Lanterns translate Turkish
448 parallel translation
Put out the lanterns!
Fenerleri söndürün.
Lanterns in the trees.
Ağaçlarda fenerler.
All of my life I have dreamed of visiting a teahouse where paper lanterns cast a light in the lotus pond and the bamboo bells hanging in the pines tinkle as the breezes brush them.
Hayatım boyunca, kağıt fenerlerden süzülen ışığın vurduğu lotus havuzları ve rüzgarda çınlayan bambu zilleri ile bir çay evini görme hayalini kurdum.
It must be breathtaking at night with the lanterns on those funny little boats.
O garip küçük teknelerde fenerler geceleyin nefes kesici olmalı.
Lanterns held on high.
Fenerleri yukarı asalım.
Barrymore, I want you to get a ladder, some rope, and lanterns... and load them on the cart within five minutes.
Barrymore, senden bir merdiven, ip ve el feneri getirmeni ve hepsini beş dakika içinde arabaya yüklemeni istiyorum.
Leave the lanterns there, Mr. Stapleton.
Fenerleri orada bırakın Bay Stapleton.
And hanging from their handlebars, two hundred... Two hundred gorgeous Japanese lanterns.
ve bisikletlere asılı iki yüz tane, evet iki yüz tane muhteşem japon fenerlerinin asılı olduğunu düşünün.
Two hundred gorgeous Japanese lanterns swinging.
İki yüz tane asılı muhteşem fener.
How beautiful - lanterns and supper under the moon!
Akşam kızıllığı, ay ışığı ve lambalar güzel değil mi?
Fighting lanterns ready.
Fenerler hazır.
I'll light the lanterns.
Ben feneri alayım.
- There's lots of pretty lanterns.
- Dolu fener var.
Lanterns?
Fenerler mi?
Light the candles and lanterns.
Mumları ve fenerleri yakın.
$ 325 worth of Japanese lanterns, broken hibachis, and papier-mâché pagodas.
Japon fenerleri, kırık mangal, ve kağıt pagoda için 325 $.
Up the driveway, with lanterns lighted.
Yolda fener ışıkları gördüm.
Damn, we should have brought lanterns.
Lanet olsun, fener getirmeliydik.
Two lanterns in the steeple signaled Paul Revere... that British were on their way to Concord.
Çan kulesindeki iki fener İngilizlerin Concord yolunda olduğunu haber verdi.
Maybe lanterns.
Belki de fener.
Ten lanterns a day less wouldn't do any harm.
Artık tahammülü kalmadı. Ayda 10 fener eksik yaptı diye Adalet Bakanı kızacak değil ya.
We're making Chinese lanterns, and the day after that...
Çin fenerleri yapacağız ve ondan sonraki gün de...
Light the lanterns and stand them up against the fence.
Fenerleri yakın ve parmaklıkların karşısında durun.
Light the battle lanterns.
Savaş ışıklarını yakın.
Can we make Jack-O-Lanterns?
Balkabağından fener yapabilir miyiz?
With no servants to hold the lanterns.
Yanına feneri tutmak için hizmetkâr almadan.
Axes, knives, lanterns, saws.
Baltalar, bıçaklar, fenerler, testereler.
3rd, arrives, hangs, boat, two, red lanterns, midnight.
3 de, gelir, as, gemi, 2, kırmızı fener, geceyarısı.
Boat, two, red lanterns?
Gemi, 2, kırmızı fener?
The boat arrives at midnight, it hangs 2 red lanterns.
Gemi geceyarısı gelir 2 fener asılmış şekilde
"Midnight, 2 hanging red lanterns, boat"
"Gece yarısı 2 kırmızı fener asılı gemi"
Didn't you see the red lanterns?
Kırmızı fenerleri görmüyon mu?
All witches, all skeletons, all jack-o'- lanterns gather'round and watch.
Bütün cadı, iskelet ve balkabağı maskeliler televizyonunuzun etrafında toplanın ve izleyin.
All witches, all skeletons, all jack-o'- lanterns...
Bütün cadı, iskelet ve balkabağı maskeliler
This year the lanterns remain unchanged
"Bu seneki fener festivalinde ise sabahladım!"
Somebody get some lanterns!
Bir kaç fener uzat bana!
And all the punts on the river lit up with Chinese lanterns, like fireflies.
Nehirdeki sandallar Çin fenerleriyle aydınlanıyor, ateş böcekleri gibi.
How could all 3 lanterns be blown out?
Üç fener birden nasıl patlar ki?
Miss Di Pesto, do we know why we're grinning at each other like a bunch of drooling jack-o'- lanterns?
Bayan DiPesto, neden birbirimizin suratına bakıp durmadan sırıtıyoruz?
Swiss army knife, world-band travel radio, shaving kit two Coleman lanterns, and a violin case bar.
İsveç Ordu Bıçağı, global bantlı telsiz, tıraş takımı iki Coleman fener, ve keman çantası şeklinde bar.
Jinshan, you bought lanterns?
Jinshan, fener mi aldın?
Why are there so many red lanterns?
Niçin burada bu kadar çok kırmızı fener var?
I have all these lanterns so I can see.
Bütün bu fenerler seni görebilmek için.
Light the lanterns at the third house!
Bütün ışıklar ve fenerler üçüncü eve!
Where the master spends the night that mistress gets a foot massage and lighted lanterns.
Efendi geceyi hangi kadının yanında geçiriyorsa oradaki fenerler yakılır ve ayak masajı yapılır.
They're putting out the lanterns.
Fenerleri söndürüyorlar.
According to custom the one with lighted lanterns can have whatever she likes.
Geleneklere göre eğer canın birşey isterse, bir fener yakarsın.
Light the lanterns at the fourth house!
Dördüncü evin fenerlerini yakın!
Lighted lanterns, foot massages.
Fenerler yanıyor, ayak masajları.
Blow out the lanterns!
Fenerleri söndürün!
Yes, studies is light, but the Lanterns on our street shine very good.
Zamanı kültürle değerlendirmek lazım, müzik eşliğinde.