Mortified translate Turkish
312 parallel translation
I am really mortified.
- Gerçekten çok mahcubum, Efendim.
It's - it's already mortified, ma'am.
Çoktan ölümcül oldu, bayan.
I'm ashamed, and mortified, and disgraced.
Çok utandım, küçük düştüm ve de rezil oldum.
Sure they mortified you.
Evet, seni rezil ettiler.
Ive never been so mortified in all my life.
Hayatımda bu kadar çok utanmamıştım.
If Cecile had read it, I'd have been mortified.
Cecile bunu okumuş olsaydı, son derece dehşete düşerdi.
He's mortified, that's it, at having missed the end of the torture.
o küçük düşmek... işkencenin sonunu kaçırdığı için.
I think of him and I'm mortified.
Onu düşünürüm ve bu beni utandırır.
Mortified and they'll cut it off.
Gangren olur ve kesilir.
I am mortified.
Çok mahcubum.
I'm mortified!
Çok mahcubum!
The mortified nun was there.
Çürümüş rahibe oradaydı.
The mortified nun!
Çürümüş rahibe!
And as long as it was just your secretary at the office,... I didn't say anything, even though I was mortified.
Sadece ofisteki sekreterinle uğraşırken hiçbir şey demedim alçaldığım halde bile.
You two witches mortified me, robbed me, destroyed me... Why?
Cadılar, beni utandırdınız, soydunuz, mahvettiniz!
You're always saying you're pained, mortified...
Hep üzgünsün, hep mahcupsun zaten!
I was mortified and tormented by Arminda.
Arminda tarafından küçük düşürülüp, işkence gördüm.
I have never been so mortified in my entire life.
Hayatım boyunca bu derece küçük düşmemiştim.
First I have to be mortified in front of our friends.
Önce arkadaşlarımızın karşısında küçük düşmek zorunda kaldım.
Now I have to be mortified in front of the baby-sitter.
Şimdi de bebek bakıcısının önünde küçük düşmek zorunda kalacağım.
Truly mortified.
Çok utandım.
When she read of the plans... for his forthcoming wedding to Eudora Fletcher... she was mortified and decided to take legal action.
Kadın, gazetede Zelig'in... Eudora Fletcher'la evlenmek üzere olduğunu okuyunca... gururuna dokunmuş, ve hukukî kanallara başvurmaya karar vermişti.
Girl, you must be mortified.
Kız, sen rezil edilmelisin.
I'm mortified.
Çok utanıyorum.
Mortified and stupefied.
İncindim ve utandım.
I'm not too mortified.
Fazla bozulmadım.
I have never - I have never been so mortified in my whole life.
Hayatım boyunca hiç bu kadar utanmamıştım.
Why did you have to bring up sleeping with what's-his-face? I was mortified.
Biriyle yattığımı onun suratına söylemen gerekiyor muydu?
Well, of course, I was mortified.
Yerin dibine geçmiştim tabii.
I'd be mortified if someone ever made... a lousy product with the Simpson name on it.
Eğer biri Simpson adında iğrenç bir şeyler üretseydi, ben utanırdım.
My dear Madam, if you thought I intended any slight on your excellent and very comfortable arrangements, I am mortified!
Sevgili madam, kusursuz ve çok tatminkar hazırlıklarınızı hafife almayı kastettiğimi düşündüyseniz kırılırım.
If your mother were to see us now, she'd be mortified.
Anneniz şu anda bizi görseydi utancından ölürdü.
I'd be mortified if you sliced your little finger.
Küçük parmağını kesersen çok üzülürüm.
Wouldn't we have been mortified?
Mahcup duruma düşmez miydik?
I was mortified, the way you behaved tonight.
Davranış yüzünden yerin dibine battım.
Beth Kramer has never been so mortified in her entire life.
Beth Kramer hayatı boyunca hiç bu kadar incinmemişti.
Daphne, before I come in, I have to say I am mortified about my behaviour last night.
Daphne, içeri girmeden önce dün geceki davranışlarımdan dolayı utanç duyduğumu bilmeni isterim.
God, I was so mortified buying the tickets, I paid cash so they couldn't trace it back to me.
Geri veremesinler diye nakit ödedim.
I am personally mortified to be your sister.
Tanrım, senin kız kardeşin olduğum için utanıyorum!
Oh, my God. I was mortified.
Tanrım, çok utanç vericiydi.
I am so mortified at my behavior tonight and to think your parents saw me this way!
Bu geceki davranışlarımdan çok utanıyorum. Bir de annenler beni böyle gördü.
"Cute." Now I'm officially mortified.
"Hoş." Şu anda resmi olarak ölüyüm.
I am mortified at the way you were spoken to.
Seninle konuşulma tarzı beni utandırdı.
No, I'm mortified.
Hayır, Ben bir rezilim.
You like to give the impression that you're happy to be by yourself, but in reality, You're mortified that your marriage failed.
Kendi başınıza olmaktan mutluymuş gibi davranıyorsunuz ama evliliğinizin başarısız olması sizi çok utandırıyor.
Said it would make me a better choir singer. But I was mortified.
Bunun beni daha iyi bir koro şarkıcısı yapacağını söyledi.
Either way, she was mortified.
Her şekilde kız küçük düşmüştü.
We just got here and already I'm mortified beyond belief by your embarrassing behavior. I was just ordering a cheeseburger.
Sadece çizburger sipariş ediyordum, anne.
I was mortified.
Senin saralı olduğunu sanıyordum.
- Obviously, I'm mortified.
Açıkçası, mahcup oldum.
I am mortified.
Çok utandım.