My advice translate Turkish
2,963 parallel translation
My advice- - Find yourself a new partner.
Sana bir tavsiye ; kendine yeni bir ortak bul.
Here's my advice.
İşte sana nasihatim.
But they were passing through an electrical storm, and until we can rule out a lightning strike... my advice would be to say nothing.
Ama havanın gök gürültülü sağnak yağışlı olduğunu söylüyorlar bu yüzden yıldırım çarpmasını seçeneklerden çıkarana kadar hiçbir şey söylememeni tavsiye ederim.
My advice is to drop the PetroFex deadline.
Tavsiyem PetroFex'e verdiğin mühleti iptal et.
And if you would take my advice, don't do as I did.
Tavsiyemi istiyorsan şöyle. Benim yaptığımı yapma.
But the patience who follow my advice get to call me Meredith.
Ama benim tavsiyelerime uyan hastalar bana Meredith diyebilir.
Well, I'm not gonna talk to him, and my advice is, neither should you.
Ve benim önerim, sen de onunla konuşmamalısın. - Neden?
Here's my advice you didn't ask for... quit.
Sana istemediğin tavsiyemi veriyorum, bırak bu işi.
Here's my advice you didn't ask for - - quit.
İşte istemediğin tavsiyem geliyor, bırak.
My advice - - keep your heads down and stay down.
Tavsiyem ortaya çıkmayıp kimseye gözükmeyin.
My advice to you is that you pull your name from consideration, blame it on a medical ailment or a personal family matter, state how grateful you are to have been chosen but that you have to withdraw.
Size tavsiyem, sağlık durumunuzu ya da ailevi durumları bahane ederek adaylığınızı çekmeniz. Seçilseydiniz ne kadar minnettar olacağınızı söyleyin ama çekilmek zorundasınız.
PARSONS : To take my advice.
Tavsiyemi dinlemek için.
My advice? Report it to the police, get a crime number, claim it on insurance.
Tavsiyem polise ihbar edin, suç numarası alın, sigortaya karşılatın.
My advice, use your head.
Tavsiyem, kafanı kullan.
My advice to you is to stop worrying about it.
Sana tavsiyem bunun hakkında endişelenmemen.
Take my advice, nurse her through this defeat and you shall have the life you desire.
Tavsiyemi dinle, bu yıkımla onu tedavi et.. daha sonra istediğin hayatı yaşarsın.
♪ They come to me and want to know what my advice is ♪
Bana geliyolar ve tavsiyemin ne olduğunu merak ediyolar
- You want my advice?
- Tavsiye mi istiyorsun?
You wanted my advice.
Tavsiyemi istedin.
That's my advice.
İşte benim tavsiyem.
My advice, do not lie to congress.
Benim tavsiyem, heyete yalan söyleme.
As long as there's no pain or discomfort... proceed with caution would be my advice.
Ağrı veya rahatsızlık olmadığı müddetçe temkinli olmanız benim tavsiyemdir.
My advice is to keep a low profile and stay away from your brother.
Size tavsiyem, göze batmayın ve ağabeyinizden uzak durun...
Well, just take my advice and be careful.
Tavsiyeme uy ve dikkatli ol sen.
Although, I wouldn't take my advice.
Tavsiyemi dinlemezdim.
My advice to you...
Benim size tavsiyem...
You asked for my advice.
Benden tavsiye isteyen sendin.
You should have taken my advice, Shawn.
Tavsiyeme uymalıydın Shawn.
He's insisting I bring you back in to see him, against my advice.
Onu yeniden görmen için seni çağırmama ısrar etti, tavsiyeme rağmen.
- My advice?
- Tavsiye?
Take my advice. Put in a request for her for your probation officer.
Öğüt olsun gözetim memuru isterken onu istek listene koy.
You never take my advice.
Asla tavsiyemi almıyorsun.
Against my advice, Ms. Grayson is being more than fair here.
Benim tavsiyelerimin aksine Bayan Grayson fazla bile adil davranıyor.
My advice :
Benim tavsiyem şu ;
You want to sleep with some girl who smokes hash and works in a thrift shop, be my guest, but if you want my advice - -
Ot içip ucuzluk mağazasında çalışan bir kızla yatmak istiyorsan keyfine bak, ama tavsiyemi istersen...
So my advice to you, you visit him at home, all right?
O yüzden size tavsiyem onu evinde ziyaret etmeniz, tamam mı?
Max is the ambulance driver who took my advice to fight back too literally.
Max benim sözüme kulak verip karşılık veren ambulans şoförü.
As if she was asking my advice.
- Bana akıl danışıyor gibiydi.
My advice to you is... Take a shower.
Benim sana tavsiyem, duş al.
Look, you disobeyed my advice.
Bak, tavsiyelerime uymadın.
- Here's my advice, Liddy.
- İşte sana tavsiyem Liddy.
I see you didn't take my advice.
Gördüğüm kadarıyla tavsiyeme uymamışsın.
Are you asking my advice on how to get her?
Onu tavlamak için benden tavsiye mi istiyorsun? Evet.
I wish that I had my mom here to give me some advice.
Keşke bana tavsiye vermek için annem yanımda olsaydı.
I took your advice and asked my lady friend to choose between me and her husband and, as you can see,
Senin öğüdünü dinledim ve bayan arkadaşıma ikimizden birini seçmesini söyledim.
Consider that my last piece of advice.
Bunu da benden son tavsiye say.
It can't be like those other times when you refused my wise advice.
Yoksa yine geçmiş zamanlarda reddettiğin bilge tavsiyelerim gibi pişman olursun.
Uh, it used to be you giving me advice about my screwed up life, and...
- Hiç... Eskiden mahvolmuş hayatıma dair tavsiyelerde bulunan kişi sendin ve artık öyle değil.
Avoid all my brilliant advice.
Mükemmel tavsiyelerimden kaç.
In my line of work, people are always trying to give me advice about my job.
Sahip olduğum bu meslekte insanlar bana sürekli işimle ilgili tavsiye veriyor.
No, no, you're... you're good. I see my sage advice is being heeded.
- Bilgelik dolu tavsiyem dikkate alınmış.