English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ K ] / Koz

Koz translate Turkish

1,296 parallel translation
Like a control card.
Kontrol için koz gibi.
Leverage.
Koz olsun diye.
And he could lever us with Eddie's kidnapping.
Ancak Eddie'nin kaçırılması ile koz el elde ederdi.
You should know the answer by now, but keep trying!
Koz neydi? Şimdiye kadar anlamış olman gerekirdi, ama sen yine de devam et. Şimdiye kadar anlamış olman gerekirdi, ama sen yine de devam et.
Uh-uh. No. I am not about to do that.
Ben de eline koz vermem.
You know, you guys are just pathetic.
Kocanıza karşı dürüst olmayacaksanız kimin eline koz vereceksiniz?
I'm not giving you more ammunition to make fun of her with.
Onunla dalga geçmeniz için elinize başka koz vermem.
- Both. If I do that, I have no leverage and you know it.
Bunu yaparsan elimde hiç koz kalmaz, bunu biliyorsun.
That's a big get.
Bu, büyük bir koz.
Since you proved to be a uncooperative prisoner, we felt she would be an asset we might be able to exploit one day.
İşbirliği yapmayan bir mahkum olduğunuzu kanıtladığınızdan beri onun, bir gün kullanabileceğimiz bir koz olacağını düşündük.
The press are looking for anything to attack the administration.
Aydınlar ve basın iktidara saldırmak için koz arıyor.
It was for leverage - anything I could use against him to get custody of Josh if I left him.
Amacım... elime koz geçirmekti. Onu terk edersem, Josh'ın velayetini almak için.
Because it's his leverage with the Chinese.
Çinliler'e sözünü geçirebilmesi için elindeki tek koz o.
So for leverage, he takes the sheriff, which means sooner or later, he'll contact us.
- Koz olarak şerifi kaçırıyor. Bu da eninde sonunda bizimle temas kuracağı anlamına geliyor.
Tonray, if I give in, then I give him the power.
Tonray, Eğer ona istediğini verecek olursam, O zaman ona koz vermiş olurum.
I cannot afford to give him the power if it's only a bluff.
Ve eğer bu bir blöf ise.. Ona koz vermemem gerek.
you're taking advantage of me because you're sick, emery.
Bana karşı hastalığını koz olarak kullanıyorsun, Emery.
If only the nurses have leverage, I could help them.
Eğer hemşirelerin elinde koz olsaydı, onlara yardım edebilirdim.
There's a leverage.
İşte sana koz.
What does he have on you?
Sana karşı elinde nasıl bir koz var? Yapamam.
Oh, by the way, a little slim-waisted birdie in a page jacket told me you got nothing.
Bu arada, ince belli minik bir kuş elinde koz olmadığını söyledi.
Card? Card?
Koz mu?
Hearts are trumps.
Koz kupa.
This will give the Chinese Federation an opportunity to take advantage of. "
O zaman da Çin Federasyonu'nun eline koz vermiş oluruz.. "
We've already given them that.
Onlara zaten bir koz verdik.
I haven't found anything that trumps the waiverjess signed yet.
Daha Jess'in imzaladığı fergatmaneyle ilgili bir koz bulamadım.
How dare they hold that tape against you?
O kaseti koz olarak kullanmaya nasıl cürret ederler?
He's a damn fine bargaining chip.
O adam tam bir koz.
We provide leverage!
Biz size bir koz sunuyoruz.
And until you'd made a plan, I had nothing to offer.
Ama sen plan yapana dek, elimde hiç koz yoktu.
We'll obtain more that way and have the upper hand.
Böylelikle elimizde daha büyük koz olur.
You give sean that test now, you question him now, that's just ammunition that the defense will use to get that scumbag tapp off.
Ondan bunu şimdi isterseniz, Bu sadece savunma makamına arsız Tapp'i dışarı çıkarmaları için... verilmiş bir koz olur.
The ace up our sleeve - was Sugar Horse.
Elimizdeki tek koz Şeker At'dı.
No, that's leverage.
- Hayır, koz.
Leverage.
Koz.
But I need the head start.
"Ama elimde bir koz olmalıydı."
Using it as leverage will compromise it as evidence.
Uzlaşma için bunu koz olarak kullanmamız gerek.
I just gave away any leverage I ever had on you.
Seni ele verecek herhangi bir koz kullanmadım.
Vic's the only lifeline you got to what's going on.
Vic, neler döndüğünü öğrenmen için elindeki tek koz.
The other would call it leverage over you for favors to be named later.
Diğer tarafı ise sonradan kullanmak için koz olarak adlandırıyor.
Basically, she's using your daughter as leverage.
Kızınızı koz olarak kullanıyor.
If he wasn't arrested, what's the leverage?
Tutuklanmış olmasaydı, ATF'in elindeki koz ne olacaktı?
We have to show that there's been illegal activity over the past 10 years, so we use Luann's incarceration as a bargaining chip with her husband, Otto Delaney.
Geçtiğimiz on sene içinde yasa dışı işler yapıldığını kanıtlamamız lazım. Bunun için Luann'ı içeri atarak kocası Otto Delaney'e karşı bunu koz olarak kullanacağız.
Using Luann as leverage.
Luann'ı da koz olarak kullanıyor.
Maybe we are playing into their hands.
Belki ellerine koz vermemeliyiz.
We provide leverage.
Biz ise size koz sağlıyoruz.
Welcome to Leverage Consulting and Associates, founded in 1913 by the great Harlon Leverage the Third.
Leverage ( Koz ) Danışmanlık ve Ortaklık'a hoşgeldiniz, 1913'te büyük III ( 3. ) Harlan Leverage tarafından bulundu.
I thought he was keeping an eye on you.
Sana köz kulak olacağını sanıyordum.
What's trump again?
Koz neydi?
Is there any... Interest in seeing if we can breathe some fire into this ember over a cup of coffee?
Sence kahvenin üzerinde köz olmuş bir ateşi koklamamız ilginç olur mu?
I will not be constantly overruled by two silly white boys.
Koz olarak kullanabileceğim bir şey bul.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]