English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Laurels

Laurels translate Turkish

109 parallel translation
The laurels adorning his father's brow have sprouted overnight on my son's.
Babasının alnını süsleyen şan şeref, bir gecede oğlumda filizlendi.
I've been resting on my laurels.
Şöhretimle yetinip, rehavete kapılmıştım.
All my laurels you have riven away. And my roses.
Koparın alnımdaki defneyi, göğsümdeki gülümü.
They are to bestow the laurels.
Seref vermeleri gerekiyordu.
But no resting on our laurels, Major. These aren't the only ones.
Ama bu yapacaklarımızın sadece başlangıcıydı Binbaşı.
Laurels on the West Wind with Johnson.
- Acelen ne? Laurel, Johnson'la birlikte West Wind'deymiş.
You know, I never figured either of us would be good for anything but battlefield laurels, but we haven't done too bad at raising children.
Biliyor musun ikimizden birinin savaş meydanları dışında bir yerde başarılı olabileceğini hiç düşünmemiştim.
Our civilisation rests on its laurels.
Uygarlığımız şöhretine bağlı.
Crowned with laurels and with glory For your famous, heroic deeds,
"Kahramanlıkların için zaferlerle taçlandırıldın,"
The laurels all went to decorate academics, generals and heads of state.
Defnelerin hepsi, kuramcıları, komutanları ve devlet başkanlarını süslemeye harcandı.
But the laurels won by the handsome hero did not give him rest.
Fakat yakışıklı kahramanın kazandığı zaferler ona rahat vermemişti.
He eats laurels and drinks blood.
Defne ağacı yer, kan içer.
The laurels are all gone
Defneyaprakları tamamen bitti.
Under her laurels she shall rest.
Defne yaprakları altında huzura kavuşacaktır.
The cup and the laurels were just one more incident in the lives of Theodore, Sonny, and Lambert.
Kupa ve madalyalar Theodore, Sonny ve Lambert'ın hayatında sadece küçük değişikliklerdi.
And let her look to her laurels.
Bırakalım şöhretine güvensin.
Well, in that case... I think lnspector Clouseau had better start looking to his laurels.
O halde, bu durumda... bence Müfettiş Clouseau tadını çıkarsa iyi olacak.
To my mind there is nothing more contemptible than stealing the laurels which properly belong to the man who was killed in action
Savaşta ölenlerin zaferlerini çalmaktan daha aşağılık bir davranış düşünemiyorum.
Laurels for this extraordinary achievement belong to the expedition itself not the individual.
Bu inanılmaz başarının ödülü keşfe verilir bireye değil.
We can't sit back on our laurels.
Arkamıza yaslanıp oturamayız.
Oh, this victor will have his laurels, Diana.
Oh, zafer kazanan üne de sahip olacak Diana.
His holy wrath shall strike them now... with laurels to adorn his brow.
Kutsal gazabı onlara musallat olsun, defne yaprakları kaşını süslesin.
And you can bet that I'm not gonna rest on my laurels like you did.
Ve senin yaptığın gibi elde ettiğim başarılarla yetinmeyeceğimden emin olabilirsin.
Well, at least they were my laurels.
En azından başarılarım bana aitti.
My poor mother was so proud of me with my laurels.
Zavallı annem benimle gurur duyardı, özellikle başımda taç görünce.
How does it feel to return crowned with laurels?
Defne yaprağından taçla dönmek....... nasıl bir duygu?
Enjoy your laurels, Doctor.
Şöhretinizin tadını çıkarın Doktor.
Let's not rest on our laurels.
Eski başarılarımızın üzerine yatmayalım.
Before we start polishing our laurels... ... it'd look better if we had a corroborative witness.
Kendimizi bu kadar beğenmeden önce ikinci bir tanık arasak iyi olur.
Caesar himself will rest laurels on my head.
Sezar'ın kendisi defneleri kafama koyacak.
She grows to a size that is merely conventional, then rests upon her laurels.
Yine normal kabaklar kadar büyüyor ve keyfine bakıyor.
With such power now at his disposal Lee could easily choose to rest on his laurels and play it safe by making the kind of formula pictures that are now being offered him on a daily basis.
Artık güç kendisindedir. Lee şöhretini kullanıp riske girmeden ona artık her gün teklif edilmeye başlayan aksiyon filmlerinde kolaylıkla oynayabilir.
Laurels are sacred to the goddess Artemis.
Defneler Tanrıça Artemis için kutsaldır.
- in my laurels! - I'd have preferred lilacs. Such is life!
Leylakları tercih ederdim ama hayat işte ne yaparsın!
Lord and master of my laurels... you know I am your submissive slave...
Şanımın en yüce efendisi... Senin itaatkar kölen olduğumu biliyorsun.
They would have crowned us in laurels, Leo.
Bize defneden taşlar takabilirlerdi Leo.
So... even though you'd like to rest on your laurels,
Ee, Şerefini ve gücünün güvenliğini korumak istesen de
When I was a child, my mother didn't let me rest on those laurels.
Çocukken annem yan gelip yatmama izin vermezdi.
Let's not rest on our laurels, We're gonna take this one all the way home,
Başarımızın üstüne yatmayalım, bunu tamamen kazanacağız.
I didn't get a moment to rest on my laurels.
Bir dakika rahat yüzü görmedim.
Continuing the terrific pace, he comes home bringing new laurels to American aviation.
İnanıImaz bir hızla yolculuğuna devam eden Hughes eve döndü. Amerikan havacıIığında...
They rest on their laurels.
Şöhretlerine güvenirler.
You just want to rest on our laurels?
Sen Laurel olmayı istemiyor muydun?
That's the best lesson that someone who has rested on their laurels instead of advancing their own station can have.
Bulundukları mevkinin lüks zevklerinin tadını çıkarmaktan başka bir şey bilmeyen insanlar için en iyi muamele budur.
You don't rest on your laurels.
Şöhreti kaldıramıyorsun.
- Mia maids, Laurels?
- Mia maids, Laurels?
But one thing I can say, at least we tried and we didn't sit back and wait on the laurels for somebody else to try it.
Ama şunu söyleyebilirim ki, biz en azından denedik ve bir kenarda oturup başkalarının denemesini beklemedik.
With that not disregard the ants,... the laurels, cockatoo, iguanas and kangaroos.
Bunu sakın bir ima olarak almayın. Yada İspanyol antikalığı gibi düşünmeyin. Bunlarla hiç bir ilgisi yok.
Better wilted laurels than none at all.
- Bunu yapmak istediğine emin misin?
Laurels make for publicity, window-dressing is marketing
Adı da insan gösterisi
We can't just rest on our laurels.
Bahçede yan gelip yatamayız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]