English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Local boy

Local boy translate Turkish

141 parallel translation
Couldn't she marry a local boy?
Buralı bir çocukla evlenemez miydi sanki?
Yeah, local boy makes good.
Evet, sokak çocuğu işi bitirdi.
- Local boy, huh?
- Ofis Boy sen değil misin?
Local boy? No!
Buradan biri mi?
Fans will pay to see the local boy beat up the big guy.
Kendi boksörlerinin koca adamı yenmesini izlemek isterler.
He's a local boy.
Bu bölgeden.
Case of local boy makes good.
Yerel çocuğun başarı öyküsü.
In the yellow jump suit, a local boy making good, Malcolm Webson.
Sarı tulumuyla, buralardan başarılı bir delikanlı, Malcolm Webson.
The local boy who made good used to work right here in the coal mines!
Bu çocuk en iyisi buranın kömür madenlerinde çalışsın!
Boy, this crowd sure appreciates Denekin, the local boy who made good.
Evlat, bu kalabalık Denekin'e değer veriyor, yerel çocuk iyisini yapıyor.
- He's a local boy.
O yerli bir çocuk.
- Local boy.
- Buralı biri.
I'm only good for the local boy who has pimples and stinks.
Ben sivilceli ve kokan oğlanlara uygunum.
... shattered overnight by the still-unexplained shooting of a local boy.
... aniden, yerel halktan bir çocuğa ateş edilmesiyle parça parça oldu.
Local boy.
Halktan biri.
And a local boy won almost every prize.
Ve oralı bir çocuk neredeyse tüm ödülleri aldı.
Local boy, good man, loyal.
Oranın yerlisi, iyi biri, sadıktır.
My story begins 50 years later, when a local boy stole into the house, and to the attic.
Benim hikâyem 50 yıl sonra başlıyor. Köylü bir çocuk evin tavan arasına çıkıyor.
He was a local boy.
Buralı bir çocuktu.
Local boy makes good. Returns home after 20 years to a hero's welcome.
Yerli çocuk 20 yıl sonra kahraman olarak eve döner.
Now, I don't take any credit, but I believed in Jack even when he was a local boy pounding nails.
Kendime pay çıkarıyor değilim,... ama Jack'e güvenim tamdı. Çocuk yaşında inşaatta çivi çakarken bile!
A local boy!
Anadolu çocuğu :
No local boy can beat me!
Sıradan biri beni geçemez!
Didn't he say that no local boy could beat him?
Sıradan biri onu geçemez dememesi için.
Local boy, active in the church.
David Whitlock, 26 yaşında. Buralı, kilisede faal.
You can't win over a local boy.
Bir yerin yerlisiyle baş edemezsin.
Ex-Brave centre fielder and league RBI champ four of the last five years, Local boy come home, Bobby Rayburn.
Atlanta Braves'ın eski iç saha oyuncusu, son beş yılda dört kez ligin en çok sayı yapan oyuncusuydu. Evine dönen Bobby Rayburn.
Everyone's talking about local boy done good, Larry Flynt, whose Hustler Magazine has reached sales fiigures of two million copies.
Herkes başarılı genç Larry Flynt'tan bahsediyor - - Dergisi Hustler 2 milyon satış rakamına ulaştı
Local boy.
Bizim oralı.
YOU'RE A LOCAL BOY.
Hayır, yok. Bekliyorum.
Big hand for local boy, Scottie Sherman!
Alkış! Scottie Sherman için büyük bir alkış!
And a late entry, young Anakin Skywalker... a local boy.
Ve son anda katılan, genç Anakin Skywalker. Buralı bir çocuk.
Now the batter will be Ted Franklin, the local boy from New York.
Vurucu, New York'un yerel çocuğu Ted Franklin olacak.
Call the local boy. Tell him what's up.
Hemen yerel polise haber ver.
Oh, he's a local boy.
Buralı biri.
At the school dance, her mutant powers manifested and she accidentally made physical contact with a local boy.
Okul partisinde dans ederken, mutant güçleri ortaya çıktı ve yerli bir çocukla kazara temas etti.
" As a local boy,
" Yerli bir çocuk olarak,
We just wanted to celebrate our buddy local boy playing for the Chatham A's with all those fancy college kids.
Sadece arkadaşımızı Chatham A takımında oynayacağı için kutlamak istemiştik.
- A local boy makes good.
- Buranın insanları bu işi iyi yaparlar.
So Max tells me that you're a local boy.
Max, buralı olduğunu söyledi.
Local boy makes bad.
Yerliler kötüdür.
Here the largest size is used for rice and for mangos A big local crop.
Bu en büyük boy, pirinç ve yerel bir ürün olan mango için kullanılıyor.
A lot of other people in this country are just as sentimental and there's nothing they'd like better than to see Apollo Creed give a local Philadelphia boy a shot at the greatest title in the world on this country's biggest birthday.
Hiçbir şey insanların bu kadar hoşuna gitmez : Apollo Creed yerel.. .. bir boksöre ülkenin en büyük gününde dünya unvanı şansı veriyor.
The boy's precocious intellect and remarkable flair for languages had earned him the admiration of local scholars.
Çocuğun erken gelişmiş zekası ve dillere olan dikkat çekici yeteneği,... ona yerel bilginlerin takdirini kazandırmıştı.
A local boy?
Yerel birini?
Fat Boy looked like a miracle to the local Zambus.
"Şişko Çocuk" yerliler için bir mucize gibiydi.
And, they will be holding auditions to find a local youngster... to play Fallout Boy.
Ve, Radyoaktif Serpinti Çocuğu seçmek için şehrimizde seçmeler düzenleyecek.
- The boy in the local hospital.
- Hastanedeki çocuk.
" The boy preacher Abel of local fame...
" Yöresel olarak tanınan, çocuk vaiz Abel...
A local boy.
Ah, mahalleden bir çocuk.
Come, local boy, show us how to play your mountain games.
Bize dağ oyunlarınızı göster.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]