım.
Double time! March!
Koşar adım, Marş!
Canadian company, double time!
Kanada takımı, koşar adım!
Double time!
Koşar adım!
In the army, double time, and a swift kick in the rear.
Orduda, koşar adım, kıçına bir tekme.
- Get me on my feet and I can run!
- Beni ayağa kaldır, koşarım bile!
♪ All the trials and tribulation! Better settle down and get meself a wife ♪ And the wife would cook and sew for me And come for me, and go for me
bunca tehlike ve serüven yeter artık durulup evlenme zamanı... karım dikiş dikip bana yemekler yapar hep hizmetime koşar... sonra kafamı şişirip dır dır eder hababam azarlar... sürekli para ister hayatı bana dar eder... en iyisi bu konuyu bir daha düşüneyim... evlilik hayatı benim neyime gözüme uyku girer hiç değilse... dünyada hiç kimsem yok ama artık birileri olmalı... acaba nasıl dost kazanıp insanları etkileyebilirim?
Papa came marching home... secure in the knowledge that they needed me... and would be overjoyed I'd come back to take care of them.
Baba koşar adımlarla eve geldi. Bana ihtiyaç duyduklarından ve döndüğüme sevineceklerinden emin bir halde.
[Chaplain] "The Son of God goes forth to war... a kingly crown to gain."
"Tanrının oğlu, krallara layık tacı için savaşa, cesaretle koşar."
At the double!
Koşar adım!
You see, a lion is a huge savage beast about 5 feet high, 10 feet long, weighing about 400 pounds running 40 miles an hour, with masses of sharp pointed teeth and nasty, long, razor-sharp claws that could rip your belly open before you could say Eric Robinson, and they look like this.
Aslan büyük, vahşi bir hayvandır. Yüksekliği 1.5, boyu 3 metre, ağırlığı 180 kilodur. Saatte 65 km / h hızla koşar ve sivri dişli, korkunç uzun, jilet gibi keskin pençeleriyle sizi parçalayabilir.
Move it, move it, on the double!
Kımıldayın, kımıldayın, koşar adım!
When I am absolutely too exhausted to go on I drop everything and rush over here to forget myself in this work for an hour or two.
Yorgunluktan tamamen bitip tükendiğim zaman her şeyi bırakıp buraya koşarım ve kendimi unutup bir iki saat bu iş üzerinde çalışırım.
Life's a finishing line, a banner, everyone's on the racetrack
Hayat bir finiş direğidir, herkes yolun sonundaki bayrağı kapmak için koşar.
Bred to pursue death as lesser men pursue women. Infatuated all our lives with dreams of the tomb.
Kadınların peşinde ölüme koşar. mezara kadar tutkulu düşlerle yaşarlar.
Double time... march!
Koşar adım marş!