My advice to you translate Turkish
560 parallel translation
My advice to you is to give this guy solitary for a month.
Size tavsiyem bu adamı bir ay hücreye atmanız.
- Now, my advice to you —
- Sana tavsiyem şu -
I'm just a visitor here, and my advice to you is to slam the door in his face.
Ben sadece bir misafirim ve size tavsiyem kapıyı yüzüne kapatmanız.
My advice to you is, start carrying your gun.
Benim sana tavsiyem ise, bundan sonra silah taşımaya başlamandır.
My advice to you, Mr. Meadows, is to stick pretty close to your legitimate business from now on.
Benden size tavsiye Bay Meadows bundan böyle sadece bu küçük ve yasal işinizle ilgilenin.
Until then, my advice to you is to keep your door locked when he's around.
Sana tavsiyem, O buralarda olduğu zaman kapını kilitlemeyi unutma.
- My advice to you as...
- Şey olarak tavsiyem...
So I says to him " My advice to you, from the bottom of the heart :
Ve ona dedim ki " Sana tavsiyem, tüm içtenliğimle :
A very ingenious theory but my advice to you, Miss Marple, is to read fewer thrillers.
Çok orijinal bir teori, ama size tavsiyem, Bayan Marple, daha az detektif romanı okumanız.
My advice to you is to give me the code now, and if they try any rough stuff, we'll fight them together.
Size tavsiyem şimdi şifreyi bana vermeniz, ve eğer sizi zorlarlarsa, o zaman ikimiz beraber savaşırız.
So you had better produce him, that's my advice to you for what it's worth.
Yani sana tavsiyem onu bulmak için ne gerekiyorsa yapman.
Swim or not, my advice to you is to stay put.
İster yüz ister yüzme. Sana tavsiyem burada kalman.
Now, my advice to you is to get the first train back to St. Louis... and then get on home, where you belong.
Şimdi, sana tavsiyem ilk trenle St. Louis'e dönmelisin ve sonra ait olduğun evinde kalmalısın.
Never marry, my friend, that is my advice to you.
Asla evlenmeyin, dostum. Size tavsiyem budur.
My advice to you is to leave. Go back where you came from.
Size tavsiyem geldiğiniz yere geri dönünüz.
And my advice to you is obey the rules and do your job.
Size tavsiyem : Kurallara uyun ve işinizi yapın.
My advice to you is to grab onto the tail of the first horse you see traveling south.
Sana tavsiyem, güneye giden gördüğün ilk atın kuyruğuna yapışmaktır.
My advice to you is to get yourself a little revenge on them bucks.
Sana tavsiyem o serseriIerden iyi bir intikam aIman.
Oh, Miss Cameron... Glad to see you took my advice about saving that pretty dress.
Bayan Cameron tavsiyeme uyup o süslü elbiseyi değiştirdiğinize sevindim.
My advice is for you to go back on that job.
- Sana tavsiyem o işe geri dönmen.
If you want my advice - which you don't - you'll give up this whole idiotic business and go back to your studies.
Bana sorarsanız, ki soracağınızı pek sanmıyorum tüm bu ahmakca işleri bırakıp, derslerinize geri dönün derim.
My advice, sir, if you'll take it, is not to be too harsh with them.
Bence efendim, onlara çok sert davranmayın.
If you take my advice, you'll take the first plane back to London pronto.
Jerry, sözümü dinlersen, hemen ilk uçağa atlar Londra'ya dönersin.
Are you asking my advice on how to conduct your defense?
Savunmanızı nasıl yapacağınız hakkında benden tavsiye mi istiyorsunuz?
You asked my advice and I'm giving it to you.
Benden nasihat istediniz, ben de veriyorum.
If you ever want to get into Russia, take my advice.
Eğer Rusya'ya gitmek istiyorsanız öğüdümü dinleyin.
- Don Jose, you're my manager... and I'm willing to take your advice on matters of business.
- Don Jose, sen benim menajerimsin... ve sadece iş ile ilgili tavsiyelerini duymak isterim.
And if you want my advice, you'll go to church on Sunday... and say you haven't been to Mass in 10 years and that you're sorry.
