Marcellus translate Turkish
353 parallel translation
If you do meet Horatio and Marcellus, the rivals of my watch, bid them make haste.
Horatio'yla Marcellus'a rastlarsan çabuk olsunlar, nöbete geleceklerdi.
Last night of all, when yon same star that's westward from the pole had made his course into that part of heaven where now it burns, Marcellus and myself, the bell then beating one... Peace!
Daha dün gece, şu karşıki yıldız, kutbun batısında şimdi ışıldadığı yere geldiği sıra Marcellus ve ben, saat biri vururken- -
Stop it, Marcellus!
Durdur şunu, Marcellus!
Two nights together have Marcellus and Bernardo, on their watch, in the dead, vast, middle of the night been thus encountered.
İki gece üst üste bu arkadaşlar, Marcellus ve Bernardo, nöbet tutarken gecenin ölü saatlerinde bir şey görüyorlar.
Do you realize you've made me the laughing stock of Rome, Marcellus?
Marcellus, beni tüm Roma'nın alay konusu yaptığının farkında mısın?
Marcellus Gallio.
Marcellus Gallio.
It's good to see you, Marcellus.
Seni görmek ne güzel, Marcellus.
That's not very flattering, Marcellus.
Bu hiç de hoş değil, Marcellus.
would that matter, Marcellus, to you?
Bu senin için önemli mi, Marcellus?
He's coming, Marcellus.
Geliyor, Marcellus.
- At least you're frank, Marcellus.
- En azından açık sözlüsün, Marcellus.
- Marcellus, are you my friend or aren't you?
- Marcellus, dostum musun değil misin?
- We know, Marcellus.
- Biliyoruz, Marcellus.
Marcellus. She told us that you and Caligula had a quarrel...
Marcellus bize Kaligula'yla tartıştığını söyledi...
Marcellus.
Marcellus.
Marcellus, you are the only son I'll ever have.
Marcellus, sen benim tek oğlumsun.
Try to endure it, Marcellus.
Dayanmaya çalış, Marcellus.
What's wrong, Marcellus?
Neyin var, Marcellus?
What is it, Marcellus?
Ne var, Marcellus?
- Marcellus?
- Marcellus?
No, Marcellus.
Hayır, Marcellus.
- Please, Marcellus.
- Lütfen, Marcellus.
Caius Marcellus.
Caius Marcellus.
You see, we know why you're here, Marcellus.
Buraya neden geldiğini biliyoruz, Marcellus.
Why must you do this, Marcellus?
Bunu neden yapıyorsun, Marcellus?
He was no sorcerer, Marcellus.
O büyücü değildi, Marcellus.
What do you mean, Marcellus?
Ne demek istedin, Marcellus?
No one's holding you, Marcellus.
Kimse seni tutmuyor, Marcellus.
Marcellus?
Marcellus?
Don't lose heart, Marcellus.
Cesaretini kaybetme, Marcellus.
Face it, Marcellus.
Kabul et, Marcellus.
Marcellus Gallio, tribune of Rome.
Marcellus Gallio, Roma Tribünü.
And you, Marcellus?
Ya sen, Marcellus?
Marcellus, is there something you want to tell me?
Marcellus, bana söylemek istediğin bir şey var mı?
Tell me, what news have the Gallios had of their precious son Marcellus?
Söyle bana, Gallio'lar değerli oğulları Marcellus'dan bir haber aldılar mı?
- No. - That's why he hasn't come to you, or his family, or his friends. Not Marcellus.
- Marcellus olamaz.
- He's one of them, one of the ringleaders.
- Marcellus onlardan biri, elebaşıları.
Marcellus's personal slave, remember?
Marcellus'un kişisel kölesini hatırladın mı?
It's Marcellus.
Marcellus.
You've seen Marcellus.
Sen Marcellus'u görmüşsün.
Marcellus, what you've told me is a beautiful story, but it isn't true.
Marcellus, bana anlattığın çok güzel bir hikaye ama gerçek değil.
You stay, Marcellus.
Sen kal, Marcellus.
We haven't much time, Marcellus, so listen.
Zamanım yok, Marcellus, dinle.
It's up to you, Marcellus.
Bu sana bağlı Marcellus.
Please, Marcellus.
Lütfen, Marcellus.
Bring in tribune Marcellus Gallio.
Tribün Marcellus Gallio'yu getirin.
Sire, Marcellus is my chosen husband.
Efendim, Marcellus benim seçtiğim kocadır.
Petitioner for Senator Marcellus Fabius.
Senatör Marcellus Fabius adına ricacı.
A petition from my nephew, Marcellus?
Yeğenim Marcellus'tan bir dilekçe mi var?
Welcome, good Marcellus.
Sen de sevgili Marcellus.
- Marcellus.
- Marcellus.