Mavericks translate Turkish
66 parallel translation
Mavericks that were running wild because there was no market for cattle.
Sahipsiz danalar başıboş geziyordu çünkü hiç alıcı yoktu.
There was no arguin'over mavericks like today.
Sahipsiz danalar üzerinde şimdiki gibi tartışmalar çıkmazdı.
Let's see, Saturday night we got the Mavericks.
Cumartesi gecesi Mavericks var.
If you don't like the Mavericks, next Tuesday, Lakers.
Mavericks'i sevmiyorsan gelecek salı Lakers var.
If it were the Mavericks, I'd be worried.
Mavericks olsaydı kaygılanırdım.
Recommend using your Mavericks to take out the bridge.
Maverick füzeleriyle köprüyü havaya uçurmanı öneriyorum.
If they did not conform to the studio look, the mavericks were reigned in.
Stüdyonun tarzını yansıtmayan yönetmen doğrudan damgalanırdı.
Send your Mavericks.
Füzeleri gönder.
I'll give you two loge seats for the Bulls / Mavericks on Sunday.
Pazar günkü Bulls-Mavericks maçı için size 2 loca vereceğim.
The Mavericks star center is out.
Mavericks'in yıldız takımı yok.
The Mavericks ´ star.
Mavericks'in yıldız oyuncusu.
Bloody-minded mavericks, not plodders like me.
Kuralların dışına çıkanlar, Benim gibi çalışanlar değil.
The best German cruiser commanders, like Spee, were fearless mavericks whom the war turned into heroes.
Spee gibi korkusuz ve başına buyruk en iyi Alman komutanları savaşın kahramana çevirdiği adamlardı.
Well, this is how mavericks create.
Ama öncüler böyle yaratırlar.
Normally the system's robust enough to see off the mavericks.
Normalde sistem başına buyruk politikacıları gönderecek kadar güçlü.
That dude that used to play for the mavericks?
O adam Mavericks takımında mı oynuyordu?
You know, the brackets have been set, and we know Dillon has drawn the McNulty Mavericks in the first round.
Bildiğiniz gibi eşleşmeler belli oldu ve Dillon ilk turda McNulty Mavericks'le oynayacak.
Lock on to these coordinates and arm your Mavericks.
aşşağıdaki koordinatlara kitlen ve ateşle Maviricleri.
I remember because there was this famous shot of him pig-dogging this backside rail-grab drop on the left at Mav's.
Hatırlıyorum, Mavericks'te iyice çömelerek sol ayağı üzerinde sörf tahtasını tutar şekilde bir fotoğrafı vardı.
- Wasn't there at Wilma's, wasn't at Maverick's, Ghost Trees, Todos.
- Wilma'da... Mavericks'de, Ghost Trees veya Todos'da değilmiş.
Loners. Mavericks.
Yalnız, başına buyruk olduğumuzu.
- Yes, take on these unknown mavericks.
- Evet, şu başıboşlara karşı.
If it was me, there'd still be room for the mavericks.
Şayet be olsaydım hala başına buyrukların bölümünde bir yeri olurdu.
This is a station of mavericks.
Burası başına buyrukların karakolu.
But in any group, no matter how restrictive, the free-thinkers, the mavericks, the rebels with leadership quality find ways to declare their distinctiveness.
Fakat herhangi bir grupta, kısıtlayıcı da olsa, özgür düşünenler, başına buyruklar. lider asiler kendi ayırt ediciliklerini ortaya koymak için yollar bulurlar.
It's the big 757... just look for the Dallas Mavericks logo.
Büyük 757. Dallas Maverick logosunu bulun. Tamam mı?
I got in touch with Mark Cuban, the owner of the Dallas Mavericks.
Mark Cuban ile iletişime geçtim, Dallas Mavericks'in sahibi.
I want to make it the official drink of the Mavs.
Onu Mavericks'in resmi içeceği yapmak istiyorum.
He wants to make Avión the official drink of the Mavs.
Avion'u Mavericks'in resmi içeceği yapmak istiyor.
And you know what happens when two mavericks get together?
Ve iki özgür ruh bir araya geldiğinde ne olur biliyor musun?
I'm just checking the mavericks score.
Ligde sonuçlar ne alemde diye bakıyorum.
You think the Mavericks didn't watch game film on Lebron before they played the Heat? You're Harvey Specter.
Mavericks, Heat ile oynamadan önce LeBron'un maç kasetlerini izlemedi mi sanıyorsun?
We caught up with billionaire mavericks owner mark Cuban who just made another boatload of money on his tequila company going public.
Tekila şirketinin halka açılmasıyla servetine servet kattı.
The day that you can paddle that far will be the day you're ready to surf Mavericks.
O mesafeyi kürek çekerek gidebildiğinde, o dalgalarda sörf yapabilirsin.
So, Monterey equals Mavericks.
Pekala, Monterey eşittir'Maverick'ler. Anlaştık mı?
It's Mavericks.
'Maverick'ler.
Mavericks?
'Maverick'ler.
A wave like Mavericks will hold you down for minutes at a time while it pounds you to a pulp.
'Maverick'ler gibi dalgalar pestilini çıkarırken seni dakikalarca suyun altında tutar.
If you want to get out there, you got to make it through more than half a mile of this just to get in position of Mavericks.
Eğer oraya çıkmak istiyorsan sadece Mavericks'e girebilmek için bile bunun içine yarım milden daha fazla girmelisin.
I'm training you to survive Mavericks, not some, uh, silly teen crush.
Sana Mavericks'te ayakta kalmayı öğretiyorum, bazı aptal ergen aşkı değil. - Roque yatağa git.
Mavericks. November 10th, 9 : 13 a.m.
Mavericks. 10 Kasım, sabah 9 : 13.
Frost, I saw you were counting on your fingers when we were diving at Mavericks.
Frost, biz Mavericks'te dalış yaparken parmaklarını saydığını görmüştüm.
Brought waves into Mavericks the size of five-story buildings.
Mavericks'e beş katlı bina boyunda dalgalar getirmişti.
We came to see the Mavericks man.
Mavericks adamlarını görmeye gelmiştik.
He came to surf Mavericks.
Mavericks'e geldiyse, o sörfü yapacak.
- The mavericks, people like us, loners.
- Başına buyrukları, bizim gibi yalnızları.
We're both mavericks that are hated by the assholes in our own parties.
İkimiz de partilerde nasıl olduğumuzu iyi biliriz
And that's why John McCain tapped me, to be a team of mavericks, of independence as a team member on this, um-in this new team.
Bu yüzden John McCain beni seçti takımına aldı bağımsız bir lider olarak bu takımdayım.
I've surfed Mavericks, and I was married to a guy who was dying of cancer.
Mavericks'de sörf yaptım. Kanserden ölmek üzere olan bir adamla evlendim.
You don't jump from a tricycle to tooling around in a Mercedes. It's not like the Mavericks beating the Bulls.
Hayır, Mavericks'in Bulls'u yenmesi gibi değil.
Announcer :
Mavericks'in milyarder sahibi Mark Cuban'ı yakaladık.