English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Natanz

Natanz translate Turkish

34 parallel translation
Another week or so, we'll be ready to deliver the bunker buster Israel needs to take out Iran's nuclear enrichment plant at Natanz.
Bir iki haftaya İsrail'in ihtiyacı olan, Natanz'daki İran'ın nükleer tesislerini zenginleştirme işini çözecek bunker busterları göndermeye hazır olacağız.
Iran has expressed its indignation after nuclear installations near Natanz were damaged last night.
İran dün akşam Natan yakınlarında zarar gören nükleer birimlerle ilgili kızgınlığını ifade etti.
they started producing low enriched uranium, producing more centrifuges, installing them at the large-scale underground enrichment facility at Natanz.
Düşük seviyelerde Uranyum zenginleştirmeye ve daha çok santrifüj üretip,... kullanmaya Natanz'daki yeraltı tesislerinde başladılar.
How many times have you been to Natanz?
Kaç defa Natanz'daki tesisleri ziyaret ettiniz?
Natanz is just in the middle of the desert.
Natanz çölün tam ortasındadır.
But then inside, Natanz is like any other centrifuge facility.
Ama iç yapı olarak Natanz da diğer santrifüj tesisleri gibi.
When you look at the uranium which was there in Natanz, it was a very special uranium.
Natanz'daki uranyumu incelediğimizde,... oldukça özel bir tür olduğunu anladık.
Well, photographs of Ahmadinejad going through the centrifuges at Natanz had provided some very important clues.
Ahmadinejad'ın Natanz tesisinde,... santrifüjlerin yanında çekilen resimleri,... oldukça önemli ipuçları içeriyordu.
The Natanz attack, and this is out there already, was called Olympic Games or OG.
Natanz saldırısı çoktan dilden dile yayılmıştı,... ve biz ona "Olympic Games" yada kısaca "OG" diyorduk.
For Natanz, it was a CIA-led operation, so we had to have agency sign-off.
Natanz saldırısı CIA öncülüğünde yapılmıştı,... bu nedenle NSA'in yetkileri askıya alındı.
But STUXnet couldn't have a command-and-control channel because once it got inside in Natanz it would not have been able to reach back out to the attackers.
Ama STUXnet'in bir emir komuta kanalı olamazdı. Çünkü bir kez Natanz'a girdiği zaman,... dışarıya sızıp saldırıyı planlayanlara ulaşamayacaktı.
The Natanz network is completely air gapped from the rest of the Internet.
Natanz ağları, internetten tamamen izole edilmiş bir hava boşluğundadır.
People gotta get new code into Natanz.
İnsanların Natanz tesisine yeni kodlar sokması gerekiyor.
People have to get log files off of this network in Natanz.
İnsanların Natanz tesisindeki aktivite girdilerini kaydetmesi gerekiyor.
The first time we introduced the code into Natanz we used human assets, maybe CIA, more likely Mossad, but our team was kept in the dark about the trade craft.
Kodu Natanz'a ilk kez soktuğumuzda insan kaynaklardan yararlandık,... belki CIA, büyük ihtimalle Mossad. Sızma konusunda kendimizi daima gizledik.
A double agent in Iran with access to Natanz, but I don't really know.
İran'da Natanz'a girme yetkisi bulunan bir ikili ajan hakkında... Ancak aslını bilmiyorum.
Have I arrived in Natanz?
Natanz'a ulaştım mı?
Certainly one must conclude that what happened at Natanz must have driven the engineers crazy, because the worst thing that can happen to a maintenance engineer is not being able to figure out what the cause of specific trouble is.
Şüphesiz Natanz'da gerçekleşen bu aksaklıklar,... mühendisleri çıldırtmış olmalı. Çünkü her bakım mühendisinin kabusu,... o an gerçekleşmekte olan aksaklığın nedenini bilememesidir.
The International Atomic Energy Agency inspectors would go in to Natanz and they would see that whole sections of the centrifuges had been removed.
Uluslararası Atom Enerjisi müfettişleri Natanz'a gittiklerinde,... tüm santrifüjlerin söküldüğünü gördüler.
You know, as a former director of a couple of big 3-letter agencies, slowing down 1,000 centrifuges in Natanz...
Birkaç 3 harfli kuruluşun genel müdürü olarak,... Natanz'daki 1,000 santrifüjü devredışı bırakmak...
President Obama would go down into the Situation Room, and he would have laid out in front of him what they called the horse blanket, which was a giant schematic of the Natanz nuclear enrichment plan.
