Kt translate Turkish
127,121 parallel translation
The adobe burned.
Evinde yangın çıktı.
His word is good.
Sözüne sadıktır.
You were lucky to have made it.
Sağ çıktığın için şanslısın.
This woman is more of a man than Jake Otto or any of his relatives.
Bu kadın, Jake Otto veya akrabalarından... daha delikanlı çıktı.
But when the souls met, an evil spirit appeared.
Ancak ruhlar bir araya geldiğinde, Kötü bir ruh ortaya çıktı.
I checked out years ago.
Ben yıllar önce çıktım zaten.
I guess that, part of me knew that first night, but when I went out there for you in the mist,
Sanırım bir parçam ilk gece olduğunu biliyordu fakat senin için sise çıktığımda...
She was there, and she did nothing, and I watched her walk out of the mist without a scratch.
Oradaydı, ama hiçbir şey yapmadı onun bir çizik bile almadan dışarı çıktığını gördüm.
He shot four bullets where one would have been enough.
Bir tanesi yeterliyken dört kurşun sıktı.
I had a lady, like you, then after the Illumination, I went out to find her.
Senin gibi, benim de bir kadınım vardı. Aydınlanmadan sonra, onu bulmak için dışarı çıktım.
It came totally out of the blue.
Aniden ortaya çıktı bu tavır.
pretty spicy.
Ve ortaya epey açık kirli çamaşır çıktı.
I mean, Celina was an attractive presence in your life, in your home.
Yani Celina hayatındaki, evindeki çekici bir varlıktı.
I mean, Figgis has gone rouge.
Yani Figgis zıvanadan çıktı.
But guess what?
Demokrasi karmaşıktır.
The vote is inconclusive, Mr. President.
Oylama sonuçsuz çıktı.
Sword and spear, Lord, but a man tires of sticking ironware into the bellies of other men.
Kılıç ve mızrak kullanırdım Lordum ama diğer adamların karınlarına demir sokmaktan bıktım.
Not weak, but Lunden's been open to all tribes for a reason.
Zayıf değil, ama Lunden bir kabileye açıktır.
- Your prisoners are from where?
- Mahkerleriniz nereden çıktı?
That is the bargain.
Bu pazarlıktır.
- Lord, I am weary of this...
! - Tanrım, bundan bıktım...
YOU are weary of this!
Bundan bıktın mı!
All I see in him is his piety.
Tek gördüğü onun dindarlıktı.
I fought it at first, but, you know, Joelle made me stick it out.
Başta karşı çıktım ama bilirsin, Joelle ısrar etti.
Constantine's dealings were as murky as the sea.
Constantine'nin anlaşmaları deniz kadar bulanıktı.
He resurfaced and all but declared war on the other barons.
Yeniden ortaya çıktı ve diğer baronlara savaş ilan etti.
And when he arrives, death and mayhem are sure to follow.
Ve ortaya çıktığında, ölüm ve kargaşa peş peşe olacak.
The lack of fluoride, pollutants, radiation, iodine, all suggest you're from a time long before ours.
Florür, kirleticiler, radyasyon, iyot hiçbiri bulunamadı. Çok geçmişten olduğun çıktı.
- Now I find out that you are the supernatural?
- Ş imdi de kendin doğaüstü çıktın?
When I get out, I'm gonna come find you there.
Buradan çıktığım zaman yanına geleceğim.
- You get a hit?
- Bir şey çıktı mı?
Hookstraten? What's that all about?
Hookstraten nereden çıktı?
Look, I already told you. The president is out of surgery and he's resting comfortably.
Başkan ameliyattan çıktı ve yatağında istirahat ediyor.
November 14, 2005, your after-action report says you set out with 20 men. Is that correct?
Harekât sonrası raporunda yola 20 kişi çıktığınız yazıyor, doğru mu?
- Which door?
- Hangi kapıdan çıktı?
You and Peter MacLeish were the only two to survive the bombing!
Saldırıdan sadece sen ve Peter MacLeish sağ çıktınız.
Clearly, the White House wasn't safe anymore, so I got the hell out of there.
Beyaz Saray belli ki artık güvenli değildi, o yüzden çıktım.
I made my way up to the street.
Sokağa çıktım.
Well, he's been inconsistent on climate change, and recently, he opposed a rule to reduce methane emissions from oil drilling on public lands, so...
- İklim değişikliği konusunda tutarsız, geçenlerde kamu arazilerinde petrol kuyusu kaynaklı metan salınımını azaltmak için öne sürülen tasarıya karşı çıktı...
What did the shrapnel tell you?
Şarapnellerden ne çıktı?
They are Russian-made land mines, 300,000 of them, flooded the market after Russia pulled out of Afghanistan.
Rus yapımı kara mayınları. Rusya, Afganistan'dan çıktıktan sonra piyasada 300.000 tane peydahlandı.
Those license plates come back?
Plakalardan sonuç çıktı mı?
_
Kargo yola çıktı.
I took a trip and there was a bill.
Bir seyahate çıktım, bir faturası oldu.
- They're trying, but it seems Congressman Saldua controls the purse strings in the House pretty tightly.
- Bir şey çıktı mı? Uğraşıyorlar ama Meclis'teki para işleri Saldua'nın sıkı denetiminde.
Gonna need you to make copies and print them up.
Kopyalarını çıkarıp çıktılarını al.
I think Dennis stepped away.
Dennis çıktı sanırım.
So, he left there alive.
Demek oradan canlı çıktı.
Is that how you get out?
Böyle mi çıktın dışarı?
Did you get out?
Dışarı çıktın mı?
All right, where'd it lead us?
Ne çıktı peki?