English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Mercilessly

Mercilessly translate Turkish

159 parallel translation
Euphemia mercilessly killed innocent Japanese.
Euphemia acımasızca masum Japonları öldürdü.
They warned me that my actions would be mercilessly crushed that I would be destroyed.
Beni uyardılar. Bütün çabalarımın acımasızca yok edileceğini benim de mahvolacağımı söylediler.
I would strike you, lash you mercilessly, had you talked away the Ice battle!
Eğer Buz Savaşı'ndan bahsetseydiniz size saldıracak, aklınızı başınıza getirecektim.
Should trouble come, I shall call Russia to arms anew and if you stand idly by, I shall strike you mercilessly as long as I am alive, and after it will be the duty of my sons!
Eğer bela yine gelirse, ben de Rusya'yı yeniden savaşa çağıracağım. Eğer yaşıyorsam, kendim savaşacağım. Eğer ölmüşsem, oğullarıma söz verdirteceğim!
They arrested him and grilled him mercilessly.
Onu yakaladılar ve acımasızca sorguya çektiler.
"... you will be mercilessly punished
"... acımasızca cezalandırılacaksın.
When the classical world will be exhausted, when all the peasants and artisans will be dead, when the industry will have turned round mercilessly the cycle of production and consumption, then our history will end.
klasik dünya tükettiği zaman, bütün çiftçiler ve zanaatçılar öldüğü zaman, endüstri merhametsizce üretimim ve tüketiciliğin tekerliği döndürdüğü zaman, bizim tarihimiz sona ermiş olacak.
Those who oppose them are mercilessly lynched
Onlara karşı gelen herkes acımasızca linç ediliyor.
Mercilessly accurate, Mr Shannon.
Merhametsizce doğru Bay Shannon.
You'd destroy it mercilessly.
Sonra merhametsizce yıkarsın onu.
A horse driver I hired told me several samurai were mercilessly slaughtered at Wada Pass.
Atını kiraladığım adamın anlattığına göre birkaç samuray, Wada geçidinde acımasızca katledilmiş.
And around four they came and started to throw everything out mercilessly.
Saat dört gibi geldiler ve evdeki her şeyi acımadan dışarı attılar.
All available forces in the province are searching for... the Nahueltoro murderer, who mercilessly and cruelly killed... a mother and her six young children.
Bir anneyi ve altı çocuğunu hunharca öldüren... Nahueltoro katilini yakalamak için... bütün güvenlik güçleri seferber olmuş durumda.
These are the French people who have been mercilessly evacuated and dragged along in the flood of the routed French army.
Bunlar acımasızca evlerinden tahliye edilmiş ve bozguna uğramış Fransız ordusu seli içinde sürüklenmiş Fransız halkı.
Later on in the film, in a brilliantly conceived montage Longueur mercilessly exposes the violence underlying our society when Brian and Brianette again meet on yet another rubbish dump.
Longueur filmde daha sonra Brian ile Brianette'i bir başka çöplükte karşılaştırıyor ve nefis bir montajla toplumdaki şiddeti sergiliyor.
Hit them on the head mercilessly, though in principle we oppose all violence!
Prensip olarak hepimiz şiddete karşı olsak da kafalarına acımasızca vur.
Day and night, a man will mercilessly fuck her, so that she will appreciate the art of pleasing a man.
Gece gündüz, bir adamımız onu sikecek... böylece bir erkeği memnun etme sanatının değerini bilecek.
Whoever mixes with Kechigiri Woman... Will be mercilessly killed.
Kechigiri kadınlarına kim bulaşırsa... acımasızca öldürülecek.
He also said he'd do it even more, if the powerful republics, didn't tax alcohol so mercilessly.
Ayrıca şöyle demiş : "Eğer güçlü hükümetler alkolden vergi almasa bunu daha sık yapardım."
In the morning, the clouds are still streaming into the desert sky but the sun burns mercilessly, and one by one they shrivel in the searing heat.
Sabahleyin, bulutlar halen çöl semalarına akıyor ama güneş acımasızca yakıyor, ve bulutlar teker teker kavurucu sıcakta kuruyup büzülüyor.
But you destroyed... what I love most- - mercilessly!
Ama bu hayatta en çok sevdiğim şeyi, acımasızca yok ettin!
Third, more horsemen engulf the enemy ranks as mercilessly as fire.
Üçüncü olarak da, süvariler bir ateş kızgınlığıyla akın ederler.
-.. mercilessly crushed underfoot!
-... merhametsizce ayaklar altında ezmek için!
