Lindsay translate Turkish
3,200 parallel translation
Lindsay Austin, Adrianna Tate-Duncan.
Lindsay Austin, Adrianna Tate-Duncan.
Provided this Prince isn't rolling with Lindsay Lohan, I don't know what he has to hide.
Eğer bu Prens, Lindsay Lohan'la kırıştırmıyorsa, saklaması gereken ne var bilmiyorum.
Lindsay Carlisle Shay.
Lindsay Carlisle Shay.
Lindsay Carlisle Shay and I used to be best friends.
Lindsay Carlisle Shay ve ben eskiden çok iyi arkadaştık.
- Lindsay!
- Lindsay!
Come on, Lindsay, this isn't you.
Hadi, Lindsay, bu sen değilsin.
- Lindsay, if we...
- Lindsay, eğer biz...
Lindsay... pun intended.
Lindsay... cinas yapıyorum.
I talked it over with Lindsay, and we made a pact that we would stay in Pawnee together and work hard and fight to make Pawnee a better place to live.
Bunu Linsday'e anlattım, ve Pawnee'de beraber kalcağımıza dair... bir anlaşma yaptık. ve Pawnee'yi daha iyi yaşanılacak bir yer... yapmak için çok çalıştık.
I am so sick of this, Lindsay.
Bundan çok sıkıldım artık, Lindsay.
You listen to me, Lindsay Carlisle Shay.
Beni dinle, Lindsay Carlisle Shay.
The only thing I'm guilty of is loving Pawnee... And punching Lindsay in the face and shoving a coffee filter down her pants.
Şuçlu olduğu tek şey Pawnee'yi sevmek... ve Linsday'in suratına yumruk atmak... ve pantolonunun içine kahve filtresi sokmak.
- Hi, Lindsay.
- Merhab, Lindsay.
Lindsay and her friend, they're gonna analyze every word of every text you ever send her.
Lindsay ve arkadaşı, gönderdiğin her mesajdaki her kelimeyi analiz edecekler.
I like the name Lindsay.
Lindsay'nin adını beğendim.
But they're both named Lindsay.
Ama ikisinin adı da Lindsay.
I'll go and check with Lindsay, see if she can clear my schedule.
Gidip Lindsay ile konuşayım, bakalım programımı boşaltabilecek miyiz.
Lindsay Hoover.
Lindsay Hoover.
Hey, remind me, which one's Lindsay and which one's Bridget?
Hangisi Lindsay, hangisi Bridget tekrar hatırlatsana.
Teammate of mine, Darran Lindsay, was killed in 2005.
Takım arkadaşım, Darran Lindsay, 2005 de öldü
Lindsay, ex-husband.
Lindsay. Eski kocam. Eski kocam, Lindsay.
I thought that you were sleeping at Lindsay's house?
Lindsay'in evinde yatacağını düşünmüştüm.
Lindsay!
Lindsay!
You can call me Lindsay.
Bana Lindsay diyebilirsin.
My girlfriend was raped, Lindsay, and after that, our relationship changed.
Benim sevgilim de tecavüze uğradı, Lindsay. Ve sonrasında ilişkimizin gidişatı değişti.
It's Lindsay.
Benim, Lindsay.
You know why I remember you, Lindsay?
Seni neden hatırladığımı biliyor musun, Lindsay?
Lindsay?
Lindsay?
Even if it doesn't make sense, Lindsay, even if good people get hurt and bad people go free, that's what we do.
Mantıklı gelmese bile Lindsay, hatta..... iyi insanlar incinip kötüler serbest kalsalar bile bunu yapmak zorundayız.
Lindsay Lohan, how much are they paying you?
Lindsay Lohan, karşılığında ne kadar veriyorlar?
And then we got inside, and I met Lindsay Lohan.
Ve içeri girdiğimizde, Lindsay Lohan'la ve The Hills'ten birileri ile tanıştım.
I'm Lindsay Gates looking for Mel Burke.
Ben Lidsay Gates, Mel Burke için geldim.
Yeah, I left my cell phone in the garage and when I went in there to get it, there you were with Lindsay, all pretzeled up on my yoga mat.
Cep telefonumu garajda bırakmıştım ve almak için içeri girdiğimde yoga minderimin üstünde Lindsay ile güreş tutuyordun.
Lindsay and I really hit it off...
Lindsay'le çok samimiydik...
Look, Lindsay's my trainer.
Bak, Lindsay benim çalıştırıcım.
A benefit of Lindsay's training.
Lindsay'la idman yapmanın faydası.
Well, I have my practice 5K with Lindsay.
Lindsay ile 5KM alıştırması yapacağız.
Lindsay's already here and as soon as you pull that stick out of your butt, you'll be going for a nice run.
Lindsay's zaten burada, sen de popondaki kazığı çıkartırsan çok hoş koşular yapacaksınız.
Lindsay, you gotta pull back now.
Lindsay, şimdi sen çekeceksin.
One error in judgment - mine - shouldn't destroy your whole friendship with Lindsay, all right?
Yaptığım tek bir hata Lindsay'la olan arkadaşlığınızı bitirmemeli.
Okay, I forgive Lindsay and you, eventually, but you need to be aware of what I'm doing with Lindsay.
Seni ve Lindsay'i affediyorum, en sonunda ama Lindsay'le yaptığım şeyin farkında olman gerekiyor.
And you need to be aware of what I'm... doing with Li -
Senin de benim Lindsay'le yaptığım... şeyin farkında olman gerekiyor.
- But Lindsay invited me to dinner.
- Ama Lindsay beni yemeğe davet etti.
Hey, Lindsay, sit down.
Lindsay, otursana.
Lindsay, go to Archford Academy Web site.
Lindsay, Archford Akademi'nin Internet sitesine gir.
Tessa wasn't delusional, Lindsay, she didn't think people were listening in on her thoughts, or that she was receiving messages from television or aliens.
Tessa hayaller görmüyordu, Lindsay. İnsanların, düşüncelerini okuduğunu ya da televizyondan veya uzaylılardan mesajlar aldığını iddia etmiyordu.
Lindsay? On that wall where she compiled newspaper sections and magazine pages... any particular time of year?
Lindsay, gazete haberlerini ve dergi sayfalarını topladığı o duvardaki dokümanlar yılın belirli bir zamanına mı ait?
I'm recording this for my daughters, Emma and Lindsay.
Bunu kızlarım Emma ve Lindsay için kaydediyorum.
Thanks, Lindsay.
Teşekkürler, Lindsay.
Lindsay, it says he died in prison three months ago.
Lindsay, burada adamın 3 ay önce hapiste öldüğü yazıyor.
Well, it worked for Lindsay Lohan.
Lindsay Lohan'da işe yaramıştı.