Murmurs translate Turkish
155 parallel translation
Your murmurs were sweeter than any lover's.
Mırıltıların bütün aşıklarınkinden bile hoştu.
( Approving murmurs )
Ne kadar da ilginçti değil mi? Amerikalılar her şeyi başarırlar.
If you hear any murmurs against Silver, report to me.
Eğer Silver'a karşı çıkan kişiler duyarsanız, hemen bana bildirin.
A voice inside me always murmurs, " Back to Joppa.''
Her zaman içimde bir ses fısıldıyor "Yafa'ya geri dön."
[truck horn blares ] [ tires screech ] [ thud ] [ woman screams ] [ murmurs]
Birden önüme atladın. - Neyse ki sadece yandan çarptım. - Sorun değil, bir şeyim yok.
- A convoy. - ( Murmurs of agreement )
Bir konvoy.
And as she smiles through her tears, she murmurs low,
Gözyaşları arasında kendisine tebessüm eder ve der ki :
Outburst in the form of constant murmurs...
Devamlı mırıltı halindeki müdahaleler...
Outbursts in the form of constant murmurs and derision shouting profanity and abuse
Devamlı mırıltı ve küfür içerikli alay şeklinde parlamalar ve taciz
[Murmurs]
[mırıldanma]
[Murmurs]
[Mırıldanma]
[Interpreter # 1 Murmurs In French]
Neden?
Why? [Murmurs In German]
Hayır, ben Wartheland'ı istemiştim.
Let's hear the murmurs of the forest. The wind whispering.
Çok hoş, çok hoş, ormanın seslerini duyalım, rüzgarın fısıltısını...
And Draupadi murmurs, in her bloodstained robe :
Ve Draupadi kana bulanmış elbisesi içinde, homurdanıyor :
( audience murmurs ) Stone : Thank you.
Teşekkür ederim.
( audience murmurs ) No more questions.
Daha fazla soru yok.
( audience murmurs ) How many more than one?
Birden kaç fazla?
The sweaty murmurs of my rosary beads.
Tespih tanelerimin ter kokan mırıltıları.
( murmurs ) Who the fuck keeps stuff that long?
Kim bu şeyleri bu kadar uzun süre saklıyor?
They stood at the frontier of a hidden world, a shimmering canvas of distant murmurs and deep shadows.
Gizli dünyanın sınırında durdular. Işıklarla titreşen, uzaktan fısıltılarla ve yoğun gölgelerle dolu bir görüntüyle.
Listen to the murmurs in the next room.
Yan odadaki mırıltıları dinle.
But to observe this world we must fall silent now and listen to its murmurs.
Bu dünyayı keşfetmek için sessizlik gerekiyor. Gürültüsünü duymak için...
- [Hushed ] Why is that woman still living here? - [ Murmurs]
Bu kadın neden hala burada kalıyor?
You will hear the songs, murmurs, music...
Onun şarkılar fısıldadığını duyacaksın.
# # [Carnival ] - Behold the can of mystery! - [ Crowd Murmurs]
Gizem konservesine bakın bir de!
Never seen a storm surge like that before... ( crowd murmurs )
Ömrümde böyle bir fırtına görmedim. Arkadaşlar!
Never seen a storm surge like that before... ( crowd murmurs )
Hayatımda hiç bu kadar kabarmış bir deniz görmedim. Millet.
( clapping and murmurs of approval ) Come, Pete the grocer.
Güzel ayakkabıların var ve minicikler!
- No. - Heart murmurs?
- Kalp şikayeti?
( She murmurs ) Thought it were girls who were s'posed to go to toilet together.
Ben kızların tuvalete birlikte gittiğini sanırdım.
- [Murmurs] Howdy.
- Merhaba.
I have to give the students a lecture on heart murmurs.
Yarın tıp öğrencilerine kalp uğultusu hakkında ders vereceğim.
And "Z" is for the Zs that you'll be getting cos you now know heart murmurs from A to Z.
Artık kalp üfürümü hakkında A'dan Z'ye her şeyi biliyorsunuz.
Marge murmurs, Maude croaks Lisa Buddhist, Homer tokes
Marge homurdanır, Maude ölür. Lisa Budist olur, Homer kafa yapar.
The looks, the murmurs behind my back
- Henüz bitmedi, bir bölüm daha var.
[crowd murmurs] "well, what do you think the shepherd does?" asked David.
Evet dediler. "Sizce bir çoban ne yapabilir?" diye sordu Davud.
[Murmurs] Alan, stay back!
Alan, geri çekil.
( organ music starts ) ( audience murmurs )
- Bu da planın parçası mıydı?
- Would that be a completely reliable figure (? ) - ( SH0CKED MURMURS )
Bu tamamen güvenilir bir rakam mı?
( Murmurs )
.
Let rolling streams their gladness show With gentle murmurs whilst they play And in their wild meanders flow
Kıpır kıpır insanlar, hafif mırıltılarla hareket ederlerken sevinçlerini gösterip bu kutsal günün sevinci ile çılgınlıklarının dolambaçlı yollarında akıp gitsinler.
[Murmurs] Ah, the doc came back with you.
Ve doktor seninle beraber geri geldi.
It's called a "stethron." Cardiologists use it to listen for heart murmurs.
Buna "stethron." denir.Kardiyologlar kalbin mırıltısını dinlemek için kullanırlar.
Do you think, at your age, this is right? "' [Approving Murmurs ] [ Clapping] "Do you think, at your age, this is right?"
Sence senin yaşında bu doğru mu,? "'Sence senin yaşında bu doğru mu,? "'
My mother is standing way in the back with some friends. ( Audience murmurs ) MY friends.
Annem arkada, birkaç arkadaşımla birlikte dikiliyor.
( Audience murmurs ) MY friends.
Arkadaşlarım.
I'm resigning my seat in parliament... AUDIENCE MURMURS and I will stand as a candidate in the resulting by-election and, with your help, I will win... .. and become the first Member of Parliament elected for the British Way.
Parlamentodaki koltuğumdan istifa ediyorum ara seçimlerde aday olacağım ve sizin yardımınızla, kazanacağım ve İngiliz Yolu'nun seçilmiş ilk Parlamento üyesi olacağım.
[Murmurs] L -
Ben...
CROWD MURMURS NO
Belki kendisine başka bir kadın bulmuştur, vur kaç yapıyordur.
murmurs :
- Çıldırmış.