Lyn translate Turkish
146 parallel translation
Lyn Lesley, our popular singer, is with us every night until 10.
Sevilen şarkıcımız Lyn Lesley her gece saat 10'a kadar bizimle.
JED : Lyn?
Lyn?
Recall all units! Cover the Exeter lines.
Lyn deyin, Natashalyn'in kısaltmasıdır.
Report, Evil-Lyn.
Anlat Evil-Lyn.
Evil-Lyn, activate the holosphere.
Evil-Lyn, holosferi hazırla.
- That would be Evil-Lyn.
- Evil-Lyn'i diyor herhalde.
You are too easily pleased, Evil-Lyn.
Çok çabuk tatmin oluyorsun Evil-Lyn.
Evil-Lyn, I found this.
Evil-Lyn, bak ne buldum.
- Strange eyes.
- Garip gözlü. - Evil-Lyn olmalı.
- Evil-Lyn. She's here.
Burada demek ki.
If you'd rather stay and face Evil-Lyn's commandos, that's fine with me.
Bak, Evil-Lyn'in komandolarıyla kalmak istersen benim için mahzuru yok.
Evil-Lyn!
Evil-Lyn.
Contact Evil-Lyn.
Evil-Lyn ile bağlantıya geçin.
Evil-Lyn, Skeletor demands a report.
Evil-Lyn, İskeletor rapor istiyor.
I made a deal with Mei Lyn.
Mei Lyn ile bir anlaşma yaptım.
- Where'd you meet this Mei Lyn?
- Bu Mei Lyn'le nerde karşılaştın ki?
- Thanks, Mei Lyn.
- Teşekkürler Mei Lyn.
At least Mei Lyn was a thief.
En azından Mei Lyn bir hırsız.
Finding Mei Lyn isn't.
Mei Lyn'i bulmak öyle olmadı.
What about Lyn?
Peki ya Lyn?
Lyn brought it.
Lyn, onu bana verdi.
You're such a treasure, Lyn.
Sen bir hazinesin, Lyn.
And there you were at the movies, in front of God and everybody... slurping on horse face Lyn Taylor like she was a Popsicle.
Ve sen sinemalarda cirit atıyordun, Tanrının ve herkesin önünde... o at suratlı Lyn Taylor'la kırıştırıyordun.
Kitty, this can't just be about me and Lyn Taylor.
Kitty, bu yalnızca Lyn Taylor'la benim hakkımda olamaz.
Hey, you're not Marilyn Melons!
Sen Marılyn Mellons değilsin.
The Honorable Mr. Dorn presiding.
Hakim Lyn Dolin. Herkes ayağa kalksın.
Y'lyn parum ta see etta'j.
Y'lyn parum ta see etta'j.
Lyn Hsiao Zamir in ALILA
Lyn Hsiao Zamir ALILA'da
You want to see my stretch marks, Lyn?
Doğum izlerimi görmek istiyor musun Lyn?
Bye, Lyn.
Hoşçakal Lyn. Pekâla.
Come here, Lyn. I got to tell you something.
Sana bir şey söyleyeceğim!
Lois-Laura-Bush-Lyn-Cheney Pewterschmidt, the plantation owner's daughter.
Lois-Laura-Bush-Lyn-Cheney Pewterschmidt, çitliğin sahibinin kızı.
- Lyn Cassady.
- Lyn Cassady.
Lyn Cassady?
Lyn Cassady?
Lyn Cassady.
Lyn Cassady?
Lyn?
Lyn?
I'm Sergeant First Class Lyn Cassady, Special Forces, retired.
Ben Özel Kuvvetler'den Kıdemli Başçavuş Lyn Cassady. Ama emekli oldum.
Can I be honest with you, Lyn?
Açık konuşayım mı, Lyn?
Because, I've been looking for a story, Lyn.
Çünkü uzun zamandır yazacak bir şeyler arıyorum.
I'm a journalist, Lyn.
Ben bir muhabirim, Lyn.
As Lyn drove on, I wondered what the hell I was doing.
Lyn yola devam ederken ben de kendime burada ne işim var diye soruyordum.
And so was Lyn.
Lyn de deliydi.
Lyn, that's just a plastic...
- Lyn, bu plastik...
Lyn! ?
Lyn?
Lyn? Lyn!
Lyn?
Jesus, you had like the whole desert to drive in, Lyn.
Tanrım! Koca çölde gidiyordun, Lyn.
- I don't want to, Lyn.
- Boğmak istemiyorum.
Hello Lyn...
Merhaba beyler.
You want to go?
Lyn ve Bobby gitmişti.
Lyn and Bobby went, and I stayed at Grandma Mary's.
Ben de Mary nenemde kalmıştım.
Lyn.
Ben geldim!