Mortimer translate Turkish
388 parallel translation
- You, Sir Mortimer of Leeds?
- Siz mi, Leeds'li Sör Mortimer?
Mortimer Snerd.
Kukla Mortimer Snerd.
- Hey, isn't that Mortimer Brewster?
- Bu Mortimer Brewster değil mi?
- Mortimer Brewster, the dramatic critic?
- Hani şu tiyatro eleştirmeni Brewster mı?
- Mortimer Brewster.
- Mortimer Brewster.
Mortimer Brewster.
Mortimer Brewster.
I'm Mortimer Brewster.
Ben Mortimer Brewster.
Mortimer Brew- -
Mortimer Brew...
- Yes, Mortimer.
- Peki Mortimer.
- What do you mean, "Yes, Mortimer"?
- "Peki Mortimer" da ne demek?
- No, Mortimer.
- Hayır Mortimer.
- And don't "No, Mortimer" me, either!
- Bana "Hayır Mortimer" da deme!
Reverend Harper, I do hope you don't disapprove of Mortimer because he's a dramatic critic and takes your daughter to the theater.
Rahip Harper, umarım Mortimer'ın tiyatro eleştirmeni olması... ve kızınızı oyunlara götürmesi sizi rahatsız etmiyordur.
We mustn't be angry with Mortimer.
Mortimer'a kızmamalıyız.
Mortimer's made all the arrangements for Teddy to go to Happy Dale Sanitarium after we pass on.
Mortimer, Teddy için bütün işlemleri halletti. Biz öldükten sonra Mutluluklar Vadisi Sanatoryumu'na gidecek.
He won't interfere with our plans for Mortimer and Elaine.
Mortimer ve Elaine için yaptığımız planları bozamaz.
But, Mortimer, right out here with everyone looking?
Ama Mortimer, dışarıda herkesin gözünün önünde olur mu?
But, Mortimer, you're going to love me for my mind, too?
Ama Mortimer, benim kafamı da beğeniyorsun, değil mi?
"There's that look again, Mortimer!" You better get used to it.
"Yine o bakış Mortimer!" Buna alışsan iyi olur.
This is Mortimer Brewster.
Ben Mortimer Brewster.
Hello, Mortimer!
Merhaba Mortimer!
Now, Mortimer.
Tamam Mortimer.
Mortimer, don't be so inquisitive.
Mortimer, bu kadar meraklı olma.
Now, Mortimer, you know all about it and just forget about it.
Tamam Mortimer, artık her şeyi bildiğine göre tüm bunları unut.
Now, Mortimer, don't be so impatient.
Hadi ama Mortimer, bu kadar sabırsız olma.
Now, Mortimer, you behave.
Mortimer, kendine gel.
Whatever is the matter with Mortimer today?
Mortimer'ın nesi var bugün?
- Mortimer.
- Mortimer.
- But, Mortimer.
- Ama Mortimer...
You know, Mortimer didn't seem to be quite himself today.
Mortimer bugün pek kendinde değil.
What were you saying about Mortimer?
Mortimer'la ilgili bir şey mi söylüyordun?
If Mortimer's coming back for the services, we'll need another hymnal.
Eğer Mortimer da ayine katılacaksa bir tane daha ilahi kitabı gerekecek.
We promised Mortimer we wouldn't let anyone come in.
Mortimer'a eve söz verdik.
Mortimer!
Mortimer!
I came here to see my husband, Mortimer.
Kocam Mortimer'ı görmeye geldim.
I just thought I saw Mortimer drive up.
Arabayla gelenin Mortimer olduğunu sandım.
No, I came to see Mortimer.
Hayır, ben Mortimer'ı görmeye geldim.
- I've come back home, Mortimer.
- Eve döndüm Mortimer. - Ne?
- What? I've come back home, Mortimer.
Eve döndüm Mortimer.
"I've come back home, Mortimer." Listen, it talks!
"Eve döndüm Mortimer" dedi. Bakın, konuşuyor!
Mortimer, have you forgotten the things I used to do to you when you were tied to the bedpost?
Mortimer, küçükken sana yaptıklarımı unuttun mu? Hani seni yatağa bağlardım.
- Mortimer, he- -
- Mortimer, o...
I'm glad you remember, Mortimer.
Hatırladığına sevindim Mortimer.
Mortimer, you know what I do to people who order me around.
Mortimer, bana emir verip duran insanlara ne yaptığımı bilirsin.
I'll take care of you, Mortimer, in just a little while.
Seninle görüşeceğiz Mortimer, biraz sonra.
- Mortimer!
- Mortimer!
This may interest you, Mortimer. I've decided that we're staying.
Söyleyeceklerim seni ilgilendiriyor Mortimer, burada kalmaya karar verdik.
This is our nephew, Mortimer.
Bu yeğenimiz Mortimer.
Are you "the" Mortimer Brewster, the writer and dramatic critic?
Yoksa siz yazar ve tiyatro eleştirmeni Mortimer Brewster mısınız?
Only Mortimer stands in our way.
Önümüzdeki tek engel Mortimer.
I never did like Mortimer.
Zaten Mortimer'ı hiçbir zaman sevmedim.