English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Meaning who

Meaning who translate Turkish

197 parallel translation
Meaning who?
Kimi kastediyor?
- Meaning who?
- Kimi kastettin? - Onu.
Meaning who?
Kimi kastediyorsun?
What can this possibly mean to someone who doesn't need meaning who just goes with the mystery, pretending he's not scared to death?
Anlamlara gerek duymayan birisi için hayatımın ne anlamı olabilir?
It's the well-meaning amateurs, you should call them who do the fighting when the war comes. Isnt it?
Savaş çıktığında savaşanlar da bu iyi niyetli amatörler zaten.
I'd like to ask anyone who has called us well-meaning amateurs... to stand up on the chair and tell me just why a well-meaning amateur... is any less reliable than a well-meaning professional at a moment like this.
Bize her kim iyi niyetli amatörler diyorsa şimdi ayağa kalkmalarını ve böyle bir zamanda iyi niyetli amatörlerin iyi niyetli profesyonellerden neden daha az güvenilir olduklarını açıklamalarını istiyorum.
He's still Uncle John and a well meaning fathead who's letting a pack of high pressure crooks run his administration.
O hala kalın kafalı John amca. Hükümetini dolandırıcıların yönetmesine izin veren bir ahmak.
Men and women who know the meaning of toil.
Kendilerini zorlayarak çalışmanın ne demek olduğunu bilenleri.
But those who fought there know what they did, and the meaning of it.
Ama orada savaşanlar, ne yaptıklarını ve anlamını biliyorlar.
Wordsworth, a crawling insect ; an ugly, misformed little creature who has no purpose here, no meaning.
Bay Woodsworth, sürünen bir böcek, çirkin, biçimsiz burada hiçbir amacı ve anlamı olmayan küçük bir yaratık.
It is the crowd of the sixties, the ebb and tide of our century, who still need religion, desperately, to give meaning to their panic, their mistakes, their hopes.
işte 60lı yılların kalabalığı asırımızın bataklığı dinine hala ihtiyacı var, umutsuzca, paniğine bir mantığı verebilmek için, hatalarına, ümidine.
Maybe the permanent changing of that matter into other forms of life is the soul, and it can exist by itself and give meaning to that changing. Who can say?
Belki de başka bir yaşam biçimine kalıcı değişim ruhtur ve kendiliğinden varolup bu değişime bir anlam kazandırabilir.
That's impossible, there isn't a single man on Earth who doesn't, no man who doesn't acknowledge he at least exists, if I had any doubts at all my life would have no meaning.
Yeryüzünde en azından onun var olduğu inkâr etmeyen tek bir insan bile yoktur. Bu imkânsız. Herhangi bir şüphem olsaydı, hayatım anlamsız olurdu.
And the male humanoid who doesn't know the meaning of the word "female."
Erkek insansı robot ise "dişi" kelimesinin anlamını bilmiyor.
Who are you? What's the meaning of this attack?
- Bu saldırının anlamı nedir?
The discovery of oxygen was given meaning by the clear revolutionary mind of Lavoisier, who perished in the French Revolution.
Oksijenin keşfi, Fransız devriminde yitip giden Lavoisier'in,... devrimsel fikirlerine anlam kazandırdı.
Meaning someone who saw the whole thing.
Demeye çalıştığım biri tüm olan biteni gördü.
We are not the first who, with best meaning, have incurr'd the worst.
İyilik düşünürken, Kötülükle karşılaşan ilk insanlar biz değiliz elbette.
I have found a wonderful man who has given my life meaning.
Hayatıma anlam katan mükemmel adamı buldum.
The troops still thought of the Japanese soldier as master of the jungle, a man who could go for days on a handful of rice, didn't seem to know the meaning of fear, would never surrender, was perhaps unbeatable.
Askerler, hala Japonları cangılın efendileri olarak düşünüyorlardı. Bir avuç pirinçle günlerce dayanabilen bir adam pek de korku nedir bilmiyor gibiydi hiçbir zaman teslim olmazdı ve belki de yenilemezdi bile.
