Maris translate Turkish
742 parallel translation
On Sunday August 13th 1961, the eyes of America were on the nation's capital, where Roger Maris was hitting home runs number 44 and 45 against the Senators.
13 Ağustos 1961 pazar günü Amerika'nın gözleri başkentte. Roger Maris'in senatörlere karşı 44. ve 45. sayılarını kaydettiği yerde.
- You're out, Maris. - Yogi.
- Dışarıdasın, Maris.
"Ave Maris Stella".
"Ave Maris Stella".
Say it's Maris Rosa... ... and I'll let my patients croak!
Maria Rosa dersen tüm hastalarımı bırakıp sana gelirim.
I asked myself, "What would my life be like without Maris Rosa?"
Bir kez daha kendime soruyorum. Maria Rosa olmasaydı şu an hayatım nasıl olurdu acaba?
Maris Rosa has a difficult pregnancy.
Biliyorsun, durum kritik.
It's called the Regina Maris the "Queen of the Sea."
Adı Regina Maris "Denizin Kraliçesi."
This is the only known Roger Maris trading card from Earth.
Bu, Dünyadaki bilinen tek Roger Maris oyun kartı.
Mr. Maris, any questions?
Bay. Maris, sorunuz var mı?
Mr. Maris, it's always a good idea to set your affairs in order.
Bay Maris, öncelikerinizin sırasını belirlemeniz her zaman yaralıdır.
Dad, Niles and I and Maris would like you to join us for dinner on Saturday night at Le Cigare Volant, one of the hottest new restaurants.
- Baba. Niles, ben ve Maris, Cumartesi akşamı Le Cigare Volant'da bizimle yemek yemeni istiyoruz. - Kentteki en iyi restoranlardan biri.
Where's Maris?
- Selam. Maris nerede?
Maris is having one of her episodes.
Hayır. Korkarım Maris yine buhran geçiriyor.
Since Maris has dropped out and we have an extra space, perhaps we should invite Daphne to join us.
Maris gelmediğine ve boş yerimiz olduğuna göre akşam bize katılması için Daphne'yi çağırabiliriz.
Maris means the world to me.
Mutlu bir evliliğim var. Maris benim her şeyim.
- Where's Maris?
- Maris nerede?
Is Maris organising the... Arts Council benefit again this year?
Bu yıl yine Maris mi Sanat Konseyi yardımı toplantısını düzenliyor?
Maris's lovely Aunt Patrice is in town visiting from Washington DC.
Birini tanıyorum! Maris'in sevgili Patrice Teyzesi Washington D.C'den ziyarete geldi.
When Aunt Patrice visits, Maris dives under the duvet with a two-week migraine, and I'm left holding the bag, literally and figuratively.
Frasier, bunu benim için yap. Patrice Teyze her geldiğinde Maris bir sürü plan yapar ve sonra iki hafta süren bir migren kriziyle yatağa düşer.
I came to see Maris, but she's taken to her bed again.
Maris'i görmeye geldim. Zavallı şey yine yataklara düştü.
Now I know where Maris gets her sense of humour.
Şimdi Maris'in espri anlayışını nereden aldığını görüyorum.
- She trots it out at parties.
Bu Maris ve Patrice Teyzenin partilerde yapmayı sevdikleri bir şey..
Maris had a run-in with a rude Directory Assistance operator.
Tam çıkarken Maris santral memuruyla kavga etti.
To you, it's Niles and... uh...
Biz senin için Niles ve... - Maris
- Yes, Maris.
Maris.
I just stopped by to get an opinion on a gift for Maris.
- Hiç. Maris'e alacağım hediye için fikir sormak istedim.
Maris and Daphne are roughly the same size. Give or take a foot.
- Maris ve Daphne'nin bedenleri aynı.
Maris fires her gun to scare them away from our garbage, but still it's enchanting.
Bazen ön bahçeye gerçek geyikler gelir. Tabii Maris çöpü devirmesinler diye ara sıra tüfekle ateş eder ama yine de çok hoş bir görüntüdür.
Maris's Junior League is rehearsing their spring musical "Cats".
Maris'in ana sınıfı bahar müzikalleri "Cats" i prova ediyorlar.
I bought it for Maris but it, unaccountably, turned against her.
Bunu Maris için almıştım ama açıklanamayan bir şekilde Maris'e karşı döndü.
She's fine.
Maris de iyi.
It's Maris's favourite.
Maris'in favorilerinden biridir.
Maris...
Maris...
Maris, what's wrong?
Maris, sorun nedir?
Maris is despondent.
Maris çok üzgün.
Maris and I rented the video. I don't mind telling you we pushed our beds together that night.
Maris'le filmi izledikten sonra o gece yataklarımızı birleştirdik.
Where's Maris?
Bu arada Maris nerede?
I'm married, I love my Maris.
Ben mutlu bir evliliği olan bir adamım. Maris'imi seviyorum.
This offends him, so he starts pulling up Maris'prized camellias.
Maris'in ödüllü kamelyalarını sökmeye başladı. Bu kadarı da fazlaydı.
- Dad doesn't get along with Maris. - Who does?
- Çünkü babam Maris'le geçinemiyor.
I thought you liked my Maris.
- Kim geçiniyor ki?
Maris is like the sun, except without the warmth.
Maris tıpkı güneş gibi. Ama insanı ısıtmıyor.
Of course I do. Don't forget, Maris is five years older than I am.
Unutma ki Maris benden 5 yaş büyük.
You don't suppose there's a chance that you and Maris could..?
Niles. Acaba şöyle bir ihtimal olabilir mi? Sen ve Maris...
Oh, of course.
Maris'in bronzlaşma yatağındaki hali.
Seems Maris is a bit high-strung.
Hiç Maris'in biraz fazla asabi olduğunu düşündün mü?
- Maris.
- Evet.
Yes, Maris and I drive to the cabin tonight.
Yarın için her şey hazır, değil mi? - Evet.
We'll expect you tomorrow around noon.
Maris ve ben bu akşam kulübeye gidiyoruz.
Maris lost her earring.
Maris dün geceki partide küpesini kaybetmiş.
I do.
- Maris'i sevdiğini sanıyordum.