English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Legacies

Legacies translate Turkish

63 parallel translation
Legacies... and other things... such as bloodstained pillowslips.
Vasiyetler ve kanlı yastık kılıfları gibi başka şeyler.
But, Lepidus, go you fetch Caesar's will, and we then shall determine how to cut off some charge in legacies.
Şimdi Lepidus, sen Sezar'ın evine git, vasiyet kağıdını bul getir. Vasiyete bakıp bunlara hangi suçları biçeceğimizi konuşalım.
Human beings, you see... prize the fact that their legacies are passed down to their children, and on to grand-children.
İnsanoğlu, anlarsın... Bunun ödülü olarak... kalıtım çocuklara geçer, onlardan da torunlara.
Apart from the legacies to the servants, which you can copy from the present will, I want my wife to be sole beneficiary of the estate – that is until we have children, of course.
Hali hazırdaki vasiyetten kopyalayabileceğin hizmetlilere kalacak olan paydan hariç olarak çocuklarımız oluncaya kadar eşim tüm mirasın tek varisidir.
He said legacies get asked to pledge automatically.
Miras kalanların otomatik olarak üyeliğe alındığını söylemişti.
I think legacies of that kind are the finest expression of the relationship of trust between doctor and patient
Bana kalırsa bu tür olaylar doktorla hasta arasındaki güvenin en iyi örneklerinden biridir.
£ 250,000 free of tax, and there are other few small legacies, but the residue of it goes to me.
Bazı küçük miraslar daha var ama kalanın hepsi benim.
In the will I left several legacies.
Vasiyetimde birçok kişiye bir şeyler bıraktım.
Depart now and you separate yourselves from the vital legacies of Robert Johnson, Muddy Waters, Willie Dixon Jimmy Reed, Memphis Slim, Blind Boy Fuller Louis Jordan, Little Walter, Big Walter, Sonny Boy Williamson One and Two Otis Redding, Jackie Wilson, Elvis Presley and Robert K. Weiss.
Unutmayın, eğer şimdi giderseniz... Robert Johnson, Muddy Waters, Willie Dixon... Jimmy Reed, Memphis Slim, Blind Boy Fuller...
Do you have any idea when the legacies will be paid?
Mirasların ne zaman ödeneceği konusunda bir fikrin var mı?
Well, the will consists of a series of legacies and bequests
Vasiyetnamede bir dizi madde ve bağışlar yer alıyor.
Or they're legacies like Andie.
Ya da Andie gibi torpilliler.
The Tobin civilisation began on earth and has been extinct for several centuries, but one of their legacies is the equivalent of a large minefield in space.
Tobin uygarlığı dünya kökenliydi ve birkaç yüzyıl önce yokoldu, fakat onların miraslarından biri uzydaki geniş mayınlı bölgeleri.
I have thought about that a good deal and it seemed to me that, if she had lived, she would have wanted to make several legacies.
Onun son gününü çok düşündüm ve bana öyle geliyor ki yaşamış olsaydı, pek çok kişiye bir şeyler bırakmak isteyecekti.
You'll recall we had a discussion earlier in the week regarding my feelings about family, legacies, children and so forth.
Aile, miras ve çocuklarla ilgili daha önce yaptığımız konuşmayı hatırlarsın.
These aren't just books, Sara, they're legacies.
Bunlar mirası sadece kitap, Sara, değildir.
It's just one of those horrible family legacies we've all tried to forget.
Hepimizin unutmaya çalıştığı aile hikayelerinden biri.
After legacies for the servants, an annuity for Lanscombe, and a small award for myself, the house and the estate are to be sold and the proceeds divided equally between... Timothy, Cora
Hizmetlilere bırakılan bir miktar, Lanscombe'a emekli maaşı ve bana küçük bir ikramiye dışında kalan her şey ev ve arazinin satılmasıyla elde edilecek gelir, Timothy, Cora Rosamund, Susannah ve Helen arasında eşit olarak paylaştırılacaktır.
Do you want to know what I think about legacies?
Miraslar hakkında ne düşünüyorum bilmek ister misin?
- Legacies.
