Mayo translate Turkish
1,447 parallel translation
Wear shorts or swimsuits.
Şort ya da mayo giyin.
Yours is with mayo and avocado.
Senin ki avakado ve kivili.
- Trunks.
- Mayo.
This woman wanted to go buy a swimsuit, so I told her to go by herself and she became angry all of a sudden.
bu kadın bir mayo almaya gitmek istedi, bu yuzden tek basına gitmesini soyledim ve bir anda ofkelendi.
Look, this girl wanted you to choose her swimsuit for her.
bak, bu kız onun icin bir mayo secmeni istiyordu.
You can get trunks at reception.
Danışmadan mayo alabilirsin.
It comes out, when he serves his Quarter Pounder... ... he asks the customer to hold the mayo.
Adamın, cheeseburgerini servis ederken mayonezi müşterinin eline verdiği ortaya çıkacak.
Wearing a bathing suit?
Mayo giyecek misin?
I need that Mayo stand.
Araç gereç arabasına ihtiyacım var.
The "Sports lllustrated" Swimsuit Issue!
Spor dergisi mayo özel sayısı.
"She made me switch to light mayo." That's it!
"Bana light mayonez yedirtiyor." Bu kadar.
Why don't you get me a ham on rye, mustard, no mayo.
Çavdar ekmeğine et. Hardal koy, mayonez koyma.
Bacon, lettuce, and tomato sandwich, no mayo.
Mayonez olmasın.
Never give her the opportunity to give you a thirty-minute lecture on how, if you'd brought the second bathing suit like she told you to, it wouldn't have mattered that the first one's strap broke in a freak poolslide incident
Hiçbir şeyi şansa bırakmayacaksın. Yoksa sana yarım saat nutuk çeker. Onun dediği gibi 2. bir mayo getirirsen, mayon hiç kimsenin aklına gelmeyecek bir havuz kazasında kopsa da sorun olmaz.
I have to bring a bathing suit?
Mayo mu getirmek zorundayım?
- He's joining my water aerobics class.
- Su aerobiği dersime katılacakmış. Bugün yeni mayo aldı.
You're not shopping for bathing suits here.
Mayo almıyorsun.
I mean, if I get a roast beef sandwich, mayo is fine.
Biftekli sandviç ve mayonez bana yeter.
Yeah, once, but she was wearing a swimsuit.
Yıkadın mı onu? Evet bir kez fakat mayo giyiyordu.
I'm not ready for swimsuit season.
Mayo mevsimine hazır değilim.
The celebration on Cinco de Mayo will make a good coming-out party for you.
Cinco de Mayo kutlaması senin için iyi bir tanıtım partisi olur.
Not today, not tomorrow, not even on Cinco de Mayo.
Ne bugün, ne yarın, ne de Cinco de Mayo günü.
I'm wearing my bathing suit under my pants.
Şortumun altına mayo giydim.
There are swimsuits and towels and such in the cabana out by the pool.
Havuzun yanındaki kabinde mayo, havlu gibi şeyleri bulabilirsiniz.
Speedo, hair extensions.
Mayo, postiş.
Go light on the mayo.
Mayonezini az koy.
All right, those with roses will move on to the swimsuit and talent competition.
Tamam, kendisine gül verilenler mayo ve yetenek yarışmalarına katılacaklar.
The swimsuit competition really gave us a fresh look at some of the candidates.
Mayo yarışması bazı adaylara daha yakından bakmamızı sağladı.
Well, I don't think I did too well in the bathing suit competition.
Sanırım mayo yarışmasında pek başarılı olamadım.
- No mayo, extra hot, something to drink. - All right.
- Mayonez olmasın, çok sıcak, ve içecek bir şeyler al.
He's sporting skintight Speedos.
Daracık bir Speedo mayo giyiyor.
Uh, roast beef, mayo, mustard, lettuce, tomato, cheese, easy onion.
Kızarmış et, mayonez, hardal, marul, domates, peynir ve soğan olsun.
It says i only ate a half-Size lean turkey sandwich With no mustard or mayo or anything like that.
.. sadece yarım porsiyon hindili ve hardalsız sandviçlerden, başka sos koymaksızın..
Ham sandwich on stale rye bread. Lots of mayo, easy on the ham.
Kuru çavdar ekmeği arası jambonlu, bol mayonezli sandviç.
She won't wear a bathing suit like a normal person.
Normal insalar gibi bir mayo giydiği yok.
You're wearing bathing suits and growing corn.
Mayo giyip mısır yetiştiriyorsunuz.
Cheeseburger, well-done, onion, pickle, no mayo.
Çizburger, iyi pişmiş. Soğan, turşu, mayonezsiz.
So your pubes don't show when you wear a swimsuit.
Mayo giydiğinde kasık tüylerin görünmesin diye.
Somebody told the Grandmothers of Plaza de Mayo.
Mayo Alışveriş Merkezinde birisi büyükannene söylemiş.
Bathing suit, thongs, cover-up dress- - Whoops.
Mayo, sandalet, pareo elbise...
The bathing suit looks much better on me now.
Mayo şimdi üzerimde daha iyi görünüyor.
You want to see me in a bathing suit?
Beni mayo giyerken görmek ister misin?
Swimsuit edition.
Mayo kataloğu.
You brought a bathing suit to an intervention?
Destek toplantısına gelirken mayo mu getirdin?
Who said anything about a suit?
- Mayo getirdiğimi kim söyledi?
Hold the mayo... now!
Yer tutun... şimdi!
It was ugly!
- Mayo çok çirkindi.
BLT, no mayo.
P.M.D. Mayonez olmayacak.
Why don't you tell her this yourself?
- Niye bunu kendin söylemiyorsun? - Paris ile konuşmak Aralık ayında mayo almaya benzer.
I'll grab a bathing suit.
Bir mayo kapacağım.
Why is he in his bathing suit?
Niye üstünde mayo var?