English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Memories fade

Memories fade translate Turkish

54 parallel translation
When we encounter others, which we do... infrequently, they remember us for a few hours... but then the memories fade away.
Diğerleri ile karşılaştığımızda, yaptığımız... seyrekte olsa, bizi bir kaç saatliğine hatırlarlar... ama daha sonra o anılarda uçar gider.
Memories fade, but a Google search never forgets.
Anılar yok olup gider, ama "Google arama" asla unutmaz.
Tempers cool, memories fade.
Bu sayede öfkeler yatışır, hafızalar zayıflar.
MEMORIES FADE, MAN.
Hatıralar soluklaşır.
On one side of the screen, memories fade.
Ekranın bir tarafında hatıralar yitip gider.
Memories fade.
Hafızandan siliniyordur.
memories fade, and people have no room for it next to their logic and reason.
Hatıralar solar, akıl ve mantığın olduğu yerde bu hatıralara yer yoktur.
- I can't let her memories fade away!
- Anılarının kaybolmasına izin veremem!
Even memories fade out.
Hatıralar bile yok olmuş.
" Though memories fade,
" olsa anılar solmaya,
Because memories fade
Çünkü anılar insanların hafızasında belli belirsiz kalıyor.
Look, why'd memories fade?
Bakın! Niye anılar zayıflasın?
Except, after 70 years, memories fade, and David might not be remembering all the details.
70 yıl sonra solan hatıralar dışında ve David, tüm detayları hatırlayamayabilir.
Memories fade.
Anılar unutulur.
The longer they're gone, the farther the memories fade.
Onlar gideli çok oldu, anıları da solup gidiyor.
Memories fade, it's inevitable.
Hatıralar solup gider, kaçınılmaz bir şeydir bu.
LET THE MEMORIES OF YOUR PAST LIVES FADE.
Geçmiş yaşamının anılarının kararmasına izin ver.
Memories may fade
Anılar soluklaşabilir
I think the best thing now is to let it fade from our memories.
Şu an için yapılacak en iyi şey, onun anılarımızdan uçup gitmesine izin vermek.
But when I am alone in the half-light of the canyon all existence seems to fade to a being with my soul and memories and the sounds of the Big Blackfoot River and a four-count rhythm and the hope that a fish will rise.
Ama kanyonun alacakaranlığında yalnız kaldığımda tüm var oluşum geriye sadece ruhum ve anılarım kalacak şekilde soluklaşıyor. Büyük Kara Ayak nehrinin ve dört vuruşlu ritminin sesi duyuluyor. Bir balığın oltaya takılacağı umudu, yeşermeye başlıyor.
Memories were meant to fade, Lenny.
Anılar unutulmak için vardır.
Echoes fade and memories die :
Yankılar solmaya ve anılar die
Your recent memories have already begun to fade.
En son anıların, uçup gitmeye başladı bile.
You're either gonna come through this, on your way to becoming, the kind of friends you thought you were, or you become memories, memories that will fade, into nothin'.
Ya bunun altından kalkacaksınız ve sandığınız gibi arkadaş olma yolunda ilerleyeceksiniz ya da birer anı haline geleceksiniz. Anılar unutulur ve hiçbir şey kalmaz.
After a while my memories of Noi Nah began to fade.
Bir süre sonra Noi-Naa'ya dair anılarımı unutmaya başladım.
And you, as well as I, know that as the years decline and the memories stale and all your great victories fade it will always be remembered, you left your king in Asia!
Ve siz, benim kadar bilmiyor musunuz ki,.. ... seneler geçip, hatıralar bayatladığında ve bütün muhteşem zaferlerinizin, anısı solup gittiğinde hatırlanacak, tek bir şey kalacaktır. ASYA'DA KRALINIZI TERKEDİP KAÇTIĞINIZ!
And everything about senna... Will fade from our memories.
Ve Senna ile alakalı her şey hafızamızdan silinecek.
"Your memories will fade gradually."
Senin anıların yavaş yavaş kaybolacak.
I knew that when I took on human form the memories I brought with me would eventually fade.
İnsan şeklini aldığımda, getirdiğim anıların zamanla yok olacağını biliyordum.
Nothing but my memories, which will fade too, too quickly.
Hatıralarımdan başka bir şeyim yok, onlar da çok çabuk solacak.
The memories of that night will come and go and fade with time, but you will never forget it.
O geceyle ilgili anılar geçip gidecek, zamanla zayıflayacak ama asla unutmayacaksın.
Your treasured memories don't have to fade with time.
Değerli anılarınız zamanla solup gitmek zorunda değil.
Trust me... those memories will fade with time.
Güven bana... o görüntüler zamanla gider.
Memories of our time together will fade only with difficulty.
Birlikte geçirdiğimiz zamanların anısı kolay kolay silinmeyecek.
¢ Ü And memories could fade away ¢ Ü
# Hatıralar yavaş yavaş yok olur #
Even our most beautiful memories will fade one day
Bir gün en önemli anılarımız bile silinecek.
Some childhood memories never fade.
Bazı çocukluk anıları asla kaybolmaz.
Most people do, because the bad memories, they let fade away.
Çoğu insan böyle yapar çünkü kötü anılar uçup gider.
The lacerations will fade, but the memories will last us a lifetime.
Yaralar kaybolacaktır, ama anılar bizde bir omür boyu sürecek.
To expand a little further, memories of the incident tend to fade over time after the crime, and evidence preservation
Biraz daha açarsak geçen sürede olayla ilgili anılar zayıflamaya başlar ve... -... kanıtların korunması zorlaşır...
These memories are all I have, I need to keep them vivid or they'll fade, like the face of my husband.
Elimde kalan tek şey bu hatıralar, onları canlı tutmalıyım yoksa solup gidecekler, tıpkı kocamın yüzü gibi.
She's smoking pot now, so her memories will fade.
Yani hatıralarını unutacaktır.
We will send you back to your planet, and your memories will fade.
Sizi gezegeninize geri göndereceğiz, ve hafızanız silinecek.
Memories of them slowly fade and my guilt is increasing day by day.
Ama tüm bu hatıralar soluyor ve sadece suçluluk duygum artıyor.
When I think of my grandmother whom I loved a lot and who died a long time ago, I tell myself memories soon fade.
Yıllar önce ölmüş, çok sevdiğim büyükannemi düşündüğümde kendime anıların solup gittiğini söylerim.
Some memories are so powerful that they never fade...
Bazı anılar öyle güçlüdür ki asla solmazlar...
The life you had, the people you left behind... those memories start to fade, and the visits in your mind, the ones that gave you comfort, becomes nothing more than placing flowers on a grave.
Eskiden sahip olduğun hayat, arkada bıraktığın insanlar tüm o anılar solmaya başlıyor ve seni rahatlatan zihnindeki o hatıralar bir mezara dikilen çiçeklerden ibaret oluyorlar.
Well, and the memories, but those, my friend, fade much faster than you think.
Ve anılar ama onlar dostum düşündüğünden daha çabuk unutuluyorlar.
You realize memories fade.
Harika olacaksınız.
Sooner or later, even your memories of her will fade, whether you want them to or not.
Eninde sonunda onunla ilgili anıların silinecek, istesen de istemesen de.
I could've let the memories of this timeline fade, but... if I'd done that, I would've lost Joe, and Cisco, and Wally, and Caitlin, and you.
Bu zaman çizgisindeki anıların yok olmasına izin verebilirdim. Ama bunu yapsaydım Joe'yu, Cisco'yu, Wally'yi, Caitlin'i ve seni kaybederdim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]