English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Let's go outside

Let's go outside translate Turkish

364 parallel translation
So, let's go home together. I'll wait for you outside.
Dışarıda bekleyeceğim.
Let's go outside.
Hadi dışarı çıkalım.
Let's go and talk outside.
Çıkıp dışarıda konuşalım.
Let's go outside. We'll show you the garden.
Haydi oraya gidelim ve sana bahçeyi göstereyim.
Let's go outside, it stinks here!
Çıkalım. Burası kötü kokuyor.
Let's go outside, Lieutenant.
Çıkalım teğmen.
Let's go outside. I want to show you around.
Dışarı çıkalım, size etrafı göstereyim.
- Come on, let's go outside and wait.
- Hadi gel, dışarıda bekleyelim.
Let's go, Professor, we'll be better off outside.
Gidelim profesör, dışarısı bizim için daha iyi.
It's a lovely day outside, so let's go outside and enjoy this Sunday for a change.
Dışarıda çok güzel bir gün var, şimdi dışarı çıkalım ve bu güzel günün tadını çıkaralım.
All right, everybody outside, let's go.
Gelin haydi.
Let's go outside.
Biraz dışarı çıkalım.
- Let's go outside.
- Dışarı çıkalım.
Let's go outside, all right?
Dışarı çıkalım biraz, olur mu?
Well let's go outside and have a look.
Peki, dışarı çıkıp bir bakalım.
- Let's go outside!
- Hadi dışarı çıkalım!
Let's go outside.
Dışarı çıkalım.
Let's go outside, if you don't mind.
Dışarı çıkalım, öyleyse.
- Tillie's made food. Let's go outside.
- Tillie yiyecek hazırladı.
Let's go outside then.
- Çıkalım o halde.
Let's go outside.
Hadi dışarı çıklaım.
But... let's go outside... where there's room for more people.
Ama dışarıya çıkalım, orada daha çok kişiye yer var.
Let's go outside, prisoner.
Dışarı çıkalım, hükümlü.
Let's go outside and settle this.
Hadi dışarı çıkıp çözelim sorunumuzu.
Walk, try to not to get attention! ... Let's go outside from another door...
Çaktırmadan yürüyün öbür kapıdan çıkalım.
Let's go outside and get some air...
Dışarı çıkıp biraz hava alsak...
Let's go outside to eat
En iyisi dışarda yiyelim
Let's go outside.
dışarı çıkalım.
Come, let's go outside.
Yürü, çık dışarı.
Let's go outside.
Hadi disari cikalim.
John john come on. Let's go outside. Let's take a walk.
John John, hadi dışarı çıkıp biraz dolaşalım.
Well, uh, let's, uh, go outside and talk about it.
Dışarı çıkıp yarış hakkında konuşalım mı?
Let's go outside, I need some air.
Hadi dışarı çıkalım, biraz hava almaya ihtiyacım var.
Let's go outside.
Gel dışarı çıkalım.
Let's go outside. - You moved.
Seni nasıl bulacaktım?
Let's go outside. - Come on!
Evet, dışarı çıkalım.
- Let's go outside.
- Hadi dışarı çıkalım.
Let's go outside and talk, OK?
Dışarı çıkıp konuşalım tamam mı?
Let's just go outside.
Dışarı çıkalım.
Look, let's just go outside.
Biz dışarı çıkalım.
Let's go outside where we won't be interrupted.
Dışarı çıkalım, rahatsız edilmeyiz.
Let's go outside and finish this thing once and for all!
Bu işi artık halledelim!
Hey, let's go outside and throw him in front of a car.
Hadi, Kel, Hiçbirşeye dokunmayacağım.
life is just totally unfair... if it hadn't been for pinky... he's really sweet, and he lives out here in siberia where I'll probably never got to see him again... dad won't even let me go outside,
Hayat hiç adil değil. Pinky olmasaydı... Çok tatlı bir çocuk ama artık onu bir daha asla göremem.
Let's go outside.
Gel, dışarı çıkalım.
The car is outside, let's go!
Araba orada.
Let's go outside and talk about this.
Bunu dışarı çıkıp konuşalım, tamam mı?
- Sure. Let's go outside for some air.
Elbette, haydi biraz temiz hava için dışarı çıkalım.
Let's go outside and find the baseball.
Hadi dışarıya çıkalım ve beysbol'u bulalım.
Let's go outside.
Hadi gidelim.
If you want to fight, let's go outside.
Eğer dövüşmek istiyorsan, dışarı çıkalım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]