English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Localized

Localized translate Turkish

219 parallel translation
Localized pruritus a symptom of diabetes
Bölgesel kaşıntı diyabetin belirtilerinden biridir.
Scientists believe this tragedy is a freak, localized phenomenon and could not possibly be repeated.
Bilimciler bu trajedinin geçici ve lokal bir fenomen olduğuna bir daha tekrar etmeyeceğine inanıyor.
Kramer localized... heading direction Theodore Botherel.
Kramer yeri belirlendi... Theodore Botherel'e doğru yöneldi.
Oh, there's some localized sternal trauma too.
Bir de göğüs kafesinde lokalize travma var.
Also known as the MADOX-01, its localized combat capability is overwhelming.
MADOX-01 olarak da andığımız silahın sınırlı alanlardaki muharebe kabiliyeti de oldukça yüksek.
Luckily for us, there's still time while the threat is still containable, localized.
Tehdit bölgesel olarak kontrol altına almak için hala şansımız zaman var.
- It is localized, but very intense.
- Belli bir yerde, ama çok yoğun.
The ship's computers sense a localized increase... Men!
Geminin bilgisayarları bölgesel bir...
The destruction might, in fact, be very localized, limited to merely our own galaxy.
Yok olma lokal olabilir ve sadece bizim galaksimiz dahilinde gerçekleşir.
I'm picking up increased neural activity localized in the prefrontal and parietal lobes.
Data, Kaptan Picard'da frontal lob önünde ve paryetal lobda.. ... artan sinirsel aktivite algılıyorum.
It's localized to this segment of the net.
Ağın bu kısmında yoğunlaşıyor.
We haven't localized it yet.
Yerini daha tespit edemedik.
It is a localized distortion of the space-time continuum.
Uzay-zaman sürekliliğinde yerel bir bozulma.
Run a localized subspace scan for anything else.
Diğer ihtimaller için yerelleştirilmiş bir alt uzay taraması daha yap.
A localized distortion of the space-time continuum.
Uzay-zaman sürekliliğinde yerel bir bozulma.
Run a localized subspace scan for anything unusual.
Diğer ihtimaller için yerelleştirilmiş bir alt uzay taraması daha yap.
The effect has been localized to within two kilometers of the wave front.
Dalganın etkisi 2 kilometre önüyle sınırlı.
Yeah! GETAFlX : Bit of a localized shower though.
Gerçi bir parça yerel oldu.
Deep necrosis inconsistent with cause of death as pronounced by Dr. Gilder and suggests localized electrocution.
Dr. Gilder tarafından bildirdiği ölüm nedeniyle uyumsuz derin doku çürümesi ve bölgesel elektrik çarpması izlenimi.
All localized within a 3-mile radius.
Tümü 5 km yarıçaplı bir daire içinde.
Lacunar amnesia is a condition in which memory loss... is localized and patchy, limited to isolated events.
"Lacunar amnesia" bir hafıza kaybı çeşididir... sınırlı ve geçicidir, sadece ayırt edilmiş olayları hatırlamaz.
Localized tenderness to the ulnar bone, no epidermal damage, moderate edema.
Bilek kemiği ile sınırlı kalmış, Kaslarda yumuşak doku zedelenmesi yok.
I'm picking up some kind of localized dampening field.
Bir tür kaplama alanı tespit ediyorum.
Lieutenant, just how localized is that dampening field?
Binbaşı, sadece kapsama alanının nasıl bastırabiliriz?
The distortions are emanating from a highly localized disturbance in the space-time continuum.
Çarpıtmanın oluşumu bir tür uzay zaman oluşumu rahatsızlığı ile açıklanabilir.
I'm picking up a highly localized disturbance off the port bow.
Baş iskelede, bölgesel yüksek karışıklıklar tesbit ediyorum.
I could screen out those distortions by setting up a localized damping field around the projectors.
Bu çarpıtmayı ekrana getirerek projektörlerin etrafındaki nemli alanda ayarlayabilirm.
We could generate a localized subspace bubble to get past the force field.
Güç alanını geçe bilecek bir alt uzay balonu oluşturmalıyız.
It might simply be a localized malfunction, but I've never heard anything like it.
Basit bir, bölgesel arıza olabilir, ama böyle bir şeyi hiç duymadım.
I'm going to send out a localized on-line warning.
Eyalet geneli için internetten uyarı göndermeye gidiyorum.
I have to admit I've never seen that kind of localized tissue damage.
Daha önce hiç böyle bir doku tahribatı görmemiştim.
It's a non - localized phenomenon.
Belli bir mevkiyle sınırlı değil.
He's had periumbilical pain that localized to the right lower quadrant... -... nausea and vomiting.
Sağ alt kuadrantta yoğunlaşan karın ağrısı var, bulantı ve kusma.
Aurora borealis at this time of year... at this time of day in this part of the country... localized entirely within your kitchen?
Yılın bu zamanı, bugünde, şehrin bu tarafında sadece senin mutfağında olan kutup ışıkları mı?
I'm not sure, but they're highly localized with modulating phase variants.
Emin değilim, ama değiştirilebilir farklı faz ile, yüksek ihtimalle yeri belirlenebilir.
There's a localized dampening field around the ship, Captain.
Kaptan, Geminin etrafında kırılmış bir bölge var.
The man who incinerated two of the seven cities designated as mankind's first localized Act of God.
Yedi şehirden ikisini yakıp kül eden herife insanlığın ilk kendi afeti diyorlar.
There's no localized tenderness in the right lower quadrant.
Karnın sağ alt tarafında ağrı yok.
I've localized the weapons fire.
Silahların ateşlediği yeri belirledim.
I've localized the temporal distortions.
Zamansal çarpıklık algıladım. Güverte 4 Bölüm 39.
I mean, it almost looks like a burning but it's too localized.
Ama yanık izleri çok dar bir alanda.
I localized the source of the transmission to a subcontinent in the southern hemisphere.
Güney yarım küre üzerinde küçük bir kara parçası üzerine bir iletişim kaynağı yerini saptadım.
No abscesses or localized infection anywhere obvious.
Apse veya enfeksiyon yok
It was more localized than that.
Daha belirgin bir noktayı.
I've localized the signature to a three-kilometer radius.
3 kilometre yarıçap içinde izleri tespit ettim.
I've localized the life signs.
Yaşam işaretlerinin yerini tespit ettim.
No, but the energy release from their passage through the atmosphere will heat localized pockets of free hydrogen to over 100 million degrees Celsius, enough to induce a nuclear fusion reaction in the atmosphere.
Hayır ama atmosfere girerken çıkardıkları enerji havadaki serbest oksijeni ateşleyecek. Sıcaklık 100 milyon dereceye kadar çıkacak. Atmosferde nükleer füzyon reaksiyonu başlatmaya yetecek bir sıcaklık.
Do a more localized search.
Daha kapsamlı bir araştırma yap.
- Allows for a more localized approach.
Daha sınırlanmış bir yaklaşıma olanak sağlıyor. Evet.
All that's being reported at this mid-afternoon hour is what meteorologists are calling, quote, "a localized abnormality" confirming earlier reports that outlying areas remain unaffected while the sun over Los Angeles has, for all intents and purposes been blotted out from the sky.
Bu akşamüstü olanlarla ilgili olarak bildirilen, meteoroloji uzmanlarının deyimiyle "yerel anormallik" Los Angeles merkezli olayda, sonraki haberlere göre güneşin ortadan kayboluşunun diğer bölgelere etki etmediği bildirildi.
Yes, but we've localized it.
Evet, ama onu yerelleştirdik.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]