Kut translate Turkish
57 parallel translation
It is a kut'luch.
Bu bir "kut'luch".
Allegations of a shoot-to-kill policy carried out by the RUC... the UDR, and the British Army does form part of our report, yes.
KUT ve USA tarafından uygulanan, sorgusuz sualsiz vurma tutumuyla ilgili iddialar raporumuzun bir bölümünü oluşturuyor, evet.
An RUC statement said the driver accelerated... toward their officers, who opened fire on the fleeing car... causing it to swerve off the road.
KUT, sürücünün polis memurlarının üzerine doğru aracı sürdüğünü ve polislerin açtığı ateş sonucu yoldan çıktığını beyan etti.
About accommodation, we have a couple of safe houses where RUC personnel...
Kalacak yer konusunda ise KUT personelinin kaldığı güvenli evler...
Three hours after the shooting, the RUC issued a statement.
Vurulmadan üç saat sonra, KUT bir açıklama yaptı.
The RUC do run covert operations, but so do the IRA!
KUT gizli operasyonlar yapıyor ama IRA da yapıyor.
Now, you're the inventor of the Suck Kut, right?
Suck Kut'ın mucitisin, değil mi?
The Suck Kut is a revolution in home hair cutting.
Suck Kut, evde saç kesiminde bir devrimdir.
Exactly how does the Suck Kut work?
Suck Kut tam olarak nasıl çalışıyor?
- Pol-ar?
- Kut-up?
I happen to know something about Klingon rituals and I believe this is actually a dagger of kut'luch
Klingon ritüelleri hakkında bir şeyler biliyorum, ve aslında, bu şeyin, kut'luch hançeri olduğuna inanıyorum.
Is one of you preparing for the kut'luch ceremony?
Bu senin kut'luch seremonin mi?
It's an honor to get to perform the kut'luch
Kut'luch'ı başarmak bir onurdur.
I think going to Abby's funeral would just open this Pandora's Box of emotions that, frankly,
Abby'nin cenazesine gidince Pandora'nın duygu kutısı açılacak.
The British fell back on Kut, a town on a loop in the Tigris.
İngilizler, Dicle kıvrımında bir kasaba olan Kut'a geri çekildiler.
I'd sooner not be a hero in Kut and have plenty to eat.
Yeterli yiyeceğimiz olsaydı, Kut'ta bu kadar çabuk kahraman olmayacaktım.
On the 24th of April, during the last, desperate days of the siege, a gallant attempt was made to send a ship carrying 270 tons of food up the Tigris to Kut.
24 Nisan'da, kuşatmanın ümitsiz son günlerinde Dicle'den Kut'a 270 ton yiyecek taşıyan bir gemi göndermek için cesur bir girişimde bulunuldu.
Field Marshal von der Goltz died of typhus just before the Turkish victory at Kut, but it was in line with something he wrote, an unusually modern and prophetic view.
Mareşal Von Der Goltz, Kut'taki Türk zaferine az bir zaman kala tifüsten öldü. Ama sıradışı ve kahince görüşlerini satırlara dökmüştü.
The Turkish commander wanted to bring the news of the fall of Kut-el-Amara, to the dead leader whose achievement it was.
Türk komutan ona malettiği Kut'un düşüşü haberini ölen komutanına söylemek istemişti.
By the war's close, over 4.000 veterans of Kut had died in prison camp, victims of willful neglect by both Turkey and Britain.
Savaş bitene kadar 4.000'den fazla Kut gazisi, Türkiye ve İngiltere'nin kasıtlı ihmalkarlığının kurbanı olarak esir kamplarında öldü.
But there are no bridges over that river, except in the city of Al Kut.
Ama o nehrin üzerinde, El Kut şehri haricinde hiç köprü yok.
Now the Americans say that they're still on the way to Al Kut.
Şu an, Amerikanlar, El Kut'a doğru gittiklerini söylüyorlar
Time to pick a side,'cause rahowa is coming!
Tarafını seçme zamanı, IR-KUT-SA geliyor!
- "Rahowa"?
- "IR-KUT-SA"?
- Ra-Ho-What?
- IR-KUT... ne?
- Rahowa!
- IR-KUT-SA!
- RaHoWa!
