English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ M ] / Morale

Morale translate Turkish

885 parallel translation
I need to know how the morale is in the country.
Ülkedeki moral seviyesini öğrenmem gerekiyor. "
The army's morale is crumbling.
Askerlerin moralleri kötü.
For my own information... would you call your approach toward me typical of the local morale?
Fikir sahibi olmam için... bana olan yaklaşımınız yerel ahlaka özgü bir şey mi sizce?
I suggested you feel out the grounds, test their morale.
Sana onları deneyimsiz hissettir, morallerini test etmeni önermiştim.
This is a turning point in shaping their morale.
Şu an onların morallerini düzeltmek için kritik bir durumdayız.
Nothing like soft shoulders to improve my morale.
Hiçbir şey moralimi bir çift yumuşak omuz kadar düzeltemez.
But as an officer you surely had to act in an executive capacity, you had to command men, be responsible for the morale?
Ama bir subay olarak yöneticilik kapasiteniz vardır herhalde insanları yönetmek ve morallerini yüksek tutmak zorundaydınız, öyle değil mi?
What is good morale?
İyi moral nedir?
An essential fact in the building and maintenance of... Morale.
Moral oluşturma ve muhafaza etmede temel gerçek.
Helps morale.
Morallerini düzeltir.
We're here to investigate the morale of American occupation troops, nothing else.
Amerikan işgal güçlerinin ahlakını teftiş için burada bulunuyoruz başka bir şey için değil.
Some Congressional committee to investigate our morale.
Bir Parlamento Heyeti, ahlakımızı teftişe geliyor.
Morale.
Ahlakmış!
Maybe some day we can send a little committee of our own to investigate morale in Washington, DC.
Bakarsın bir gün de biz kendi heyetimizi yollarız Washington'daki ahlakı teftiş için.
" War Department authorities report that morale is high all along the front.
"Savaş Bakanlığı yetkililerine göre, cephede moral yüksek."
We have a critical morale problem.
Kritik bir moral sorunu var.
Those managers have been holding out on me, breaking my morale.
Menajerler bana iş vermeyip moralimi yıkmak istiyorlardı.
Our fighting programme is the best morale builder we have.
Boks takımımız bizim için en büyük moral kaynağı.
It's nice to be able someone morale.
Birisiyle dertleşmek iyi bir moral olur.
False alarms were common, and they didn't help our morale.
Sürekli yanlış alarmlar verildi, bu da moralimizi kötü şekilde etkiledi.
- Who's the Morale Officer?
- Moral subayımız kim?
Mr Keith, you are now the Morale Officer.
Bay Keith, artık Moral Subayımız sizsiniz.
If I see another shirt-tail flapping. - - Woe betide the sailor, the OOD and the Morale Officer. I kid you not.
Bir denizcinin daha gömleğini dışarıda görürsem, o denizciyi de nöbetçi subayını da, Moral subayını da yakarım, anlaşıldı mı?
It was good for the morale of everyone.
Diğerlerinin disiplini açısından önemliydi.
It's good for your morale.
Moraliniz yükselir.
You know, you're hurting my morale.
Moralimi bozuyorsun ama.
Yes, I knew my morale would crack
Evet, biliyordum ahlakımın çökeceğini
You're the laundry and morale officer.
Sen çamaşır ve moral subayısın.
Officer in charge of laundry and morale, sir.
Çamaşır ve moralden sorumlu subayım, efendim.
Laundry and morale officer.
Çamaşır ve moral subayıyım.
Oh, are you laundry and morale? So am I!
Bende Çamaşır ve moral subayıyım.
- The men's morale, sir.
- Adamlarin morali efendim.
Well... Sir, the morale of this company is in what I consider to be a dangerous condition. Oh?
Efendim taburun morali tehlikeli boyuta gelecek kadar düşmüş durumda.
I appreciate your concern for the morale of this company.
Taburun moraliyle ilgili kaygılarını anlamıyor değilim. Evet, anlıyorum.
This company is... Let's just say it's a bit shaky in the morale department and not too fit for combat.
Bu taburun güzel bir isim verirsek, moral olarak fazla lüksü yok.
- So does the morale.
- Moralimiz de öyle.
Hate to see morale go to pot, but what can I do?
Morallerinin düştüğünü görmek istemiyorum ama ne yapabilirim?
The bouts we put on do a lot for the morale of the prisoners around here.
Buradaki maçlar, mahkumlara çok moral veriyor.
I wasn't thinking about the morale of the men.
Adamların moralini düşünüyor değilim.
Well, you see, sir it seems that my... My propaganda to undermine the enemy's morale undermined the staff's morale instead.
Efendim şöyle ki görünüşe göre... düşman moralini düşürme propagandam bizim personelin moralini düşürmüş.
You don't agree morale is high?
Sence moralleri yükselmedi mi?
If he knew we were here, it might boost his morale.
Burada olduğumuzu bilse, morali yerine gelirdi.
Secretary for national morale.
Ulusal Ahlak Bakanı.
Secretary for national morale is a job that I was born for.
Ulusal Ahlak Bakanlığı yapmak için doğduğum bir iş.
Look, for the sake of my morale, ma'am... let's, uh... let's not have any more talk like that, huh?
Bakın, akıl sağlığım için, hanımefendi.. .. öyle şeyler konuşmayalım artık, ha?
You've no idea what it does to my morale.
Bunun benim moralime ne yaptığından haberin yok.
General, I'm convinced that these tours of yours... have an incalculable effect upon the morale of these men.
General, bu gezilerinizin adamların morali... üzerinde çok olumlu bir etkisi var.
Aside from the fact that many of your men never left the trenches... there's the troops'morale, don't forget.
Adamlarınızın birçoğunun siperlerden bile çıkamamış olması gerçeğinden başka... birliklerin morali konusu da var, unutmayın.
- The troops'morale?
- Birliklerin morali mi?
They'll lose their morale...
Moralleri bozulacaktır...
Morale couldn't be lower.
Moral daha kötü olamaz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]