- Miras.
We also have two legacies coming today - Dinky Hodgekiss and Sydney White.
Ayrıca bugün gelen iki tane mirasçımız var. Dinky Hodgekiss ve Sydney White.
You're one of our legacies.
Sen mirasçılardan birisin.
Legacies are as sure a thing as me having to beg for blowjobs.
Tabi ki miras, benim oral seks için yalvarmak zorunda olmam kadar kesin bişey..
So it turned out the camp would be both of their legacies.
Sonuçta, kamp ikisinin mirasıydı.
No wonder yale dumped you. who wants inbred legacies?
Yale'in seni bıraktığına şaşmamalı. Kim doğuştan mirasyedileri ister ki?
So national has you on a list of legacies.
Aileden gelme olarak varisçiler listesindesin.
Soon, many others were built, and within their protected walls the legacies of the wise, Greeks and Romans, could be handed down through the centuries.
Onu pek çok diğer manastır takip etmiş. Sağlam duvarlarının ardında, bilge Romalı ve Yunanlıların mirası yüzyıllar boyunca nesilden nesile aktarılabilmiş.
Legacies for Frances and Edmund then the bulk of the estate passed on to yourself, Mrs Drake, and to your late husband.
Mirası, Frances ve Edmund'a malikane de size ve rahmetli kocanıza kalıyordu, Bayan Drake.
One of his greatest legacies is the Great Wall of China.
En büyük efsanelerden biri Büyük Çİn Seddidir.
They called them legacies back home.
Kendi gezegenimizde Miras denilen bir şey sana geldi.
- Legacies?
- Miras mı?
Got any other legacies I should know about?
Bilmem gereken başka bir yeteneğin var mı?
Now, there's three kinds of people who become cops : There's legacies, ex-military, and guys like me...
Şimdi, üç tür polis var kalıtsal, eski asker ve benim gibi adamlar.
Now, this is a building that will stand as a monument to the man whose company and vision are his greatest legacies.
Bu bina, şirketi ve görüşü mükemmel bir miras olarak kalan adamın anısıdır.
But we got to pass down our legacies to someone.
Ama mirasımızı da birine bırakmalıyız.
I like the south, legacies, tradition.
Güneyi seviyorum, miras, gelenekler falan.
Though you may not know the year, you must know about the kings'legacies.
- Yılı bilmeseniz de kralın mirasını biliyor olmalısınız.
You're supposed to - - you're legacies.
Sizin, bu sizin mirasınız.
Legacies of what?
Ne mirası?
I mean, we are legacies, right?
Biz miraslarıyız değil mi?
We're legacies.
Biz onların miraslarıyız.
And how do you become a member? Most recruits are legacies, but some of us were chosen for our extraordinary talents.
Çoğu üyelik aileden miras kalıyor ama bazılarımız sıra dışı yeteneklerimiz için seçiliyoruz.
There are no legacies in this life, are there?
Hayatta miras kalmıyor, değil mi?
You're legacies.
Siz onun miraslarısınız.
Better - - we're legacies.
Daha iyisi, bizler mirasız.
Well, we are - - we are legacies.
Biz miraslarıyız.
The legacies?
- Kalanlar mı?
Legacies, orphans, survivors.
- Kalanlar, öksüzler, kazazedeler.
This man's only lasting legacies are a law in his name limiting the working hours of chimpanzees to 14 hours a day and the invention of the payment of alimony by dropping hot pennies from a helicopter.
Bu adamın tek kalıcı mirası, bir şempanzenin mesai saatini günlük 14 saatle sınırlayan ve nafaka ödeme şeklini bir helikopterden sıcak kuruşlar atarak ödeyen kendi ismi altında ki kanunlarıdır.
Legacies.
Mirasla...
Many of the problems in Babylonian mathematics are concerned with measuring land, and it's here we see for the first time the use of quadratic equations, one of the greatest legacies ofBabylonian mathematics.
Yeni bir matematik dili hayat buluyordu. Bu dil en sonunda yerini, matematiğin günümüz metinlerinde yer alan X'lere ve Y'lere bırakacaktı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]