- IR-KUT-SA!
And 40 kilometers to our north, we've got an full mechanized division up there in Al Kut.
Ve bu en yakın dost birlik, kırk kilometre kuzeyimizdeki Al Kut'da bekleyen, koskoca bir Mekanize Alayı.
I can reveal to you tonight that the C.G.'s objective since pushing through Nasiriyah has been this : Al Kut.
Bu gece göreceğimiz yer General'in, Nasiriye'den sonra ilerleyip ele geçirmemizi istediği Al Kut.
Here, to the east of Baghdad, Al Kut holds the only major bridge crossing the Tigris.
İşte şurada, Bağdat'ın doğusunda Al Kut denen yer, Tikrit'e giden ana köprüyü elinde tutuyor.
Phase four, the assault on Baghdad, cannot begin until Marines own Al Kut and its bridge.
Son aşamaya gelince ki bu, Bağdat'a saldırı denizciler, Al Kut ve oradaki köprüyü alana kadar mümkün bile değil.
We have reports that increasing numbers of paramilitary forces are moving into this area south of Al Kut.
Gelen raporlara göre sayısı belirsiz milis kuvveti şu bölgeden, Al Kut'a doğru ilerliyor.
Tomorrow morning, the R.C.T. will begin its final push to Al Kut on the east bank of the canal.
Yarın sabah Mekanize Harekat Alayı, kanalın doğu tarafından, Al Kut'a doğru son kez saldırıya geçiyor.
Soon as we pass Muwaffaqiyah, we've got 30 kliks of highway to Al Kut.
Muvaffakiye'yi geçtikten hemen sonra Al Kut'a uzanan, 30 kilometrelik bir otoyol kalıyor.
We are to advance up to al kut immediately.
Süratle Al Kut'a ilerleyeceğiz.
R.C.T. One is moving into Al Kut.
Alay, Al Kut'a gidiyor.
As of 0915 hours forward elements of Colonel Dowdy's regiment seized the main bridge over the Tigris river in Al Kut.
Saat 09 : 15 sularında Albay Dowdy'nin Alayındaki ileri kuvvetler... Al Kut'daki, Tikrit Nehri civarında yer alan ana köprüyü ele geçirdiler.
What you don't know is that shortly after Dowdy led his regiment into Al Kut, General Mattis relieved him of his command.
Bilmediğiniz şey ise Dowdy, Al Kut'da, Alay'ın komutasını tekrar aldıktan hemen sonra General Mattis, tekrar onu görevlendirdi.
He did lead his men into Al Kut. But General Mattis has a long memory.
Al Kut'a girerken, adamlarına öncülük etmiş olabilir ama General Mattis iyi bir hafızaya sahip.
We led the feint to Al Kut.
Al Kut'daki aldatmacaya öncülük eden bizlerdik.
Why didn't we go into Al Kut?
Peki, Al Kut'a neden girmedik?
Sir, if I may ask, why not send them back to Al Kut?
Komutanım, acaba niye onları Al Kut'a göndermiyoruz?
- These people aren't from Al Kut.
- Bunlar, Al Kut'da yaşamıyorlar.
This is a problem that's been gnawing at Godfather since Al Kut.
Baba, Al Kut'dan bu yana, bizi kemiren bir problem olduğunu düşünüyor.
( STAMMERING ) It's... Wait a minute. Is this an arranged marriage?
Bu kut... bekle bir dakika, görücü usulü mü evleniyorsun?
Kut Al Kalifah.
Al Khalifa.
And Kurt and Rachel and Brittany are all mad at each other because they're all running for class president.
Kut, Rachel, Brittany birbirlerine kızgın, çünkü hepsi okul başkanlığına aday.
And bring on the bak kut teh
Ve biraz da bak kut teh getir. ~
Sister Kut Er, let's see.
Kut Er abla, baksana.
Sister Kut Er.
Kut Er abla.
I landed a job at KUT-FM in the same building as the PBS station where Austin City Limits was being born and talked my way into the job as producer of Austin City Limits.
KUTFM'de bir iş buldum. Burası Austin City Limits'in doğduğu PBS kanalıyla aynı binadaydı. Sonra yavaş yavaş Austin City Limits'in yapımcılığına kadar geldim.