Meaning that translate Turkish

Meaning that in a little under nine hours, we're all gonna suffocate.

Anlamı dokuz saat kadar sonra, hepimiz havasızlıktan boğulacağız.

It's an active kill, meaning that whatever was eating this is coming back for more.

Bu bir aktif ölüm bunu her ne yiyorsa, daha sonra geri dönecek anlamına geliyor.

It's not discriminating evidence, meaning that it's... you can't really convict somebody of... firing a gun based on gunshot residue.

Demek istediğim, üzerinde barut izi olan birini ateş açmakla suçlayamazsınız.

Meaning that I have problems attracting women, therefore in my sex-starved state

Kadınları etkilemekte sorun yaşadığımı söylüyorsunuz.

Even without food, the alcohol burn-off rate would be. 015 % per hour... meaning that there was no alcohol in my bloodstream after 90 minutes well before I reported for my shift and about... seven hours before the incident.

Yemek yememiş bile olsaydım, Alkolün saatlik yanma oranı binde 15'tir. Bu demektir ki, 90 dakika sonra kanımdaki alkol tamamen gitmiş olacaktır.

We will always lack and the fact that we will always lack, meaning that we cannot achieve perfection, we can not achieve truly dynamic equilibrium.

Her zaman bir eksiğimiz olacaktır. Gerçek şudur ki, her zaman bir şeylere gereksinimimiz olacaktır. Yani, mükemmelliğe erişemeyiz.

Meaning that you liked her, right?

Bu onu sevdiğin anlamına geliyor, değil mi?

"Greedy" simply meaning that it picks the highest values first.

Yani önüne gelen en yüksek seçeneği seçer.

And the only thing that gave my life meaning was my son.

Yaşamıma anlam kazandıran tek şey oğlum oldu.

No, because there's something that I've been meaning to talk to you about.

Hayır, çünkü seninle konuşmak istediğim bir şey vardı.

It's highly unlikely that any one tribe would mix them all together like this. - Meaning?

Bir kabilenin bunları hepsini bu şekilde birleştirmesi alışılmadık bir durumdur.

That's when I realized that without a religious dimension, there was little meaning to life. "

Bir insan dindar değilse eğer hayatının anlamsız olduğuna kanaat getirdim. "

Not meaning to be presumptuous, Ma'am, but imagine that it's sergeant Gabriel lying dead in this warehouse.

Küstahlık etmek istemem hanımefendi ama varsayın ki yerde yatan kişi Çvş. Gabriel olsaydı.

Sometimes ghosts can attach themselves to things that have a deeper meaning to them.

Bazen hayaletler kendileri için derin bir anlamı olan şeyleri bağlayabilirler.

Well, word is that, uh, owen gives "scumbag" a whole new meaning.

Owen "pislik torbası" kelimesine resmen yeni anlam kazandırmış.

Well, for starters, that you didn't know the meaning of the word "impossible."

Öncelikle, "imkansız" sözcüğünün anlamını bilmiyormuşsun.

Like that, meaning with a guy or meaning it was that good?

Böyle derken, bir erkekle mi yoksa bu kadar iyisi mi olmamıştı?

I'm on my way to Queens to see my mother, have a conversation with her that I've been meaning to have for a very long time.

Queens'e doğru gidiyorum, annemi göreceğim.. .. ve onunla biraz konuşacağım. Bir süredir bu konuşmayı yapmak istiyordum.

I think that what we are dealing with is with a kind of a cinematic materialism, that beneath the level of meaning, spiritual meaning but also simple narrative meaning, we get a more elementary level of forms themselves,

Bence burada bir tür sinemasal materyalizm vardır. Spiritüel anlam düzeyinin olduğu kadar anlatı düzeyinin de altında bir materyalizm..

Like, "I'm whacked out of my gourd"? That kind of meaning?

"Keçileri hepten kaçırdım" gibi bir anlam mı?

That's the meaning you take from this?

Çıkardığın tek anlam bu.

What Mr Stokes has cleverly done, with recourse to a pun, is take Rita's usage of the word "tool", a device that performs manual or mechanical work, and transpose its meaning into the vulgar, slang definition of "tool", meaning the male reproductive appendage.

Bay Stokes zeki bir hamleyle Rita'nın kullandığı alet kelimesini, ki mekanik işleri yapmaya yarar, bir kelime oyunuyla erkek cinsel organını belirten, argo bir anlamda kullanmıştır.

