Lift up your shirt translate Turkish
78 parallel translation
Lift up your shirt.
Gömleğini kaldır.
Why don't you lift up your shirt?
Neden tişörtünü sıyırmıyorsun?
- Lift up your shirt, son.
- Kaldır tişörtünü, evlat.
Aw, remember the days when you used to go out to the barn, lift up your shirt, and bend over?
Barn la çıktığın günleri hatırlıyor musun? Gömleğinği çıkarıp eğilmişti..
Lift up your shirt.
Sırtını aç.
Lift up your shirt and play drums on your stomach?
Ben de... - Gömleğini yukarı çekip karnını davul gibi kullandın mı?
Lift up your shirt.
Ben yaparım.
Lift up your shirt.
- Atletini sıyır.
/ Lift up your shirt, Marty.
Atletini sıyır Marty.
Could you lift up your shirt, please?
Tişörtünü sıyırabilir misin lütfen?
Please, sir, if you could just lift up your shirt real quick,
Olay yerinde. Lütfen beyefendi. Gömleğinizi sıyırıverin.
Lift up your shirt, baby.
Gömleğini sıyır, bebeğim.
Lift up your shirt.
Tişörtünü kaldır.
So please, lift up your shirt.
Şimdi tişörtünü kaldır lütfen.
Lift up your shirt, baby.
Gömleğini çıkar, bebeğim.
- Lift up your shirt.
- Tişört'ünü kaldır.
Lift up your shirt.
Kaldır bakayım üstündekini.
Lift up your shirt.
Kaldır.
Lift up your shirt.
Kaldırıyorsun.
Okay, I'm gonna lift up your shirt, okay?
Sadece açıp bakacağım, tamam mı?
Lift up your shirt.
Gömleğini sıyır.
Go ahead, lift up your shirt.
Durma gömleğini kaldır.
Okay, you wanna lift up your shirt a little?
Tamam gömleğini bi parça yukarı kaldırır mısın?
I'm sorry but Mr. JANG, please lift up your shirt.
Bay JANG, lütfen tişörtünüzü kaldırır mısınız?
- Lift up your shirt.
- Tişörtünüzü kaldırın.
Lift up your shirt.
Gömleğinizi çıkarın.
Lift up your shirt.
Kaldır tişörtünü.
I need you to lift up your shirt.
Bluzunu kaldırmanı istiyorum.
I am going have to lift up your shirt.
T-shirtinüzü yukarı çekmem gerekiyor.
- I need you to lift up your shirt.
- Tişörtünü kaldırman gerekiyor.
Lift up your shirt.
Tişörtünü yukarı kaldır.
- Lift up your shirt.
- Gömleğini aç.
Lift up your shirt.
Gömleğini aç dedim.
Lift up your shirt.
Gömleğini kaldırsana.
And I'm gonna lift up your shirt so I can listen to your lungs.
Tişörtünü çıkartacağım ve ciğerlerini dinleyeceğim.
- Lift up your shirt, for fuck's sake.
- Sadece şu gömleğini kaldır.
- Lift up your shirt, for fuck's sake.
- Tişortünü kaldır Tanrı aşkına.
You'll have to lift up your shirt.
Gömleğinizi kaldırmanız lazım.
Lift up your shirt.
Gömleğini yukarı sıyır.
Lift your shirt up.
Gömleğini sıva.
And lift up your shirt.
Ve gömleği biraz kaldır.
Lift your shirt up.
- İyice yaslan.
Lift up your shirt, boy.
Tişörtünü kaldır, oğlum.
How about you just lift the back of your shirt, we clear this up.
Tişörtünü kaldırıp bu işi açıklığa kavuşturmaya ne dersin?
You wanna lift your shirt up?
Gömleğini kaldırmak ister misin?
Lift up your T-shirt, yeah?
Tişörtünü sıyırıyorum tamam mı?
Okay, turn around, lift up the back of your shirt.
Pekâlâ, arkanı dön ve sırtını aç.
- Lift up your shirt sleeves.
- Ne için?
Do us a favour, lift your shirt up.
Bana bir iyilik, gömleğini yukarı çek.
- You need to lift your shirt up.
- Gömleğini kaldırmalısın.
- [Ed] Right, so lift your shirt up now.
- [Ed] O zaman tişortünü kaldır.