Maintain translate Turkish
3,941 parallel translation
I can't maintain my descent angle!
İniş açımı tutturamıyorum!
Maintain the power generation of the N2 reactor at 90 %.
N2 reaktörünün enerji çıkışını % 90'a ayarlayın.
All ships, maintain Guard State Two.
Tüm gemileri, rotanızı 2. bölgeye çevirin.
It was really tricky to maintain the emotional through line because that, despite all the action the importance of it is this transformation this emotional shift in motivation for Spider-Man.
Sahnenin duygusunu korumak çok zordu çünkü tüm aksiyona rağmen önemi Örümcek Adam'ın bu dönüşümü, nedenlerindeki duygusal değişim.
Maintain order!
Düzeni koruyun!
I saw you there, and you specifically asked me not to tell Seth, so that you could maintain the illusion that you always stay with Seth when you're in Los Angeles.
Seni orada gördüm, Seth'e söylemememi özellikle rica ettin, böylece Los Angeles'a her geldiğinde Seth'te kaldığın yanılsamasını idame ettirebilecektin.
And I maintain that funerals need to be about the person who died.
Bende cenazelerin kişinin öldüğü yer olmasından yanayım.
Maintain surveillance until he reaches the target location.
Olması gereken yere ulaşana kadar etrafı kolaçan edin.
Some men can maintain a weary masculinity.
Yorgun da düşse bazı erkekler erkeksiliklerini koruyabilir.
No, we maintain the accounts offshore, just until we get approvals.
Onay alana kadar hesapları kıyıdan uzakta yönetmeliyiz. Ne?
I don't know that we can maintain that kind of altitude.
İrtifayı koruyabilir miyiz emin değilim.
Please maintain control of your personal belongings at all times.
Lütfen kişisel eşyalarınızı sürekli yanınızda bulundurun.
- OSS, maintain camera footage.
- Optik Sistem, kayda devam.
Also have to have someone here to maintain order.
Ayrıca düzeni korumak isteyen biri olması gerekir.
Maintain 20-foot radius.
6 metre mesafeyi koruyun.
- Maintain radio silence.
- Telsizi sessize al.
Ooh! We can warp to another time and maintain their lawns.
Başka bir zamana sıçrayabiliriz ve onların çimlerini koruyabiliriz.
So I warn you, I can maintain my resolve much longer than you can maintain that phony arrogance.
Yani seni uyarıyorum, sükunetimi senin şu sahte kibrini sürdürebileceğinden çok daha uzun bir süre sürdürebilirim.
In order to maintain the proper sustainable balance.
Sürdürülebilir dengeyi devam ettirebilmek için.
I mean, as Gilliam well understood... we need to maintain a proper balance of anxiety and fear... chaos and horror in order to keep life going.
Gilliam bunu çok iyi anlamıştı yaşamın devam edebilmesi ve dengenin korunması için korkunun, endişenin kargaşanın ve dehşetin sürmesi gerekiyordu.
All fighters maintain a clockwise rotation!
Tüm savaşçılar saat yönünde dönüş yapsınlar!
Pull back, but maintain visual contact.
Geri çekilin, ama görsel temas sağlayın.
And I will make sure that you'll always have enough money to maintain it.
Böylece her zaman geçinmek için yeterli.. ... paran olduğundan emin olacağım.
I would not, but unfortunately there is, so I have to maintain a professional relationship she mostly.
Ama maalesef değil. O nedenle ilişkimiz profesyonel olarak kalmak zorunda. Çoğu zaman.
I need you to secure and maintain a profile.
Güvenlik ve bilgi toplamak için.
I also expect all my guests to maintain appropriate manners and conversation and to eschew all things modern.
Son olarak, misafirlerimizin adabımuaşeret kurallarına özen göstermesini ve modern şeylerden sakınmalarını bekliyorum.
She often saw Dr. Sherwood, though propriety dictated that she maintain a respectable distance from the father of the young man with whom she'd so disgraced herself.
Arada Doktor Sherwood'u görüyordu. Saygılı uzaklığı tercih edeceğini söyledi rezil olduğu genç adamın babasına.
- Right, and this is a very expensive treatment, that they have to maintain, their entire lives!
Hayatlarını sürdürebilmeleri için çok pahalı bir tedavi.
The Hong Kong police force ensures a safe and stable society by maintain law and order.
Hong Kong polis gücü kanun ve düzen tarafından güvenli toplumu garanti eder.
My guards know that it takes a strong hand to maintain order.
Gardiyanlarım bilirler ki düzeni korumak için şiddet gerekir.
Tonight I am going to maintain order in Gotham City.
Bu gece Gotham'da düzeni ben sağlayacağım.
Too big. Impossible to maintain.
Çok büyük, bakımı imkansız.
Between meals and training, between court-ordered appointments, between his separation from his girlfriend, between all these things, he tries to maintain his sanity.
Antremanlar ve öğünler arasında bir yandan mahkeme emri atamaları diğer yandan kız arkadaşından ayrılması bütün bu şeyler arasında, aklına mukayet olmaya çalışıyor.
Just to maintain a certain level of passion, you know?
Belli bir düzeyde tutkuyu koruyabilmek yani.
I've never asked it because I wanted to maintain some sort of dignity.
Bunu şimdiye kadar hiç sormadım çünkü haysiyeti korumak istedim.
To maintain order.
Düzeni sağlamak.
"you must maintain the family business,"
"Şirketin faaliyetlerinin devam etmesini sağlamalısınız"
Honey, horses are really expensive to maintain.
Hayatım, atların bakımı oldukça pahalıdır.
It was your responsibility to maintain it, and, uh, something happened, that happened on your watch.
Onu korumak senin sorumluluğundu ve başında sen varken oldu bu olaylar.
My job is to maintain the illusion that man is alone and it has been the job of people like me for hundreds of years.
İşim, insanlığın yalnız olduğu hayalini sürdürmek ve yüzyıllarca yıldır aynı işi yapan pek çok kişi olmuştur.
My job is to maintain the illusion that man is alone.
İşim, insanlığın yalnız olduğu hayalini sürdürmek.
I suppose there's no reason to maintain secrecy anymore.
Artık gizli tutmanın manası yok sanıyorum.
Listen, I maintain, if I want pizza,
Bak, fikrim sabit. Pizza istersem.
Anyway, you can't be the best pastry chef this side of Paris and maintain peak fitness.
Yine de Paris'in bu tarafındaki en iyi pasta şefi olamaz ve sağlığının doruğunu devam ettiremezsin.
Sutton Mercer has a hefty GPA to maintain, so... and studying is all that's going on here, right?
Sutton Mercer'ın koruması gereken bir not ortalaması var, yani... burada tek dönen şey ders çalışmak, değil mi?
Maintain this kind of emptiness.
Duygusal boşluğunu sürdür.
Maintain positions.
Pozisyonlarınızı koruyun.
Falcon 2, maintain 30 feet.
- Falcon 2, on metrede kalın.
So why don't you just stay here and maintain your concentration?
Neden burada kalıp konsantrasyonunu sürdürmüyorsun?
Well, you know, it helps me maintain my concentration. Mm.
Konsantrasyonumu sürdürmeme yardım ediyor.
I have certain standards to maintain.
Bazı standartları korumalıyım.