So if that were possible, so the theory goes, we- - meaning people- - Well, we suddenly become unnecessary.

Eğer bu mümkün olsaydı, teoride kalmasaydı... biz, yani insanlar... aniden gereksiz oluverirdik.

it means that my life as a bureaucrat had meaning.

bürokrat olarak sürdüğüm hayatımın bir anlamı olduğu manasına gelir.

Yeah. I've been meaning to fix that.

- Evet, ne zamandır tamir edeceğim.

It's a bunch of over-heated jocks too dumb to know they have no future fighting over a game that has no meaning in a town from which there is no escape.

Birkaç heyecanlı serserinin bir gelecekleri olmadığını bilmeden ahmakça, kaçışı mümkün olmayan bu kasabadaki anlamsız bir maç için gösterdikleri mücadele.

Un-sane, meaning having been exposed to methods of evaluation that are long rendered obsolete.

Yani, artık hükümsüz kalmış değerlendirme yöntemlerine maruz kalan kişiler.

That's what the real meaning of science is : gaining the ability to predict the next most probable.

İşte bilimin gerçek anlamı budur. Olması muhtemel bir sonraki şeyi tahmin yeteneği kazanmak.

Yeah, I've been meaning to talk to you about that.

Evet, ben de o konuda seninle konuşmak istiyordum.

That's the trouble with spies, always looking for meaning in everything.

Bu casusların bir problemi, her şeyde bir anlam aramak.

Meaning... formaldehyde pickles body parts, animal parts, that kind of thing.

Formaldehit her türlü insan ve hayvan parçaları bozulmasın diye kullanılır.

That's another word you probably don't know the meaning of.

Herhalde bu kelimenin de anlamını bilmiyorsundur.

That wasn't the ghost of jimi hendrix? But it gave new meaning to stage fright.

Jimi Hendrix'in hayaletiydi ama sahne korkusuna yeni bir anlam kattı

Something that might have meaning for the two of you.

İkiniz içinde anlam taşıyan şeyler

It's something that I've been meaning to get into.

İlgimi çekebilecek bir şey duymak iyi gelebilir.

Yes, Toofer. You see, in the last decade or so, the African-American community has reappropriated that word as a way of depriving it of its meaning.

Son 10 yılda Afrikan-Amerikan toplumu bu kelimeyi yeniden kullanıma açtı, kötü anlamından sıyırmak için.

I think it takes more than a well-meaning speech to get a girl to make a commitment like that.

Bence o kıza öyle bir şey yaptırmak için iyi niyetli bir konuşmadan fazlası gerekiyor.

Meaning, " That Taylor, she is so pathetic.

"Ah, şu Taylor, o kadar acınası ki" anlamında.

Same as us. Ordinary blokes trying to find meaning in a world that doesn't have any.

- Bizim gibi anlamsız dünyada hayatın anlamını bulmaya çalışan sıradan insanlar.

The word "Shinigami" is a word that has some meaning between Kira and Second Kira.

Sonuçta "Ölüm Meleği" kelimesinin onların arasında bir şifre olduğunu biliyoruz.

Hey, you know, i was meaning to ask you, how did that job in chicago work out? No problem.

- Önemli değil.

I'm afraid that I might hurt you without meaning to.

İstemeden seni incitmekten korkuyorum.

When you recovered your memory, did you ever figure out the meaning of that symbol?

Hafızanı geri kazanırken şu sembolün anlamını çözebildin mi?

When you can't answer that question yourself, then it's the other meaning.

Eğer bu sorunun cevabını kendine veremiyorsan o zaman diğer anlamıdır.

I've been meaning to get that fixed.

Onu tamir etmek istiyordum.

Keep meaning to get that fixed.

Tamir ettirmeyi düşünüyorum.

and utopos - meaning the place that cannot be.

ütopya, güzel yer demek ve outopia, gerçek olmayacak yer demek.

I've been meaning to talk to you about that.

Bu konuda seninle konuşmayı düşünüyordum.

- Does that tattoo on your back have any special meaning?

- Sırtındaki bu dövmenin özel bir anlamı mı var?

And convinces him that his life has no meaning. To commit suicide.

Sonra da mahkumu hayatının hiçbir anlamı olmadığına inandırıyor.

Is there any meaning to that?

Bunun bir anlamı var mı?