Sen de benim tavsiyemi istersen pazar günü kiliseye git ve... 10 yıldır ayinlere gelmediğini, üzgün olduğunu söyle.
You haven't asked my advice, Norval, and it certainly isn't up to me... to advise you to evade the law, but since you were dragged into this situation... and it's practically forgotten now anyway, and the Kockenlockers have gone... probably taken root someplace else.
Fikrimi sormadın Norval, ve sana kanundan kaçmanı tavsiye edecek değilim, ama zorla bu duruma sürüklendin ve neticede bu olay da şimdiye unutulmuş durumda, Kockenlocker'ler gitti muhtemelen başka bir yere yerleştiler.
But if you follow my advice, you'll never have to play the small-time again.
Ama tavsiyelerime uyarsanız, bir daha asla küçük gösterilerde oynamazsınız.
So you see how important it is for him to follow my advice.
Bu yüzden ona verdiğim öğütlerin ne kadar önemli olduğunu anlayın.
So you took my advice and came to Butch's?
Demek tavsiyemi tutup, Butch'a geldin?
I don't want to butt into your affairs, but if you take my advice, you'll grab Woody!
Aranızda olanlara girmek istemem ama bana sorarsan, sen Woody'i kapacaksın!
- My advice is to wait till after dark, by which time, you see, we can have those hands attended to.
- Sözümü dinlerseniz Bay Pip... hava kararana kadar bekleyin derim. O zamana kadar şu ellerinle de ilgilenebiliriz.
My Lord, did you come to me for aid and advice, I have this to say : Think, Duke.
Lordum, bana çare danışmak için geldiyseniz size şunu söyleyeyim, düşünün.
And I felt it my duty to offer you my advice.
Ben de tavsiyemi size iletmeyi görev bildim.
I forgot to tell you, you used to take my advice.
Sana söylemeyi unuttum. Eskiden tavsiyeyi dinlerdim.
My advice is to tie him to a stretcher so he won't slip when you tilt it.
Tavsiyem onu bir sedyeye bağlamanız böylece sallandığında kayıp düşmez.
Look Marshal, it's none of my business, but I'd like to give you a little free advice...
Beni ilgilendirmez ama size bir tafsiyede...
Master, if you accepted my advice the day before yesterday, there wouldn't be accidents when you visited the grave to cherish the memory of the dead
Efendi, önceki gün benim önerimi kabul etmeniz halinde, ölü ziyaretine gittiğinizde böyle kaza olmazdı.
You have been listening to bad advice, my lord.
Kötü tavsiyelere uyuyorsunuz.
And if you ever need my advice, don't hesitate to ask.
Tavsiyeme ihtiyacınız olursa, çekinmeden sorun.
You did well to follow my advice.
Tavsiyeme uymakla çok iyi yaptınız.
- And my advice to you – leave Paris.
- Tavsiyem Paris'ten kaçmaktır. - Asla!
If you'll take my advice, you will someone to speak for you at the tribunal.
Eğer uyacaksan tavsiyem mahkeme için kendine bir avukat bulman.
- You want to hear my advice, right, Gloria? - Aha.
Tavsiyemi mi istiyorsun Gloria?
If you take my advice, lady, you'll have that boy seen to.
Beni dinlerseniz bayan, çocuğu bir doktora gösterin.
If you take my advice. You'll go home and wait for him to send you his code address.
Tavsiyemi isterseniz, bence eve gidin ve size adresini göndermesini bekleyin.
- If you be sure to follow my advice.
- Tabii tavsiyelerimi harfiyen dinlersen.
It may sound strange, Mr. Vanzetti, but I would like to ask for your advice. What would you do in my place?
Size tuhaf gelebilir, Bay Vanzetti, ama sizin tavsiyenizi öğrenmek istiyorum.
My only advice to you, Columbo, is to throw it in the trash can.
Benim sana tek tavsiyem, Kolumbo, onun çöp tenekesine atmanız.
my advice 141
my advice is 19
to you too 24
to you 1078
to your 24
to your positions 16
to your knowledge 54
to your health 109
to your place 20
to your left 71
my advice is 19
to you too 24
to you 1078
to your 24
to your positions 16
to your knowledge 54
to your health 109
to your place 20
to your left 71