English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ N ] / Needlessly

Needlessly translate Turkish

195 parallel translation
I made you worry needlessly.
Seni de endişelendirdim.
We have surplus of goods, lying around needlessly.
Elimizde fazlasıyla erzağımız var, etrafta asılsız haberler dolaşıyor.
We checked up... and as we could find no confirmation of any such shall I say "surreptitious friendship" between Mrs Riordan and Kronin we decided not to upset you needlessly.
Araştırdık... ve Bayan Riordan'la Kronin arasındaki "kaçamak dostluğu" onaylayacak bir şey bulmadıkça sizi üzmemeye karar verdiğimizi söylemeliyim.
I repaid you by delaying you, involving you needlessly.
Gereksiz yere önünüze çıkıp sizi geciktirmemi telafi edeceğim.
Those who died needlessly for this cursed child of Kumlek's!
Bu uğursuz Kumlek'in kızı uğruna ölen savaşçılarımız?
- Mr. Nielson. You're needlessly excited.
- Bay Nielson gereksiz heyecanlandınız.
And a lot of people have died in this world needlessly waiting for them.
Bunu beklerken birçok insan gereksiz yere öldü.
It seems innocent people died needlessly.
Öyle görünüyor ki, boş yere masum insanlar öldü.
Why make trouble needlessly?
Gereksiz yere neden sorun çıkartıyorsun?
Needlessly?
Gereksiz yere mi?
I needlessly sacrificed my own son.
Gereksiz yere oğlumu feda ettim.
It excites him needlessly.
Onu yok yere heyecanlandırıyor.
My mother died needlessly when I was 8.
8 yaşında annemi kaybettim.
Don't throw your life away needlessly.
Hayatınızı boş yere ziyan etmeyin.
I don't want to involve you needlessly
Gereksiz yere sizi bu işe bulaştırmak istemiyorum.
All I understand is that 4000 people were needlessly butchered.
Bütün anladığım 4.000 insan boş yere katledildi.
Don't let them all die needlessly.
Gereksiz yere ölmelerine izin verme.
So needlessly in such a one sided deal?
Tek taraflı bir anlaşma için, buna değer mi?
Why sacrifice needlessly
Gereksiz yere niye feda edelim.
Nor to see others die needlessly.
Başkalarının boş yere öldüğünü de görmek istemiyorum.
Is such a thing possible, or am I worrying needlessly?
Böyle bir olasılık var mı, yoksa gereksiz yere kuruntu mu yapıyorum?
And needlessly committed suicide.
Ve gereksiz yere intihara sürüklendi.
Needlessly.
Gereksiz yere.
It's silly to suffer needlessly.
Tedavi edilebilir bir şeyken, boşuna acı çekmeniz anlamsız.
Something which is done senselessly, needlessly.
Duygusuzca, gereksiz yere yapılmış olan herhangi bir şeydir.
We threw it all away needlessly.
Gereksiz yere kaldırıp attık.
I fail to see any good in needlessly terrifying the entire community.
Tüm toplumu nedensizce korkuya sürüklemenin işe yarar bir yanı olacağını sanmıyorum.
I think this is getting needlessly messianic.
Bu biraz Mesih hikayelerine dönmeye başladı.
We have a solemn duty to those lives needlessly slaughtered.
Gereksiz yere kanları dökülen milyonlarca kişiye kutsal bir görevimiz var.
Brutal and needlessly sadistic.
Vahşi ve gereksiz şekilde sadistsin.
Yeah, but I don't see anything wrong with taking advantage of a little inside information, then not wasting the profits needlessly. Dd [Singing, Indistinct]
Kârın boşa gitmesine sebep olmaktansa birazcık yanlış bilginin kimseye bir zararı olduğunu sanmıyorum.
WHY MUST YOU NEEDLESSLY COMPLICATE EVERYTHING?
Neden herşeyi gereksizce karmaşıklaştırıyorsun ki?
So I am not going to go along with this kind of a program in South Vietnam, at least with my vote, that in my judgment is going to kill needlessly untold numbers of American boys, and for nothing.
Yani Güney Vietnam'a bu tür bir program uygulanamaz, bunu onaylayamayız, bizim kararımız Amerikan çocuklarını, hiçbir şey için öldürmemektir.
And it just seems kind of a shame that he died needlessly.
Ve onların gereksiz yere.. öldüğü için utanç duyuyorum.
I have also told them you have needlessly alerted Berenson to our investigations by recklessly blowing up his safe!
Ayrıca, soruşturmamızın güvenliğini sorumsuzca tehlikeye attığını, Berenson'u da gereksiz bir panik havasına soktuğunu da ekledim.
A good cop - needlessly cut down by some cowardly hoodlums.
Yok yere korkak serserilerce delik teşik edilmiş iyi bir polis.
I see no reason to die needlessly.
Gereksiz yere ölmek için bir neden göremiyorum.
I am unwilling to hurt her needlessly.
Kadını boş yere incitmek istemiyorum.
I'm sure your mother didn't want to worry you needlessly.
Eminim anneniz sizi gereksiz yere endişelendirmek istemedi.
You are suspecting me needlessly.
Sen, gereksiz yere benden şüpheleniyorsun.
Oh, sure, thousands of people are dying needlessly but this, that's gotta stop.
Evet, belki, binlerce insan boş yere ölüyor ama bu, mutlaka durmalı.
It's not my intention that you should suffer needlessly.
Gereksiz yere acı çekmeni istemiyorum.
- Oh. - Now that I think about it, it may be a little confusing. Many have died needlessly.
Kafam biraz karışıktı ama konuyu düşündüm ve daha fazla insanın ölmesine gerek yok.
- And needlessly bloody.
- Ve fazlaca kanlı.
- Dan. Isn't it true little has been achieved that the Communists have not been offering since 1969, that in fact your administration has needlessly prolonged the war and escalated it to new levels of violence?
Bu anlaşmanın başarıldığı doğru mu... 1969'dan beri kommünistlerin önerilmediği, gerçekte idareniz gereksizce savaşı uzattı... onu şiddetin yeni basamaklarına götürdü?
I don't want my men to die needlessly.
Adamlarımın boşuna ölmesini istemem.
You've scared me needlessly.
Beni çok korkuttun.
No one wants to suffer needlessly- - not like that woman you brought me.
Kimse, bana getirdiğin kadın gibi boş yere acı çekmek istemiyor.
Why should he suffer needlessly?
Neden bir ay sonra değil? Neden boş yere acı çeksin?
First, one understands that he causes.. much of his own suffering needlessly.
Birincisi, anlar ki çoğu acı çekmelerine... gereksiz yol açıyordur.
Perhaps I'm panicking needlessly.
Belki de boşuna panikliyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]