Başkan Obama durum değerlendirme odasına gitmiş,... ve önüne "Horse Blanket" dedikleri bir şey serilmişti. Bu Natanz'daki Nükleer Zenginleştirme tesisine ait devasa bir şematik plandı.
Our human assets weren't always able to get code updates into Natanz and we weren't told exactly why, but we were told we had to have a cyber solution for delivering the code.
Bireysel yardımcılarımız,... her zaman Natanz'a güncelleme sokamıyorlardı. Sebebi söylenmemişti ama kodun içeriye,... ulaştırılabilmesi için bir siber çözüm düşünmemiz istenmişti.
And, so, what we believe after looking at that code is two things, one, either they didn't get in to Natanz with that earlier version, because it simply wasn't aggressive enough, wasn't able to jump over that air gap,
Ve bu kodları inceledikten sonra iki kanıya vardık. Birincisi, belki de bu ilk versiyonlarla Natanz'a girmeleri mümkün olmamıştı. Çünkü yeterince agresif değildi ve hava boşluğunu geçmeye yetmedi.
The first five infections are all outside a Natanz plant, all inside of organizations inside of Iran, all organizations that are involved in industrial control systems and construction of industrial control facilities, clearly contractors who were working on the Natanz facility.
İlk beş bulaşma Natanz santralinin dışında,... hepsi İran sınırları içindeki kuruluşlarda,... ve hepsi de endüstriyel kontrol kuruluşları için,... endüstriyel parça yada kontrol ünitesi üreten,... kurumlarla alakalı çıktı. Yani Natanz tesisi için çalışan taşeron firmalar.
And they knew... the technicians from those companies would visit Natanz.
Ve bu şirketlerdeki teknik ekibin Natanz tesisine gideceklerini biliyorlardı.
That operator then goes down to Natanz and he plugs in his USB key, which has some code that he needs to update into Natanz, into the Natanz network, and now STUXnet is able to get inside Natanz and conduct its attack.
Sonra bu operatör Natanz'a gidecekti ve içinde Natanz ağındaki güncellemeleri içeren,... USB'sini tesisteki sisteme bağlayacaktı ve bu sayede STUXnet Natanz ağına bulaşıp,... saldırılarına başlayacaktı.
These five companies were specifically targeted to spread STUXnet into Natanz and that it wasn't that...
Bu beş hedef STUXnet'i Natanz ağına sokmak için dikkatle seçilmişti, Ve bu şu şekilde değildi...
STUXnet escaped out of Natanz and then spread all over the world and it was this big mistake and, oh, it wasn't meant to spread that far but it really did.
Yani STUXnet Natanz'daki tesisten,... tüm dünyaya yayılmamıştı. Sanki yanlışlık yapılmış gibi, "Bu kadar yayılması düşünülmüyordu ama oldu işte" deniliyordu.
The way we see it is that they wanted it to spread far so that they could get it into Natanz.
Bize göre kasten bu kadar yayılmasını istediler,... ki sonunda Natanz'daki tesise kadar ulaşabilsin.
The Mossad had the role, had the... assignment to deliver the virus to make sure that STUXnet would be put in place in Natanz to affect the centrifuges.
Mossad'ın rolü, burdaki görevi virüsü serbest bırakmak ve STUXnet'in,... Natanz'daki tesise ulaşıp santrifüjleri etkilemesini sağlamaktı.
The Natanz plant is inspected every couple of weeks by the International Atomic Energy Agency inspectors.
Natanz santrali birkaç haftada bir IAEA müfettişleri tarafından kontrol edilir.
In 2012, David Sanger wrote a detailed account of Olympic Games that unmasked the extensive joint operation between the U.S. and Israel to launch cyber attacks on Natanz.
2012'de, David Sanger "Olympic Games" hakında detaylı bir yazı yayınlamış,... aslında bunun nasıl ABD-İsrail ortak operasyonu olduğunu,... ve Natanz'daki tesise siber saldırı yapma konusunda,... nasıl anlaştıklarını kaleme almıştı.
People sat around in the White House Situation Room and said, the Iranians have sent us a message which is essentially, stop attacking us in cyberspace the way you did at Natanz with STUXnet.
Beyaz Saray'daki toplantı salonunda insanlar toplanıp, şöyle dediler, İran bugün bize bir mesaj yolladı ve dedi ki... " Natanz'da kullandığınız STUXnet benzeri,... Siber silah kullanmaya bir son vermelisiniz.
It was used to knock out uranium-enriching centrifuges at the Natanz reactor in Iran.
İran'daki Natanz reaktöründe bulunan uranyum açısından zengin santrifüjleri Devre dışı bırakmak için kullanılıyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]