English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Magic beans

Magic beans translate Turkish

87 parallel translation
I didn't want to tell you because I knew you'd get upset, but I traded your socks and the family cow for these magic beans.
Sen de var mıydın, yoksa iyi vakit mi geçiriyordum? Çocuklar, bunu pek sık söylemem, ama sizi gördüğüme sevindim. Size söylemem gereken bir şey var.
Homer's probably buying some magic beans with it.
Muhtemelen Homer onca parayla sihirli fasülyeler alacaktır.
He gave up something but then he got those magic beans.
Bir şeylerden vazgeçti ama sonra sihirli fasulyeleri oldu.
What if we don't get magic beans?
Ya sihirli fasulyelerimiz olmazsa?
I've got magic beans.
Sihirli fasulyelerim var.
"Bud, I traded our place in line for these magic beans."
"Şey Bud, bu sihirli fasulyeler karşılığında yerimizi değiş tokuş ettim."
- Curse you, magic beans!
Lanet olsun size, sihirli fasulyeler!
Gee, if I could only trade my cow for some magic beans.
Tanrım, keşke ineğimi birkaç sihirli fasulyeyle takas edebilsem.
I mean, if Emilio really did tell that PD about us, then why didn't he spill the magic beans?
Yani, eğer Emilio savunma avukatına bizim hakkımızda bir şeyler dediyse öyleyse peki neden sihir şeylerini ortaya dökmedi?
This dude Jack plants these magic beans,'cause he's hungry.
Jack denen çocuk acıktığı için sihirli fasulyeleri eker.
I've got my beans at Grandma's house, my magic beans at Grandma's house. Stop it.
Büyük annemin evinde bezelyelerim Sihirli bezelyelerim
I'll take my beans, my magic beans, who's got the beans, we need some beans, I love the beans.
Alacağım sihirli bezelyelerimi İhtiyacımız var bezelyelere Çok severim bezelyeleri
First there was the time that old farmer tried to sell me for some magic beans.
Ilk olarak yasli ciftci beni satmak istemisti bir kac büyülü fasulye icin.
! Magic beans?
Sihirli fasülyelerle mi?
Magic beans.
Sihirli fasülyeler.
Would you prefer this in magic beans?
Bunu sihirli fasülyelerle birlikte mi tercih edersiniz?
Will, they're magic beans.
Will, onlar sihirli fasülyeler.
No, they're magic beans, Will.
Hayır, sihirli fasülyeler onlar, Will.
Magic beans?
Sihirli fasülyelerle mi?
- Magic beans don't work!
- Sihirli fasülyeler işe yaramaz!
Do you have your magic beans?
Sihirli fasülyelerin yok mu?
"Magic beans and a pumpkin."
"Sihirli bezelyeler ve balkabağı."
How many magic beans should I sell the baby for?
Bebek için kaç tane sihirli fasulye satmam gerekiyor?
So I went to town to sell the cow, but all I got was these magic beans.
Eminim sihirli fasulyeler herşeyi halledecek
Magic beans, what do you mean magic beans?
Sihirli fasülye mi, ne demek bu! ?
And tomorrow, there's a consignment of magic beans coming in.
Yarın da, sihirli fasulyeler gelecek.
Oh, could have done with some magic beans!
Sihirli fasulyeler işimize yarayabilirdi.
I've traded my legs in for magic beans.
Bacaklarımı sihirli fasulyelerle takas ettim.
You couldn't find any magic beans?
Ne? Hiç sihirli fasulye bulamadın mı?
So if you've got some magic beans in your detective bag of tricks that'll make these people give a shit why don't you start planting them?
Dedektif çantanda sihirli fasulyelerin varsa bu insanlara yardım etmek için neden onları kullanmaya başlamıyorsun?
This place is bad enough without you trying to sell your magic beans to everyone.
Burası, sen sihirli fasulyelerini herkese kakalamaya çalışmasan da yeterince kötü.
- The magic beans? - Yeah.
- Sihirli fasulye?
Like magic beans coming down on me.
Sanki sihirli tohumcuklar üzerime gelecekti.
'Cause all there were, were overtures, and I wasn't about to trade the family cow for a bunch of magic beans.
Çünkü her şey birer öneriydi. Ailenin tek ineğini birkaç fasulye ile değiştiremezdim. Ona güvenmediniz mi?
You didn't trade the food for magic beans, did you?
Yemeği büyülü fasulyelerle takas etmediniz değil mi?
And technically, magic beans would be food.
Ayrıca teknik olarak, büyülü fasulyeler de yemek olabilir.
On his way to work, he found some magic beans,
İşe gelirken birkaç büyülü fasulye tanesi bulmuş...
And with enough money, they could buy those magic beans from that old hermit.
Yeterli parayla, o keşişten sihirli fasulyeleri alabiliriz.
! 'That's right, pay Hans to do the plumbing,'swap the cow for some magic beans.'
Hans'a tesisat işleri için para ver, ineği verip büyülü fasulyeleri al.
So you want to sell me magic beans?
Yani bana mucize fasulye mi satmak istiyorsun?
Anyway, on her way to making out with frogs every day, she passes this little boy who's planting magic beans.
Neyse, kurbağaları öpmeye giderken her gün sihirli fasulyeler diken bir çocuğun önünden geçiyor.
But when spring finally comes, she realizes that he wasn't planting magic beans at all.
Ama ilkbahar geldiğinde aslında onun sihirli fasulye dikmediğini anlıyor.
You could trade her for a bag of magic beans.
Bir çanta sihirli fasulyeyle takas edebiliriz.
Those magic beans were my prey.
O sihirli fasulyeler bana ait!
Magic beans, I'm...
Sihirli Fasulyeler.
On the left was the happiest of my life. Then I realized that stole my magic beans.
Ayrıldığı gün hayatımın en güzel günüydü,... ta ki sihirli fasulyelerimi çaldığını öğrenene kadar.
♪ I'm Jack and the magic beans
# Ben sihirli fasulyeleri olan Jack #
But can I pay for it in magic beans?
Bu harika. Ödemeyi sihirli fasulyelerle yapabilir miyim?
The guy's got medical bills up to his eye-teeth, and... you convinced him to trade his cash cow for magic beans.
Adamın sürüyle ilaç faturaları var ve sen onu sanki borcunu dürüstlükle ödeyebilecekmiş gibi kandırdın.
And there are no more magic beans.
Başka büyülü fasulye de kalmadı.
Magic beans?
Sihirli fasulye mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]