English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ K ] / Kumar

Kumar translate Turkish

5,904 parallel translation
Gambling.
Kumar yani.
Capitalism is based on gambling, isn't it, Dad?
Kapitalizm de biraz kumar üzerine kurulu değil midir baba?
Thought maybe you'd gambled it away already.
- Çoktan kumar oynamışsındır sanıyordum.
- And gambling.
- Bir de kumar oynadın!
Lots of drugs, alcohol, gambling.
Uyuşturucu, alkol, kumar.
To the people I gambled against? Yes.
Kumar oynadığım insanlara mı?
- It's a big gamble.
- Büyük kumar oynuyorsun.
Or to pay down $ 6,000 in gambling debt... that you just found out was due in full.
Vadesinin dolduğunu yeni öğrendiğin altı bin dolarlık kumar borcunu da ödeyemiyor.
- Do you like gambling?
- Kumar oynamayı sever misin?
- Gambling? No.
- Kumar mı?
The good news is you don't actually have a gambling problem.
İyi haber aslında kumar probleminin olmaması.
- Just gambling debts.
Kumar borçları yüzünden.
I guess she always had her mom's place, but, I thought maybe she'd gotten into somethin', you know, like, like gaming'again.
Hep annesinin evinde kaldığını sanıyordum. Fakat bir şeylere bulaşmıştı bence. Kumar gibi yani.
If she was gaming I-10 south side, I heard of this place.
Kumar oynuyorsa I-10 yolunun güney tarafında bir yer duymuştum.
I used to gamble... A lot.
Eskiden kumar oynardım, hem de çok.
Yeah, it was a bit of a punt asking her, I suppose.
Sanırım ona sormak kumar oynamak gibiydi.
Gambling, Your Grace.
Kumar oynuyorlar majesteleri.
Gambling?
Kumar mı?
Maybe online gambling's the answer.
Online kumar oynarsak yolumuzu buluruz belki.
Time and again he gambles with our lives.
İşte tekrar hayatlarımız üzerine kumar oynuyor.
The punt's the punt, but this is something else.
Kumar kumardır, ama bu başka birşey.
Ashok Kumar, Dev Anand.
Ashok Kumar, Dev Anand.
A viager can be a very bad gamble.
viager bazen çok kötü bir kumar olabilir.
Once they own the place, they bring back the slot machines.
İş yerini ele geçirince, içine para atılan kumar makineleri konuyor.
Look at you, you're excited like when you were gambling!
Hâline bak, kumar oynarken de böyle heyecanlanırdın!
Problem was Myles loved to gamble.
Sorun Myles'ın kumarı sevmesiydi.
Well, then, sir, you know that Velour was a spineless yes man with a gambling addiction.
O zaman, efendim, Velour'un kumar bağımlısı olan iradesi zayıf bir dalkavuk olduğunu biliyorsunuz.
I will not gamble with your life.
Hayatınla kumar oynamam.
In addition, with Jo Yoon's full support, his seven henchmen gamble and act as loan sharks, increasing the pain and suffering of the poor.
Bununla beraber Jo Yoon'un tam desteğiyle yedi yandaşı kumar oynayıp tefeci gibi davranarak yoksulların acılarının ve dertlerinin artmasına sebep oluyor.
Akshay Kumar.
Akshay Kumar!
He smokes, drinks and gambles.
Sigara içiyor, içki içiyor ve kumar oynuyor.
More Americans drinking and gambling in Windsor than there are Canadians living there.
Orada yaşayan Kanadalılardan çok Amerikalılar içmeye ve kumar oynamaya gidiyor.
Someone with gambling issues?
Kumar sorunları olan biri?
Amit Kumar will be Mary's head coach
Amit Kumar, Mary'nin koçluğunu yapacak.
Oh, yeah, big sacrifice.
Büyük kumar.
That's a dangerous gamble.
- Tehlikeli bir kumar.
Better to gamble on the man you know than the strangers you don't?
Tanımadığın yabancılar yerine, tanıdığın adam üzerine mi kumar oynadın?
He gives you his salary, he helps around the house, he doesn't throw away money, he doesn't fool around, he doesn't gamble, not on cards nor on the lottery, he doesn't beat you,
Maaşını sana veriyor, eve yardımda bulunuyor parayı har vurup harman savurmuyor karıyla kızla işi olmaz, kumar oynamaz ne iskambille işi olur ne de piyangoyla, sana elini kaldırmaz.
going out on top amid a flurry of gambling rumors.
Tıpkı bir anda çıkan kumar dedikoduları arasında zirveye çıkan Michael Jordan gibiyim.
Gambling debts. Er... apparently.
Kumar borcu... belli ki.
You're asking me to gamble with Philip's life.
Philip'in hayatıyla kumar oynamamı istiyorsun.
A risky gambit, I admit.
Riskli bir kumar olduğunu kabul ediyorum.
The Chinese love to gamble, especially the rich ones.
Çinliler kumarı sever, özellikle de zenginler.
I have influence over the BIA, over federal gambling legislation.
BIA üzerinde Federal Kumar Yasası'na etkim var.
A yellow notice for using his work computer to access online gambling sites.
İş bilgisayarını kumar sitelerine girme amaçlı kullandığı için sarı uyarı almış.
My father was addicted to gambling.
Babam kumar bağımlısıydı.
Your gambit paid off.
Oynadığın kumar karşılığı vermişti.
I am not strong. Just want to gamble.
O kadar da değil, sadece kumar oynamak istiyorum.
And the way Na'Vi played, they really gambled basically.
Na'Vi'nin oyun şekli ise, gerçekten kumar oynadılar.
Ready to gamble with her life?
Onun hayatı üzerine kumar oynamaya hazır mısın?
She played the slots.
- Kumar oynadı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]