Kudos translate Turkish
283 parallel translation
You've received every kind of kudos a scientist can attain.
Bir bilim insanının sahip olacağı tüm saygınlığa sahip olacaksınız.
It's strange that I, Kudos, a doubter, luxuriate in a window seat, while you, ageing with age, get older yet in that disgrace of an aisle seat.
Benim gibi bir imansız pencere yanında keyif yaparken, senin gibi bir moruğun koridor koltuğunda oturması pek garip, değil mi?
Father Kudos, would you say the benediction?
Peder Kudos, kutsama konuşması yapar mıydınız?
Richard say, Kudos.
Richard, bu oyununu övdü..
- Garner some of them kudos and all that they got.
- O havalı heriflere kim olduğumuzu gösterelim.
Kudos.
Kudos.
How about some kudos here, huh?
Biraz başarılarımı kutlasa nasıl olur acaba?
- Kudos, indeed. Oh!
Tebrikler.
- Mr. Van Doren, I just wanna add my kudos.
Bay Van Dorren, lütfen tebriklerimi kabul edin.
Kudos to you, Lisa.
Sen onurlu birisin, Lisa.
Kudos.
Onurlu.
Kudos for bringing the "public" back to the Republican Party.
"Halkı" Cumhuriyetçi Parti'ye geri getirdiğiniz için tebrikler.
- Kudos, Miami!
- Kudos, Miami!
Kudos to you, my friend, on your promotion.
Tebrikler dostum, terfi etmişsin.
Kudos.
Çok iyi!
Kudos on that hat joke.
Şapka şakası için tebrikler.
Is that, uh, because I'm getting all the kudos and you're not?
Bu, onuru sen değil ben elde ettiğim için olmasın sakın.
Kudos.
Aferin.
Kudos, Elaine, on a job done.
Tabii, bende benimkine. Elaine bu mesele kapanmıştır.
Try kudos.
Şöhret desek daha doğru.
[Muttering] Now there's nothing to do but sit back and wait for the kudos to roll in.
Şan ve ünün gökten yağmasını, arkama yaslanıp beklemekten başka çarem yok.
Where are my kudos?
Nerede şan ve ünüm?
Kudos, Simpsons.
Kutlarım sizi, Simpsonlar.
Kudos!
Şükürler olsun!
- Kudos on your whipping.
- Kırbacına kuvvet.
- Thanks for the kudos. - Sure.
Övgülerin için sağ ol.
- Kudos.
- Şanlı. - Ödemeyi yap.
That was lemongrass... and Chef Andre has gotten high kudos for that soup.
Onlar limon otları. Şef Andre'nin bu çorbası çokça övgü alır.
Well, if kudos are those brown chewy things, he can have them.
Eğer bu övgüler şu içindeki buruşuk otlar ise onları alabilir.
Really, kudos.
Gerçekten.
I don't believe you're serious about music but rather about the kudos it brings.
Müziği ciddiye aldığına inanmıyorum daha çok getirdiği zevkleri istiyorsun.
Balls with the kudos, you hack.
Övücü sözler saçmalığı, seni sahte yazar.
All in all, I totally give you kudos for keeping it together tonight.
Her şeye rağmen, herkesin dağılmasını engellediğin için seni takdir ediyorum.
Kudos are in order, Mr. Valentine.
Şanınıza layık birisiniz, Bay Valentine.
Kudos.
Kutsalsın.
Kudos, Bender!
Aferin, Bender!
I don't believe this. Before, it was kudos for attention to detail.
Ama bütün ayrıntılara dikkat ettiğimi...
- Kudos to you.
- Tebrikler.
Kudos on the nutmeg.
Muskat konusunda tebrik ederim.
Kudos. Thanks.
Bravo.
Well, kudos to you, Dr. Hill, for not saying the word "allegedly."
Tebrikler sana Doktor Hill, "İddiaya göre" kelimesini kullanmadığın için.
I won the Silver Whistle Award at the cadet and have received numerous kudos as an officer
Okulda Gümüş Islık Ödülü'ne layık görüldüm. ve bir memur olarak çok defa onurlandırıldım.
Kudos.
Tebrikler.
This company's on the fast track to the It List. Kudos!
Şirketimiz yükselmeye hızla devam ediyor.
Edna's group wants to give you kudos, too, Emily.
Edna'nın grubu da seni tebrik etmek istiyor.
Kudos, sir, on a well-played game of poker.
- Tebrikler, bayım. İyi oynadın. - Teşekkürler.
Both of you, kudos.
İkiniz de, gururlanın.
Kudos.
Tebrikler..
Kudos to you, good human usses.
"Kudos" olsun size iyi insan bizler!
Kudos.
Tebrikler. Sana da övgüler.
Kudos to you.
Beden eğitimi hocalarının da amma çok şey bilmesi gerekiyormuş.