Multiple translate Turkish
4,592 parallel translation
He's been stabbed multiple times, but this wound in the neck was the one that mattered... hit an artery.
Birçok kez bıçaklanmış ama en önemlisi boynundaki yara, atardamara gelmiş.
Cardinal Quinn, accused of multiple counts of sexual abuse, is the latest victim of the vigilante.
Çok sayıda cinsel tacizden suçlanan Cardinal Quinn, kanunsuzun son kurbanı oldu.
You have stood by my side Through the multiple rehabs, the jail time,
Onca psikolojik tedavi ve hapiste geçen süre boyunca hep yanımdaydın.
You're under arrest for multiple counts of homicide.
Ted Grant, birçok cinayetten tutuklusun.
Russian expat wanted in connection with multiple murder-for-hires involving unusual weapons.
Sıradışı silahların dahil olduğu pek çok kiralık katil durumundan aranan Rus gurbetçi.
Your diagnostics show multiple blockages.
Tanısal göstergeler birden fazla tıkanıklık olduğunu gösteriyor.
Multiple DUIs.
Birden fazla kafası iyiyken araç kullanma cezası.
Come to think about it, there were multiple ways you could have infiltrated my family.
Düşündüm de ailemin içine sızmak için onca yol varken
There are two outgoing calls to the porters, As well as multiple calls Going in and out to a second burner phone.
Telefonuyla bir kaç saat içinde iki kez Porterları pek çok kez ikinci bir kullan-at telefon aranmış.
Awful in,'Still the most beautiful woman in the world who's on the cusp of having sex with me multiple times kind of way'.
- Sağ ol. "Hala dünya üzerindeki ilginç bir şekilde birçok defa daha benimle seks yapmanın eşiğinde olan, en güzel kadın" berbatı.
Several broken bones, multiple lacerations, two concussions.
Birkaç kırık kemik, çeşitli kesikler, iki beyin sarsıntısı.
So sorry again for the multiple delays, but we've been in uncharted territory with no model to benefit from.
Ve defalarca yaşanan gecikmeden dolayı da özür dilerim çünkü kimsenin ayak basmadığı bir yerdeydik ve yararlanabileceğimiz bir model yoktu önümüzde.
There appear to be multiple points of impact on this wound.
Bu yarada birden fazla darbe noktası gözüküyor.
You've committed multiple felonies while on duty.
Görev başındayken birden çok ağır suç işledin.
Shots fired, colon, multiple, period.
Ateş edildi, kolon, birkaç kez nokta.
I still can't believe they needed multiple oboes for a small horror film.
Küçük bir korku filmi için birden fazla obua istediklerine inanamıyorum.
Chloe was tagged in multiple pictures, two of which
İki tanesi bugün Wexford'da çekilmiş.
She's worn bracelets in multiple states.
Kendisi pek çok eyalette kelepçeyi takmış.
We've done that multiple times. I had to look out for you.
Seni kollamalıydım.
I have agents positioned at multiple locations.
Ajanlar birden fazla bölgeye konumlandı.
WITH MULTIPLE COUNTS OF BOTH PRODUCTION...
-... bazı kanıtlar bulduk.
We're seeing multiple 911 calls within the last hour.
Son bir saat içinde 911'i arayan bütün numaralara bakıyoruz.
Multiple security cameras and several prints place you in the defense research facility for more than an hour, a highly classified area, as you might guess, where many lethal agents are studied and housed, including one specific strain of bacterial meningitis
Çoklu güvenlik kameraları ve birkaç yazıcı senin bir saatten fazla bir süre savunma araştırmaları tesisinde olduğunu gösteriyor. Tahmin edeceğin gibi burası pek çok ölümcül maddenin üzerinde çalışıldığı ve depolandığı bir yer.
You're inviting multiple people to be your date tonight.
Bu gece çıkmak için başkalarını da mı davet edeceksin?
I'm inviting multiple people to join in on the fun.
Eğlenceye katılmaları için başkalarını da davet edeceğim.