Thriving mercilessly on loopholes and technicalities... the American legal profession has a field day.
Yasal boşlukları ve teknik detayları acımasızca kullanan... Amerikalı hukukçular alan araştırmasında.
Rain blood mercilessly over the entire world!
Dünyayı karanlıkla kaplayın ve kanla yıkayın!
Once a fortnight, Jeffrey pounds her mercilessly, and she tries to get even by breaking one of his things.
İki haftada bir, Jeffrey ona acımadan girişince o da öcünü, Jeffrey'nin eşyalarından birini kırarak alır.
You threw my sister from the rooftop so mercilessly one doesn't even throw one's toy so mercilessly.
sen merhametsizce kız kardeşimi oradan öylece aşağı attın kimse böyle merhametsizce birinin oyuncağını bile atmaz.
From now on, my stormtroopers will mercilessly kill anyone who opposes me!
Şu andan itibaren saldırı birliklerim, bana karşı çıkanları acımadan öldürecek!
You slaughtered mercilessly exterminated races, committed acts beyond the belief of sentient beings.
Vahşi katliamlar soykırımlar, bilinçli canlıların aklının alamayacağı şeyler yaptın.
After being tortured long and mercilessly.
Ona çok uzun süre acımasızca işkence yaptıktan sonra verebildi!
She's a one-time Boston barmaid who had a nervous breakdown and ended up in a sanitorium, where I met her, fell for her,.. and then was so mercilessly rejected by her that to this day there is a sucking chest wound where once there dwelled a heart!
Sinir krizi geçirip onunla tanıştığım sanatoryuma yatırılan, eskiden Boston'daki bir barda garsonluk yapan bu kadına âşık oldum ve tarafından öyle zalimce reddedildim ki önceden kalp taşıdığım yerde bir göğüs yarası açtı!
He's taunting the champ mercilessly.
Şampiyonu acımasızca alaya alıyor.
The man was surrounded on all sides and massacred mercilessly.
Adamın çevresini sardılar ve acımasızca katlettiler.
- Innocent commuters mercilessly terrorized, even killed... - Chris? - by these madmen of the freeway.
Masum sürücüler karayolunun çılgın şoförleri tarafından korkutuluyor hatta öldürülüyorlar.
In the remaining twilight that is left something happens - because of mercilessly condensed time.
Kalan son günlerde bir şey olur merhametsizce azalmış zamandan ötürü.
My brother was mercilessly killed.
Ağabeyim canice öldürüldü!
And you were chasing this one around and teasing her mercilessly.
Bu kızı kovalayıp, kızdırıyordun.
By order of the esteemed king goobot, it is my great privilege and honour to mercilessly exterminate you.
Saygın Kral Goobot'un emriyle, sizi acımasızca yok etmek bana şeref Verir.
Natural disaster or epidemics take human lives mercilessly.
merhametsizce insanların hayatlarını alıyor.
Then i mercilessly beat someone Until it went away.
Sonra bu düşünce geçene kadar birilerini acımasızca dövdüm.
Actually, the real love of my life is being mercilessly teased by the two of you for simply stating an opinion. - Oh, we're sorry.
Aslında benim hayatımın aşkı, sırf bir fikir belirttim diye ikiniz tarafından acımasızca alay edilmektir.
Yes, Daniel was a sensitive and intelligent boy but his father bullied him mercilessly.
Evet, Daniel çok hassas ve zeki bir çocuktu ama babası ona acımasızca kötü davrandı.
You boys beat him up mercilessly and broke his scooter!
- Arkadaşların merhametsizce ona vurdu,... pisikletini kırdı!
No one there negates their parents'wishes so mercilessly.
hiçkimse anne babasının isteklerini bu kadar acımasızca reddedemez!
He was killed mercilessly.
Acımasızca öldürüldü.
And let me guess, other than that, they've been picking on you mercilessly.
- Sana acımasızca sataşıyorlar, değil mi?
Would you be a dear and pummel them mercilessly?
Benim için onları güzelce pataklar mısın lütfen?
The story of a brutal Scottish warlord who kills mercilessly to gain power.
İskoç savaş beylerinin güç kazanmak için acımasızca cinayet işlemelerini anlatıyor.
Every year, Kelso picks a resident to ride mercilessly until they crumble.
Her yıl bu zamanlar, Kelso bir asistanı seçip onu ağlatana kadar acımasızca davranır.
You are, she should be beat mercilessly!
Öyle, acımasızca dövülmeli.
Were you at all aware of any repressed sexual urges while you were pummelling him so mercilessly?
- İyi geceler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]