Martinis translate Turkish
545 parallel translation
Dry Martinis and a Cuban cigar.
Sek Martini ve Küba purosu.
This will make six martinis.
Bununla altı martini olacak.
All right, will you bring me five more martinis?
Pekala, bana beş martini daha getirebilir misin?
- That's 240 martinis you owe me.
- Bana 240 martini borçlusun.
Barkeeper, bring Mrs. Charles 240 martinis.
Barmen Bayan Charles'a 240 martini getir.
Let's see, we have old-fashioneds and martinis.
"Old-fashioned" ve martini var. Hangisi olsun?
Two martinis.
İki martini.
We have martinis before dinner.
Akşam yemeğinden önce hep martini içeriz.
I made the martinis triple-strength, and she feels wonderful.
Martiniyi üç kat sert yaptım... ve kendini harika hissediyor.
And so do martinis.
Martiniler de öyle.
Keep the martinis dry, I'll be back.
Martinileri hazırda bekletin, tekrar geleceğim.
Two martinis, please.
Maurice, iki martini lütfen.
- Two martinis.
- İki martini.
Here are the martinis.
İşte Martini.
Well, the martinis seem to be holding up.
Martini var gibi görünüyor.
Those martinis sort of hit me...
Bu martiniler bir şekilde beni çarptı...
Yes I have... it was in the martinis.
Evet, öldürdüm... martinilerin içindeydi.
The martinis...
Martiniler...
Looks like somebody had a lot of martinis.
Galiba biri içkiyi fazla kaçırmış.
Blame it on the martinis.
Suçu içkiye ver.
- How are the martinis?
- Martiniler nasıl?
Two martinis then.
O zaman iki martini...
Look, I made a lot of martinis.
Bak, bir sürü martini hazırladım.
You know, martinis? Now, Ellie, after I bring in the drinks and everybody's got a drink you know, and something to eat, then I'm gonna ring the bell.
Şimdi, Ellie, içkileri getirdikten ve konuklar içkilerini yudumladıktan sonrasında da bir şeyler yedikten sonra zili çalacağım.
A couple martinis, if it's not too much trouble.
- Size zahmet olmayacaksa iki kadeh martini isterim.
Did you say martinis?
- Martini mi dedin? - Al bakalım.
Come on, let's get one of those martinis.
Hadi, şu martinilerden birer tane içelim.
Two martinis.
- İki martini. - İki martini.
Mr. Cracker, two martinis.
Bay Cracker, iki martini.
Martinis?
- Martini?
Three martinis, Mr. Cracker.
Üç martini Bay Cracker.
I ain't letting you throw no martinis down there, or no smoke.
Oraya martini veya sigara sokmana izin veremem.
It took five martinis.
Beş martini içirmem gerekti.
- -with which he was buying me dry martinis....
... bana sek martini ısmarlıyordu...
Two martinis and two vodka gimlets.
İki martini ve iki votka kokteyli.
- Harvey likes my martinis.
- Harvey benim martinilerimi sever.
And I wanted you to know him first, so I asked Ron to come early... for a drink, one of your special martinis.
Ama önce sizin tanışmanızı istedim ve Ron'dan erken gelip bir içki içmesini istedim.
Send up one bitters, two martinis, and two vermouths.
Yukarıya bir apsent, iki martini, iki de vermut gönderin.
Two very dry martinis.
İki sek martini.
They had a shaker full of martinis right in the car.
Arabanın içinde martini şişeleri vardı.
So we got busy on the martinis.
Başladık martini içmeye.
You can't run it on martinis and goulash.
Martini ve gulaş ile çalıştıramazsınız.
Back home they put sugar in martinis.
Bizim şehirde martiniye hep şeker koyarlardı.
Big, tall martinis, air conditioning.
Büyük uzun martiniler, klima.
Martinis?
Martini?
It isn't polite to take martinis away from the needy.
İhtiyacı olan birinden martinisini almak ayıp değil mi?
How does champagne go with Four Roses, scotch, Martinis and Bloody Marys?
- Elbette. Şampanya, likör, viski, martini ve Bloody Mary ile birlikte nasıl gider?
It's these 60-to-1 martinis.
Martiniler yüzünden.
Martinis are awful nice.
Martiniler nefis.
Mother, this is no time for martinis.
Senin özel martinilerinden. Martininin sırası değil.
I'll make the martinis.
Ben martinileri hazırlayayım.