The victim likely bled out from the multiple stab wounds to the chest and the abdomen.
Maktul göğsüne ve karnına aldığı çoklu bıçak yaraları yüzünden ölmüş.
Be advised, we've got multiple gunshots fired...
Tedbirli olun, birden fazla ateş edildi...
Sensors reading multiple ties incoming.
Tarayıcılar birçok TIE mekiği belirledi.
Blunt-force trauma to the head, massive internal hemorrhaging, multiple bone fractures.
Kafasına şiddetli bir darbe almış. Ağır bir iç kanaması vardı. Vücudu kırık doluydu.
Secret war is a huge event being carried across multiple platforms with game-changing ramifications.
Gizli Savaş oyun değiştirici unsurlarla dallanıp budaklanan ve pek çok platforma yayılan büyük bir olay.
Is there a problem, officer? We have a 10-57 with multiple injuries on Route 6 near Hawthorne.
Otoyol 6, Hawthorne yakınında birden fazla yaralanmalı 10-57 var.
The new thoracic vertebrae show signs of multiple stab wounds.
Yeni göğüs omurunda çoklu bıçak yaraları var.
We have multiple injuries due to the height of the fall, but the cause of death is likely cervical fractures.
Yüksekten düştüğü için birsürü yaramız var. Ama ölüm sebebi muhtemelen boyun kırığına bağlı.
Multiple lacerations on the face Indicates a possible struggle prior to death.
Yüzündeki kesikler ölmeden önce birisiyle boğuştuğunun göstergesi.
I just dumped a guy with multiple personalities.
Çoklu kişilik bozukluğu olan bir adamdan biraz önce ayrıIdım.
Multiple drafts, going back almost 15 years.
Bir sürü taslak, en eskisi neredeyse 15 senelik.
Soon, all their troubles will be activated and any one of those could claim multiple lives.
Sorunları her an aktifleşebilir ve herhangi biri ölümlere neden olabilir.
Access to the firm is advanced biometric, multiple modalities.
Garip. Firmaya girmek için gelişmiş biyometrik çoklu modüller gerekli.
Diagnosed PTSD, multiple traumatic brain injuries.
TSSB ve çoklu travmatik beyin hasarı tespit edilmiş.
Okay, not to be insensitive, but Granger did say that Goodsell suffered multiple traumatic brain injuries.
Kötü konuşmak istemem ama Granger birçok TBH aldı dedi.
your Imperial Arms is optimal for taking on multiple opponents.
Bols-san. Yani onlara karşı da etkili.
So an hour ago, we got multiple calls about an explosion at The Grey Gull.
Bir saat önce, The Grey Gull'de bir patlama olduğuna dair birkaç çağrı aldık.
Multiple. Firstly...
- Son derece karşıyım.
Police say that there were multiple stab wounds to his neck.
Polis, boynunda birden fazla bıçak yarası bulunduğunu söyledi.
" and witness testimony show multiple contusions,
"... ve şahidin ifadesi sonucunda, gövdede... "
Which all represent multiple warheads.
Hepsi de savaş başlıklarını temsil ediyor.
Currently is recovering at Saint Mary's Hospital from multiple injuries.
Saint Mary Hastanesinde yaralanmadan dolayı tedavi görüyor.
Multiple miracles have been reported from the curing of a young girl with leukemia to restoring the sight of a man who lost his sight in an industrial accident.
Lösemi olan bir kızın iyileşmesi iş kazasında gözünü kaybeden adamın gözlerinin açılması gibi bir çok mucizeler kaydedildi.
There's multiple human impacts, ranging from fishing to climate change and acidification, implying that no part of the ocean is free from human impact.
Aşırı avlanmadan iklim değişimine ve asiditasyona kadar insan faktörünün hissedilmediği okyanus parçasının kalmadığını gösteren birçok etki var.
Do the freeholders get multiple pensions?
Meclis Başkanları iki katı emekli maaşı alıyor öyle değil mi?
[Multiple shrieks and roars] - Aah!
- Aah!