English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Memory lane

Memory lane translate Turkish

270 parallel translation
Is that his line, down memory lane?
Geçmişi anarak sana kur mu yapıyor?
Down memory lane.
Geçmişe mazi derler.
It isn't to go down memory lane or make you buy a lamp.
"Mesele, hatıraların dar yollarında takılıp kalman ya da eve lamba alman değil..."
Not the time to go down memory lane, Carl.
Eski günleri anmanın sırası değil.
I'm falling apart and you go down memory lane with your silly jazz.
Ben parçalara ayrılıyorum ve sen aptal caz hatıralarından bahsediyorsun.
Mom and Dad are floating down memory lane again.
- Annemle babam yine eskilere daldılar. - Evet.
Strolling down memory lane.
Herhalde bir şeyler hatırladı.
Gee, tonight's just a walk down memory lane.
Şimdi geçmişi tazeleyecek bir ziyaretçimiz var.
Every now and then, you have to take a stroll down memory lane and say hi to Mr. Days Gone By.
şimdi bizim eve. Evet, tahmin ettiğim gibi. buraya geliyorlar.
Time flies when you're double-dribbling down memory lane.
Siz geçmişe doğru hatalı yürüme yaptığınızda zaman uçuyor.
We're taking a little stroll down memory lane.
Biz hafıza şeridinde biraz dolaşacağız.
Memory Lane!
Hafıza yoluyla.
Should have figured I'd find you walking around up here doing a little "memory lane."
Seni buralarda eski günleri yad ederken bulacağımı... -... tahmin etmeliydim. - Hala yad edebiliyorken...
- Naturellement. But we are not here for the memory lane of Poirot, mon ami, non?
Fakat burada Poirot'nun anılarından söz etmek için bulunmuyoruz, dostum.
There's no time for a trip down memory lane, Ruth.
Şimdi hatıralar için vaktimiz yok Ruth.
There's a used record shop down on Turk Street called Memory Lane.
-... nereden buldun? - Türk Caddesi'nde "Anılar Geçidi" diye bir eski plak dükkanından aldım.
- You will not set me on another walk down memory lane.
- Beni bir daha anılarımın içine itemeyeceksiniz.
Not the time to go down memory lane.
Eski günleri anmanın sırası değil.
- Memory lane.
— Hatıra geçidi.
Talk about a walk down memory lane!
Hafıza sokağında biraz dolaş!
Thatjust paved right over Memory Lane.
Doğru anıların arasına karıştı, değil mi?
Listen, if you're enjoying this little trip down memory lane, wait till you see the other blast from the past we brought up here.
Geçmişi hatırlatan küçük tatilimizi beğendiysen hele bir de diğer süprizlerimizi gör.
Adebisi, you want to waltz down memory lane?
Adebisi, anılarınla dans mı etmek istiyorsun?
Ordinarily I'd be more than happy to stroll down Memory Lane with you but I want reparations.
Normalde seninle anılarında gezinmekten memnun olurdum. Ama tazminat istiyorum.
Let's have a walk down memory lane.
Haydi geçimişin güzel hatıralarında dolaşalım.
Let's have a walk down memory lane.
Haydi geçimişin güzel günlerinde biraz dolaşalım.
Take a trip down memory lane with you?
Seninle geçmişe doğru bir yolculuğa mı çıkayım?
I don't know what you hope to gain by this trip down memory lane- - lt's not that I don't dig this whole hip-to-be-square thing, because I do.
Eski günlere yaptığın bu yolculukla ne elde etmeyi amaçladığını bilmiyorum... Öyle değil, geçmişe bu deliği o amaçla açmadım.
- Nothing. I just don't feel like a trip down memory lane right now, that's all.
Yok bir şeyim. Sadece şu anda anıları tazelemek istemiyorum.
You know, while you two are strolling down memory lane, I have a quick errand I have to run.
Siz anılar tüneline girmişken benim de yapacak ufak bir işim var.
Memory lane.
Anılarım canlandı.
If you insist on dragging us down memory lane, I'm getting a real drink.
Eğer bizi eski hatıralar ülkesine sürüklemekte ısrar edeceksen gerçek bir içki içeceğim.
Now, there's a trip down memory lane.
Hafızanın dar sokaklarına bir girelim.
Nice trip down memory lane, but if you aren't arresting me- -
GüzeI bir anı yoIcuIuğu oIdu ama beni tutukIamıyorsan...
- It's a stroll down memory lane.
- Anılar yolunda bir gezi olarak düşün.
I'm taking a little meander down memory lane.
Bunlar ben çocukken vardı.
And this prom will be a fun trip down memory lane on the arm of a guy I'm totally into.
Bu balo da çok sevdiğim bir erkeğin kolunda geçmişe yapacağım güzel bir yolculuk gibi olacak.
You wanna take a trip down memory lane? !
Hatıralar şeridini mi dolaşmak istiyorsun?
If we're done with our trip down memory lane, can you tell me what else we have?
Nostaljiyi bitirdiyseniz bildiklerinizi anlatın.
All my friends are either dead or in jail, so why the trip down memory lane?
Bütün arkadaşlarım ya öldü ya da hapiste. Niye anı tazeliyoruz?
I don't wanna spoil your waltz down memory lane but Ares ain't living here.
Anılara yolculuk valsini bölmek istemem ama Ares burada yaşayamaz.
So much for the trip down memory lane.
Anılar yolunda bir gezinti için biraz fazla.
Memory Lane is closed.
Hatırlama hatları kapalı.
After that little walk down memory lane... it was tourist time for yours truly.
Hafızamın dehlizlerindeki bu yolculuğun ardından turist olma vakti gelmişti.
DON'T TRY TO MEMORY LANE ME, FREDDY.
- Hafızamı kurcalamaya çalışma.
Memory lane.
Hafızanı yokla.
Mr. Skinner, we're trying a man for murder... not taking a trip down memory lane.
- Hayır. - Tanrı aşkına... Bay Skinner, burada bir cinayet soruşturuyoruz.
Remember this walk down memory lane?
Anılar gözünün önüne geldi mi?
Memory Lane, huh, Jack?
- Umursadığını sanmıyorum.
- How's memory lane?
Çok kötü.
Down memory lane and all that.
Hadi!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]