Stanislaw Przybyszewski who is to later believe that his passionate interpretation of Chopin will have more meaning for German literature than all his writing and August Strindberg, divorced separated from the children he adores who presents the "Black Pig" with a triple credo :
Chopin hakkındaki tutkulu yorumunun Alman edebiyatı için diğer bütün yazdıklarından daha fazla anlam ifade edeceğine inanan Stanislaw Przybyszewski. Boşanan ve taptığı çocuklarından ayrı olan August Strindberg.
It's a place of warring tribes, meaning a land of opportunity for such who can train and lead men in battle.
Kabileler savaş halinde. Yani bizim gibi asker eğitip savaştıracak adamlar için fırsatlar ülkesi.
Weren't you the one who taught me that every number has some meaning?
Sen beni her sayının bir anlamı olduğunu düşünen birimi sandın?
There's one who, from one look at the Rosetta Stone, deduced its meaning.
Rosetta Taşı'na bakan araştırmacılardan biri, bakar bakmaz olayı kavramıştı.
The information in the brains, the learned information involves such things as who's your mother or what the meaning is of that song we're hearing just now.
Beyinlerindeki öğrenilmiş bilgiler annesini tanımaya ve iletişim seslerinin anlamlarını çözmeye yarıyor.
But be that as it may, those of us who did make it have an obligation to build again, to teach to others what we know, and to try with what's left of our lives to find a goodness, and meaning, to this life.
Ama ne olursa olsun, hayatta kalanlara düşen görevler var. Yeniden kurmak, bildiklerimizi başkalarına öğretmek ve yaşamak için kalan ömrümüzde bu yaşamda bir erdem, bir anlam bulmaya çalışmak.
In more civilized era this tradition lost it's meaning, but Dmitriy Donskoy and later Ivan the Terrible, who used to come here, were braking off the branches from our oak tree.
Daha uygar çağda bu gelenek anlamını kaybetti, ama Dmitriy Donskoy ve Korkunç İvan'dan sonra, buraya kim geldiyse, bizim meşe ağacından dal kırdı.
And that's when it's time for a fella like me, who's very sensitive and caring, to move in and give new meaning to the words, "triple-decker Sam-ich." NORM : Hey, hey!
İşte o anda benim gibi hassas ve sevecen bir adamın araya girmesi ve "Üç Katlı Sammy-viç" kavramına yeni bir anlam kazandırması gerekir.
"From all of them I have learned what I now know, and if by writing this... " I can change even one man who is as blind to the world as I have been... "then I'll have given some meaning to my life."
Onların tümünden öğren ipte şimdi anladığım şey, bunu yazarak eskiden benim olduğum gibi dünyaya at gözlüğü ile bakan bir insanı bile değiştirebilirsem hayatıma bir anlam kazandırmış olacağım.
First of all, my fabulous supporting cast... who gives a new meaning to the word support.
İlk önce, "yardımcı" sözüne yeni bir anlam kazandıran, yardımcı oyuncu arkadaşlarıma.
If I didn't know who Juliet was or why she was on that balcony, the image alone wouldn't have any meaning.
Eğer, Juliet'in kim olduğunu ya da neden balkonda olduğunu bilmezsem sadece tasvir, hiçbir anlam içermez.
- Meaning who?
- Mesela kim?
Meaning like, someone who asked her out once and got shot down, and this is his revenge by putting this bogus article in the paper.
Şey gibi, bilemiyorum, birisi onu dışarı çağırmıştır, izin vermemişsindir,... o da bu asparagas haberi gazete baskısına vererek intikam alıyordur.
.. who doesn't know the meaning of the word mother.
Anne kelimesinin anlamını bile bilmiyor...
For he who will come at the end of the 20th century When that man, my spiritual son,... read the verses correctly, and finds the key,... he will understand the true meaning.
