Magnesium translate Turkish
310 parallel translation
Oh! You And I Are Like Water And Magnesium.
L'Amanda, sen ve ben su ve magnezyum gibiyiz.
Magnesium oxide - 1 / 990 % other extraneous elements 1 / 1000 %
Magnezyum oksit - % 1 / 990 diğer göz ardı edilenler 1 / 1000 %
Lieutenant, I just realized, this tube is a magnesium alloy.
Teğmen, şimdi fark ettim ki ; boru magnezyum alaşımından yapılmış.
It's called helio-magnesium-X4.
Adı helyo-magnezyum-X4.
Magnesium transformer.
Magnezyum dönüştürücü.
Beneath the granite and basaltic crust... is the mantle of iron magnesium... and possibly a sulfide and oxide shell, an outer core of molten nickel iron...
Granit ve bazalt tabakasının altında demir magnezyum çekirdeği ve sulfid ve oksit kabuğu vardır... Erimiş nikel demirin dış katmanı...
- I found a box of magnesium flares.
- İşaret fişeği kutusu nerede?
Acetylene tank, magnesium flares.
Bu, magnezyum fitilli bir tank.
Magnesium count.
- Magnezyum değeri?
For example silicon, oxygen, magnesium, aluminum, iron those that make up the Earth.
Örneğin silikon, oksijen, magnezyum, aliminyum, demir bunların hepsi Dünyayı oluşturur.
Six makes magnesium.
Altı tanesi mağnezyum.
Ten percent magnesium sulfate, for buoyancy.
Suya kaldırma gücü kazandırmak için yüzde on magnezyum sülfat ekledik.
Magnesium.
Magnezyum.
Some magnesium here, some zinc there.
Biraz magnezyum, biraz çinko.
- The roofcap is made of magnesium.
- Çatı kaplaması Magnezyumdan.
A racing bike's made out of magnesium, light, strong, and flammable.
Yarış bisikletleri hafif, dayanıklı ve patlayıcı olan magnezyumdan yapılır.
If our distant descendants tried to encode life as they know it in a message of magnesium,
Eğer yakın atalarımız bildikleri yaşamı bir magnezyum, ya da Bor,
And I'll bet the boys at the lab will be able to tell you that white residue there is magnesium oxide.
Ve iddiaya girerim ki labaratuardaki elemanlar buradaki beyaz artık maddenin magnezyum oksit olduğunu doğrularlar.
Magnesium oxide. You mean that stuff they...
Magnezyum oksit yani şeydeki gibi?
Let's just bounce on off its magnesium casing.
Haydi sunun magnezyum mahfazasına girelim.
You've got your riboflavin, folacin, iron and magnesium, all right there.
Tam karşında B2 Vitamini, folasin, demir ve magnezyum, duruyor.
The Red Zone is for magnesium... and silocarbide recyclables only.
Kırmızı bölge sadece magnesium ve silikarbür... geri dönüştürülebilir ürünler içindir.
Order calcium-magnesium and liver function tests.
Kalsiyum-magnezyum verin ve hayati fonksiyon testleri yapalım.
Magnesium, chromium. lt should be a screen against their sensors.
Magnezyum, krom. Algılayıcılarına karşı etkin bir perde olabilir.
Aluminum sulfate, glycerin, potassium nitrate, magnesium hydroxide hydrochloric acid, sulfur, tannic acid, phosphorus.
Evet, kabaca. Alüminyum sülfat, gliserin, potasyum nitrat, magnezyum hidroksit, hidroklorik asit, sülfür, tenik asid, fosforus.
RIMGALE : Trychtichlorate. It eats magnesium.
Triktiklorat, magnezyumu emer.
He used magnesium to make it look like an accident.
Kaza süsü vermek için magnezyum kullandı.
The trychtichlorate hid the magnesium in the plug, but it burned slow.
Triktiklorat prizdeki magnezyumu maskeledi, ama yavaş yavaş yandı.
There was magnesium powder found on Rasheed's body.
Rasheed'in vücudunda magnezyum tozu vardı.
But I'm not the only person in the camp who uses magnesium powder.
Ama kampta magnezyum tozu kullanan tek kişi ben değilim ki.
Look, magnesium for making flares.
Bak, fişekler için magnezyum.
The white one's magnesium supplement.
- Beyaz olanlar magnezyum.
Bolus her six grams magnesium sulfate.
6 gram magnezyum sülfat verin ona.
He's positively... magnesium!
O kesinlikle... magnezyum!
Magnesium sulfate, two grams.
Magnezyum sülfat, 2 gram.
We gave her magnesium sulfate, a six-gram bolus.
Ona altı gram magnezyum sülfat verdik.
Core burner, magnesium ammo, 500 extra rounds.
Çekirdek yakıcı, magnezyum kurşun 500 ekstra mermi.
The smell of powder, of magnesium.
Magnezyum tozu kokusu.
Yum yum yum! Magnesium for the machine.
Makine için yum-yum, magnezyum.
- Try magnesium sulfate.
- Magnezyum sülfat dene.
Could be traces of magnesium, nickel.
Magnezyum ve nikel izlerine benziyor.
Heart rate, blood pressure, pulse ox, time of magnesium injection central line placed, pacemaker captured.
Hastanın kalp atışları, kan basıncı, pulse-ox, magnezyumun verildiği saat... ... ana damarın açılması, pacemaker'ın çalışması.
- Who injected the magnesium?
- Magnezyumu kim enjekte etti?
The patient went into respiratory arrest at 1534 fourteen minutes into the magnesium injection.
Hasta 1 5 : 34'te solunum krizine girdi... ... magnezyum enjeksiyonundan 1 4 dakika sonra.
- Okay, I'll push some magnesium.
- Peki. Biraz magnezyum vereceğim.
- Magnesium?
- Magnezyum mu?
Magnesium's onboard.
Magnezyum verildi.
I gave him enough magnesium to cause a cardiac arrest.
Ona yanlışlıkla fazla magnezyum verdim, kalbi durdu.
How could you inject a patient with 20 grams of magnesium?
Bir hastaya nasıl yirmi gram magnezyum verirsin?
In one of the notes the anti-counterfeiting strip had been replaced with magnesium, which acted as a detonator.
Paralarda Kalpazanlık önlemi olarak kullanılan şeritlerden biri... yerine magnezyum yerleştirilmiş, detonator görevi üstlenmiş.
Magnesium!
Magnezyum!