Mall translate Turkish
4,328 parallel translation
I'm at the mall right now.
Şu anda alışverişteyim.
Last night, our mascot made an unauthorized appearance at the local mall...
Geçen akşam, maskotumuz, bizden izinsiz bir alışveriş merkezinde görülmüş.
[Crowd cheers wildly] You're not insinuating that I put on the costume and went to a mall.
Kostümü giyip, alışveriş merkezine gittiğimi ima etmiyorsun, değil mi?
She's just bought some new clothes from the mall, and we're going to go through each of them, and talk about them.
Az önce alışveriş merkezinden yeni kıyafetler aldı ve biz de her birini gözden geçirip hakkında konuşacağız.
A good big cookie like the kind you can buy at the mall?
Alışveriş merkezinden satın alabileceğin türden büyük güzel bir kurabiyenin.
( laughs ) But I'm never gonna give in on the mall.
Ama alışveriş merkezi konusunda asla taviz vermeyeceğim.
Clearly, Gainey was letting me know that he's holding my alligator hostage until we give in on his infernal mall.
Belli ki, Gainey bana o cehennemlik alışveriş merkezini kabul edene kadar timsahımı rehin tutacağını söylüyordu.
You tell Mayor Gainey that you are reconsidering the mall project.
- Başkan Gainey'ye... alışveriş merkezi projesini yeniden gözden geçirdiğini söyleyeceksin.
Your daughter Miranda was there when-when your wife was abducted from the mall parking lot.
Kızınız Miranda vardı karınız alışveriş merkezi otopark kaçırıldığı zaman-zaman.
I hear there was a bat stupid enough to fire a gun at the shopping mall in Island West yesterday.
Dün Batı Adası'ndaki alışveriş merkezinde ateş edecek kadar salak bir yarasa olduğu kulağıma çalındı.
They found bones at the new mall site.
Yeni alışveriş merkezinde kemik bulmuşlar.
Bones that were discovered at the Stonehaven mall site.
Stonehaven AVM'de bulunan kemiklerdi.
Dubai is home to the world's largest shopping mall, kept cool all-year round - good for the ski slope and the ice rink.
Dubai, tüm yıl boyunca soğuk tutulan kayak pisti ve buz pateni alanı olan dünyadaki en büyük AVM'ye ev sahipliği yapıyor
Go to the mall.
Alışverişe gidin.
He suggested we put a shopping mall in that site.
O araziye bir alışveriş merkezi kurmamızı önermişti.
I panic and invite people to things... like when I invited that mall Santa to our wedding.
Şu alışveriş merkezindeki Noel Baba'yı düğünümüze çağırmam gibi.
There's one in the outlet mall.
Alışveriş merkezinde bir tane vardı.
Yeah, not only did the court uphold our injunction against Fillmore's mall, but a new survey might give us a right to pursue damages of adverse possession under the Coastal Preservation Act.
Hem mahkeme Fillmore'daki alışveriş merkezi için olan ihtarımızı kabul etmekle kalmadı hem de yeni bir araştırma Sahil Koruma Kanunu kapsamında sahip değiştirme zararlarımızı karşılayabilecek.
Well, you don't need a strip-mall psychic, okay?
Dandik bir falcıya ihtiyacın yok, tamam mı?
As your Mayor Hayes suspected, the dump was Todd's retaliation for losing his beloved mall.
Sizin Başka Hayes'in de şüphelendiği gibi çöpler Todd'un kaybettiği sevgili alışveriş merkezinin misillemesiydi.
The mall was a nonstarter for the mayor.
Alışveriş merkezi belediye başkanı için umutsuz bir girişimdi.
We always used to love to listen to the Motion City Soundtrack and drive to the mall.
Motion City Soundtrack'i AVM'ye giderken dinlemeyi çok severdik.
Why would the Chinese make our DVR record Paul Blart :
Çinliler neden DVR'ımıza Paul Blart : Mall Cop kaydetsin ki?
Like, well, we were gonna... go to the mall, drive around, and... go tubing.
Şey yapacaktık işte alışverişe gidecektik,... etrafta dolaşacaktık,... su kızağı yapacaktık.
Hansal Plaza, Hansal Mall, Hansal Arcade.
- Yani Hansal Plaza, Hansal Alışveriş Merkezi, Hansal Pasajları.
Homer, this isn't the way to the mall.
- Homer, bu avmnin yolu değil ki.
The mall?
- Avm mi?
He went into the mall.
O alışveriş merkezi girdi.
The mall has skylights.
Alışveriş merkezi çatı pencereleri vardır.
It leads to a hallway behind the stores that runs the length of the mall.
Bu bir koridor yol açar mağazalar arkasında bu çalışır alışveriş merkezi uzunluğu.
He's moving back into the mall.
O alışveriş merkezi geri hareket ediyor.
Uh, he left the mall on foot, but we lost him after that.
Ah, o, yürüyerek alışveriş merkezi sol ama biz bundan sonra onu kaybettik.
Those fucking mall and cell phone moguls, you don't think they idolize Machiavelli?
O kahrolası alışveriş merkezleri ve cep telefonu moğollarının Machiavelli'yi putlaştırdığını düşünmüyor musun?
I went to the mall last time. I ran into a customer and almost got my secret revealed.
Geçen alışverişe gittiğimizde bir müşteriyle karşılaştım.
At the mall. Holding hands.
... herkesin içinde el ele tutuşacağız.
Leonard's face in it. He got it at the mall on clearance.
Alışveriş merkezinde büyük indirimden aldı.
And then they're texting their friends about it while drmng to the mall.
Sonra da AVM'ye giderken arkadaşlarına bunu mesaj atıyorlar.
Well, I decided I'd stop by the mall to see if I could find myself something a little special for the wedding on Saturday, and I think I may have found something for you, too.
Cumartesi günükü düğün için kendime özel bir şeyler bulabilirsem diye alış merkezine uğramaya karar vermiştim ve sanırım senin için de bir şeyler bulmuş olabilirim.
It's free since you work in the mall.
Alışveriş merkezinde çalıştığın için sana bedava.
This is a mall.
Burası bir alışveriş merkezi.
No cream is finer than mall kiosk cream.
Bu krem AVM büfelerindekilerden Daha iyidir tatlım.
Yeah, apparently you scored with some security guard at the mall where you work?
Görünüşe göre çalıştığın avm'deki güvenlik görevlisiyle skor yapmışsın.
I don't even work at the mall.
Alışveriş merkezinde çalışmıyorum ki ben.
I need him to go to the mall and buy me new sneakers.
Alışveriş merkezine gidip bana yeni ayakkabı alması lazım.
Well... now you're gonna have to go to the mall and get me my new sneakers.
Şimdi alışveriş merkezine gidip bana yeni ayakkabı alacaksın.
The idiot was bitching about the price of Pall Malls.
O aptal Pall Mall'ın fiyatını beğenmiyordu.
I'm at a mall with friends to buy clothes.
Kıyafet almak için arkadaşlarla bir AVM'deyim.
Well, she called from the mall, wanting a ride home, but when my wife went to pick her up, she wasn't there.
Alışveriş merkezinden arayıp onu almamızı istedi. Karım oraya vardığında onu bulamamış.
This kid at the mall... He bullied her last weekend.
Geçen hafta AVM'de karşılaştığı bir çocuk onu korkutmuş.
Yeah, last weekend at the, um, at the same mall.
Evet, geçen hafta sonu aynı alışveriş merkezinde.
Other than last week at the mall, has anyone else attacked Michelle - or taken pictures of her?
Geçen haftaki olaydan önce Michelle'e saldıran ya da fotoğrafını çeken olmuş muydu?