English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ L ] / Lose

Lose translate Turkish

46,310 parallel translation
I mean, I'm definitely not gonna make the meeting, so I'll lose my job, and I've let my daughter down, and now I'm probably gonna be in prison when my child is born.
Demek istediğim, kesinlikle toplantı yapmayacağım, bu yüzden işimi kaybedeceğim, Ve kızımı indirmeme izin verdim. Ve şimdi çocuğum doğduğunda muhtemelen hapishanede olacağım.
I got nothing to lose!
Kaybedecek hiçbir şeyim yok!
I know what it's like to lose a son.
Oğul kaybetmek nasıldır bilirim.
If we lose, we'll be the last of our kind.
Kaybedersek, ırkımızın son örneği biz olacağız.
Okay, how long ago did you lose her?
- Tamam, ne kadar oldu onu kaybedeli?
I don't wanna lose my son, Angela.
Oğlumu kaybetmek istemiyorum Angela.
I don't wanna lose you.
Seni kaybetmek istemiyorum.
Did you lose it in the war?
Savaşta mı kaybettiniz?
Listen how crazy that sounds look, I'm trying to help you as your sponsor yes but also as your friend your racing days are coming to an end every time you lose, you damage yourself damage the brand you mean.
Dinle, yardım etmeye çalışıyorum Hem sponsorun hem de arkadaşın olarak Şimşek Yarış günlerinin sonuna yaklaşıyorsun
I lose a whole day with you on fireball beach and then I waste tonight and a crosshairs for miss fritter
Seninle Fireball Beach'te bir günü harcadım Bu gecede Bayan Fritter'ın hedefinde boşa gitti
If I lose, I never get to do this again if you were a racer you'd know what I'm talking about but you're not so you don't.
Eğer kaybedersem Bunu bir daha asla yapamam Yarışçı olsaydın neyden söz ettiğimi anlardın Ama değilsin.
that's just it, I I'm not sure all I know is if I lose in Florida it`s over for me what happened to doc will happen to me what did happen to him
Ya sorunda o zaten emin değilim Tek bilidiğim Florida kaybedersem işim biter Doc'ın başına gelenleri bende yaşarım
I made that spelling fella a texas-sized offer so ready to start training! I don't know you ready to lose again.
Sterlin'e red edemeyeceği bir teklif sundum eee eğitime hazır mısın bakalım Bilmem, tekrar kaybetmeye hazırmısın
Mave, what have you got to lose?
Mave, neyi kaybetmek zorundasın?
What is most important to remember is, is we must not lose our resolve.
Hatırlamamız gereken en önemli şey, kararlılığımızı kaybetmememiz gerektiğidir.
You lose people like that, you lose... Pieces of yourself.
İnsan böyle yakınlarını kaybedince içinden bir parça da kopuyor.
We lose her trail two years ago.
İki yıl önce izini kaybettirmiş.
Zordon will lose all respect for me If I don't kill you.
Eğer sizi öldürmezsem Zordon bana olan tüm saygısını yitirir.
And we didn't lose the war, we abandoned it.
Ayrıca savaşı kaybetmedik, bıraktık.
This is one war we are not gonna lose.
Bu, kaybetmeyeceğimiz bir savaş.
The last five years, our team lose... Against the blue team in the finals.
Son beş senede, takımımız mavi takıma... karşı finallerde hep kaybetti.
If I lose, I'm nothing.
Kaybedersem, hiçim.
I can only afford to lose one friend today.
Bugün sadece bir dostumu kaybetmeyi kaldırabilirim.
Suppose we say it and lose our funding.
Diyelim ki itiraf ettik ve finansmanımızı kaybet.
He made me lose track of time. You have...
- Saatin kaç olduğunu unutmamı sağladı.
You could lose everything.
Her şeyi kaybedebilirsin.
Tails, you lose.
Yazı gelirse sen kaybedersin.
We're not gonna lose it now because of a... A couple of 15-year-old straight-A students.
Şimdi kalkıp 15 yaşında iki "onur öğrencisi" yüzünden burayı kaybedecek değiliz.
When did he lose his marbles?
Keçileri ne zaman kaçırmış peki?
I was afraid of feeling the pain you feel when you lose someone close to you.
Sana yakın olan birini kaybettiğinde hissettiğin o acıyı hissetmekten korktum.
We lose everything if we leave.
Bırakırsak her şeyi kaybederiz.
I hope you didn't lose your money on that one.
Evet! Umarım paranızı bu adama yatırıp kaybetmediniz.
I think I may lose my lunch watching you disgrace my katana with your wuxia bullshit.
Wuxia saçmalıklarına katanamı alet etmeni izlerken kusacağım.
It means I never lose.
Asla kaybetmem demek.
If you lose... they'll kill you.
Kaybedersen seni öldürecekler.
Should you lose, but remain alive, you must remove yourself from all of our dealings.
Kaybedersen fakat hayatta kalırsan tüm işlerimizden elini ayağını çekmelisin.
You fall outside, you lose.
Dışına çıkarsan kaybedersin.
Or if you die, you also lose.
Ya da ölürsen yine kaybedersin.
You lose control now and then, don't you?
Arada kendini kaybediyorsun, değil mi?
How could they lose the company?
Şirketi nasıl kaybedebilirler?
I don't want to lose another day.
Bir gün daha kaybetmek istemiyorum.
- you'll lose another family.
-... bir aile ferdini daha kaybedersin.
Oh my god, you can't lose!
Aman Tanrım, kaybedemezsin!
To lose it.
Kaybetmek için.
- You shall lose it.
- Kaybedeceksin.
They never lose their objectives.
Hedeflerinin kaçmasına asla izin vermiyorlar.
You're gonna lose everything.
Her şeyini kaybedeceksin.
If you're ever investigated, you lose everything.
Hakkında soruşturma açılırsa her şeyi kaybedersin.
Look, I just don't want to see him lose everything that he's worked hard for.
Çok uğraşarak edindiklerinin elinden alındığını görmek istemiyorum.
I was just trying to.... do you know what happens if I lose this race every mile of this trip was to get me faster than Jackson storm faster.
Ama ben sana yardım etmeye.... Bu yarışı kaybedersem neler olur biliyor musun? Cruz
♪ I don't want to lose myself ♪
Çeviri : nazo82 eşekherif

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]