Benim manevi oğlum 20nci yüzyılın sonunda gelecek olan adamla ilgili ifadeleri okuyacak ve gerçek anlamını anlayacak şifreyi bulacak.
Meaning the computer is constantly challenging me to prove that I am who I say I am.
Bilgisayar sürekli, söylediğim kişi olduğumu kanıtlamam için zorluyor.
This riddle will never be understood because there isn't a single person alive... who will guess that there is some delicate meaning... behind this name, this... monosyllabic, inconspicuous Kraus.
Bu bilmece asla anlaşılamayacaktır çünkü bu ismin bu tek heceli, göze çarpmayan Kraus'un ardında zarif bir anlam olduğunu anlayacak yaşamakta olan tek bir kişi yok.
My bag man. Meaning the one who pays everyone off?
Herkese paralarını ödeyen adam anlamında mı?
Then there are those who care not about extraterrestrials, searching for meaning in other human beings.
Tabi bir de uzaylıları değil diğer insanların içinde hayatın anlamını arayanlar var.
I don't mean to be indelicate, but a man in your condition who wants to enjoy certain, shall we say, indoor sports should take steps to make sure that cranky old Mr Hip doesn't, shall we say, let down the team, if you get my meaning.
Kabalık etmek istemem ama sizin durumunuzdaki bir adam, kapalı alanda spor yapmak istiyorsa, yaşlı kalçalarının, takımı hüsrana uğratmaması için uğraşmalı.
Dr Crane, I've been meaning to ask you, what do you think about two people who work together dating?
Size bir şey sormak istiyordum. Doktor Crane. Beraber çalışan iki kişinin çıkması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Talk to what? S-some Neanderthal who thinks my day should get meaning from rubbing his feet?
Günümün, onun ayaklarını ovmakla anlam bulacağına inanan bir Neandertal'le mi konuşayım?
Meaning we're two red-blooded American teenagers who, weeks ago made the enlightened decisions not to keep our bodies to ourselves.
Yani biz, kanı kaynayan iki Amerikan genci, haftalar önce vücutlarımızı kendimize saklamamamız için kararlar aldık.
For those who choose to take part, entries must be turned in before spring break. Meaning, you still have a few months of procrastination.
Katılmak isteyenler başvurularını... bahar tatilinden önce yapsın, anlayacağınız sadece birkaç ay kaldı.
He is a sad, stubborn, and lonely man... who just did not understand the meaning of life.
O üzgün, yalnız ve inatçı bir adam...
Meaning? They're not the kind of girls who wonna deal with the studio bosses, the focus groups, all that industry shmoozing.
- Yani onlar stüdyo patronları, kameramanlar ve sektörün diğer ayrıntılarıyla uğraşacak kızlar değil.
I'll find some people who know the true meaning of the words "par-tay."
Par-ti sözcüğünün gerçek anlamını bilen insanlar bulurum.
I think that anyone who writes like you can...,... who can find grace and meaning in everything that happens...,... she's sure to make a wonderful queen.
Bence senin gibi yazabilen biri, gerçekleşen her şeyde zerafet ve manalar bulabilen biri, eminim mükemmel bir kraliçe olur.
Noel Wooliscroft, who I'm sure you'll all agree, has shown a level of guts and, well, the true meaning of friendship.
Noel Wooliscroft, eminim hepiniz aynı fikirdesinizdir ki ne kadar iyi ve gerçek bir arkadaş olduğunu fazlasıyla gösterdi.
It was about a girl who was put upon... whose job is like a prison and whose life has lost all meaning.
Hayatının hiçbir anlamı kalmamış, işi bir hapishaneye benzeyen ve ileriye bakmak isteyen bir kızın hikayesiydi.
Yeah. We're gonna learn the meaning of life from a guy who once threw his shoe at a swan.
Bir kuğuya ayakkabı fırlatan bir adamdan hayatın anlamını öğreneceğiz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]